İnsan ağlamaya programlamışsa kendini
gülmek güç gelir ona. Şaşırır. Ne yapacağını bilemez. Gülmek yük olur insana.
Neye alışırsa ötekine Fransız kalır. Alışılmamış ya. Azem’i otelde gülerken
gören Dilber önce bir şaşırdı. Şaşırdı çünkü Azem’in de dediği gibi genelde
tatlı şeyler gelmez başına. Dilber desen zaten dışı gülse de içinde yaraları
olan bir kadın. Azem gibi. Yani bu ikilinin birbirlerini içten bir gülüşle
görmeleri şaşırtıcı. Dilber de ondan bocaladı.
Azem’in gülüşünün sebebi belli. Oğlu Özgür yani
Cihan’la ilgili bir iz buldu. Azem bu güzel haberi gidip Dilber’le paylaştı.
Dilber de en az Azem kadar sevindi. Bu sevinci dışarıya taştı hatta. Azem
oğlunun izini sürüyordu zaten. Onun büyüdüğü mahalleyi gidip bulmuştu ama onu
büyüten kişileri bulması biraz zaman aldı. Oğlunun otoparkına gitti önce.
Cihan’ı yani Özgür’ü oğlunu sordu. Oğlunun adamları onu tanımadıklarını
söylediler. Azem sonra bir adres sordu. Onu da bilmediklerini söylediler. Oğlunu büyüten kadını bulması biraz zaman
aldı haliyle. Yine de navigasyon yardımıyla buldu. Kadınla görüştü. Oğlunu
sordu ama elle tutulur bir cevap alamadı. Oğlunu büyüten kadın durumu anladığı
için doğruları söylemedi. Azem tabii kadının mimiklerinden ve bakışlarından
yalan söylediğini anladı. Elinde koca bir hiçle dönmek zorunda kaldı.
Piraye’nin kafası iyice karışmaya başladı. Engel
olamadığı bir yakınlık ve hayranlık hissetmeye başladı Azem’e karşı. Bunu fark
etmesinde arkadaşının da payı büyük tabii. Azem’in Ayça’yla olan iletişimi
mükemmel. Hatta pek çok kişinin anlaşamadığı Ayça’yla Azem doğru iletişimle
müthiş bir uyum yakaladı. Bu hafta ilk sınavına girdi Ayça. Deneme sonucunu
annesine göstermek istedi ama annesi telefonla görüşmediği için ilgilenmedi.
Ayça buna çok bozulup ağlayarak odasına çıkınca Azem müdahale etti ve Piraye’yi
uyardı. Anne ve kızı arasındaki uzlaşmayı Azem sağladı. Başka bir olay da
Ayça’nın aşk acısı sebebiyle okuldan erken çıkmasıydı. Piraye köpürdü tabii e
çok kızdı hem de tam Ayça neler olup bittiğini Azem’e anlatacakken. Azem
haliyle yine arayı bulmaya çalıştı fakat bu sefer Piraye’den hiç istemediği
şeyler duydu.
Piraye yaptığı gaftan sonra Azem’i özür mahiyetinde
kardeşinin doğum gününe çağırdı. Olanlar yine oldu. Doğum günü mekânında
Piraye’nin büyük kardeşi Piraye ve Azem’in sevgili olup olmadığını sorunca
ipler gerildi. Azem kabalık sınırında olduğunu söyleyip uyardı. Olanlar bununla
da bitmedi. Piraye’nin dut gibi sarhoş olan küçük kardeşiyse Azem’in
hediyesiyle dalga geçti. Azem bunun üzerine zaten gerilmiş olan ipleri koparıp mekânı
terk etti. İşin şaşırtıcı olan kısmı Piraye’nin de onunla birlikte çıkmasıydı.
İkili mekânı terk edip başka bir yere yemek yemeye gittiler. Tabii bu sırada
gazeteciler de Azem ve Piraye’yi çekti. Muhtemelen bu fotoğraflarla inanılma
bir haber yapılacak. Ortalık karışacak gibi duruyor.
Dilber boşanmak istediği kocası Zahir’den çekmeye
devam ediyor. Tam oğlunu görmüşken ona dokunmasına fırsat vermedi Zahir. Dilber
de için için ağladı. Gözünün önündeyken ona dokunamamak çok zor geldi. Hemen
gidip Azem’in yanında ağladı. Hali hazırda nikahlı kocası olduğu için çok da
bir şey yapamadı. Azem ve Dilber evlatları olmadan onlar için kutlama yaptılar.
Romantik ve eğlenceli bir ortam hazırladı Dilber. Hevesle aşkını dilediği gibi
dile getirdi. Aynısını Azem’den de bekledi ama karşılık alamadı. Aynı hayalleri
kurmadıklarını söyledi Azem. Aşk kelimesinin herkes için aynı olmadığını söyledi.
Dilber de buna çok bozuldu. Azem’in onu onun sevdiği gibi sevmediğini düşündü.
Bana kalırsa gerçekte de olan bu. Bu bölümdeki repliklerden ve diyaloglardan
anladık ki Azem sadece bir başına bırakamıyor Dilber’i. Ne yaşadığını kendi de
bilmiyor. Yoksa âşık olduğunu zannetmiyorum. En azından Azem’in. Hatta bence
Dilber de içinde sevilme, korunma ihtiyacını aşk zannediyor.
Şu an için en sürpriz olan Azem’in kızı. Hatice
olduğunu düşünen var, Ayça olduğunu düşünen de var. Bana kalırsa ikisi de
değil. Henüz Azem’in kızı diziye dahil olmadı ve olmasıyla büyük olay
yaratacak. Bakalım haftaya neler olacak??