Ekrana haftada yedi dizi çıkıyor. Fasılasız. Eskiden kış sezonu biter, birkaç ucuz bütçeli yaz dizisi devreye girer, seyirci de zihnini nadasa çekerdi. Şimdi öyle değil.
Kanal D, Show Tv, Atv, Star Tv,
TRT1 ve son atakla devreye giren
Tv8 yani altı kanal haftada yedi gün yayın yapıyor ve prototipin ağır topları olarak ekrana dizi sürüyor. İşbu durumda ortalamanın üzerinde yazan, çeken, oynayan insan sayısı belliyken ekranda derinlikli ve ölümüne özgün işler izlemeyi beklemek de fazla saflık olur. Bunu koy cebe..
Kanal D'de yayına girmeye hazırlanan
Limon Yapım dizisi
Kalbim Ege'de Kaldı da yaz ayında yayın açıkmaya hazırlanan projelerinden biri. Dizi ilk tanıtımını yayınlayınca sosyal medya'da, "Ama bu
Güzel Köylü" sesleri yükselmeye başladı. Elbette bir hikayeyi 45 saniye izleyip, "ay çok benziyor" demek mümkün olmadığı gibi tamamen "benzemiyor" demek de mümkün değil. Kişisel olarak bir diziyi izlerken hangi kriterlerle 'aynısı' ya da 'hiç alakası yok' diyorum size de anlatmak istedim.
Kalbim Ege'de Kaldı, adından da anlaşılacağı gibi Ege kokusu taşıyan bir dizi olacak. Yani 'tür' anlamında her iki dizi de aynı rafta duruyor:
Şiveli Romantik Komedi Yeni hikayemize seçilen mekan da tıpkı
Güzel Köylü gibi Ege kıyıları. Hatta şirin bir köy. Her iki hikayede de iki genç insan vardı. Güzel Köylü'nün Gül'ü, kent hayatının ve özel hayatının getirdiği sıkıntılardan kurtulmak için şehirden kasabaya gitmişti. Yani Güzel Köylü bir "
tersine göç" hikayesidir. Aslında anlatılmak istenen kentli bir kızın köyde yaşamayı seçmesi ile olayların gelişmesidir. Kalbim Ege'de Kaldı'da da ise Zeliş ve Mustafa Nine'nin çağrısı üzerine köye geri dönüyorlar.
Her iki hikayede de birbirine 'düşman' aileler var; düşmanlığın ortak sulh ve ortak çatışma noktası bir nine. Güzel Köylü'de
Sultanana, Kalbim Ege'de Kaldı da ise
Iraz Nene var. Güzel Köylü'de iki aile
Sultanana
'nın mirası için tatlı tatlı itişirken; Kalbim Ege'de Kaldı'da Iraz Nine'nin mirası, gençlerin evlenmesi ve dahi düşman haline gelmiş iki ailenin sulh olması için bir motivasyon kaynağı olarak kafadan masaya koyuluyor.
Elbette hikayelerin tür ve tema anlamındaki benzerliği makul karşılanabilir.
Ancak, 'durum', 'karakter' ve 'önerme' benzerlikleri bir işin nazarımda 'kopya'
etiketi yemesine yol açar. Ve sırf ekrana ilk çıktı diye bir diziyi orjinal, diğerini kopya diye etiketlemem mümkün değil. Çünkü her iki hikaye de komedinin yüzlerce yıldır denenmiş, çalışmış sağlam klişelerine yaslanıyor ve "bir daha tekrar edilemeyecek" özgünlükte işler değil.
Özetle; bana göre
Kalbim Ege'de Kaldı ile
Güzel Köylü arasında tür ve aynı kültürel dokudan besleniyor olmanın getirdiği çoklu benzerlikler olduğunu düşünüyorum.. Ve bu durum onları doğrudan kopya ya da bir diğerinin klonu yapmaz. Ha, "şart mıdır?" derseniz onu da kanalların prototip yaparken seçtikleri hedef kitle belirler. O anlamda da bize laf düşmez.
Böyle işte..
R.