“Canım
yanıyor, beni sevme diyor
Yok
mu bi' yol? yok mu bi' yol?
İçim acıyor,
sana varmadı yol
Yokluğu
zor, yokluğu zor.”
Önceki
yazıda belirttiğim; aşk başa gelince çantasını toplayıp tatile çıkan akıl ve
sonrasında gelen saçmalıklar silsilesinin bu defaki kurbanı Asya’ydı tabi.
Gördüğü
mesaj ve kalbindeki aşkla beraber içinde yeşeren kıskançlık ve kuruntu perileri
sebebiyle Tolga’nın kendisine yalan söyleyip onu aldattığına inandı ve işe
Nesrin’le Kadir ikilisinin de karışmasıyla birlikte evlere şenlik bir takip başladı.
Sonunda, Asya’nın endişelerinin yersiz olduğu ve Tolga’nın şaşırtıcı biçimde
naif bir iş için böyle bir gizlilik içine girdiği ortaya çıkarken olan yine
ikisinin arasındaki mesafeye oldu. Güvendiği insanların ona bu kadar güvensiz
ve şüpheci yaklaşmasını sindiremeyen Tolga kırıldı.
Olay öyle
bir noktadaydı ki geçmişten gelenlerle birlikte düşünüldüğünde kim haklı kim
haksız ayrılamıyordu bile. Çünkü her ikisi de baktıkları noktalardan doğru ve yanlışlara
sahiplerdi.
Asya,
arkadaşıyla dertleşip kendi aşk itirafı için hazırlıklara girişmişken Tolga’nın
partide olanları öğrenmesiyle ise zaten gergin olan ipler iyice tef gibi oldu
ve kör kütük aşık Tolga’nın ‘onu kendimden korumam lazım’ gibi bir psikolojiye
girmesiyle son buldu.
Ve
mevzu bir anda bambaşka bir yöne evirilip Tolga’nın çektiği sahte çapkınlık
pozlarının basına servis edilmesine geldi. Neyse ki araya birçok engel girdi de
iki şapşal aşık kendilerine böyle bir kötülük edemedi.
“Yüreğim
kanıyor, katilini arıyor
Sevmeyi
kendime yasakladım
Fırtınam
diniyor, kokun eski bi' son
Bu
aşka sakladım kurşunları.”
Bu
sahte ilişkinin ayrılığı planını ilk erteleten etken olan gece programı meselesi
tahminimden şenlikli geçti açıkçası.
Katıldıkları
programda tatlı sert atışmaları her zamanki halleri olarak yansısa da ikisinin
de içinde çok farklı fırtınalar kopuyordu tabi. Birbirlerine olan kırgınlıkları
ve arkalarından gelen birçok sıkıntıya rağmen göz göze geldiklerinde her şeyi
unutup el ele şarkı söyledikleri an ise birbirlerine ne kadar âşık olduklarını bir
kez daha kanıtlar nitelikte bir sahneydi desem yalan olmaz hani.
Ertesi
gün planlarını bozan aile eşrafı kısmında ise yine her şeye rağmen yan yana,
birlikte olmaları aslında birbirleri için ne kadar önemli olduklarını ve bu aşk
için fedakârlık yapmaya ne kadar hazır olduklarını gösterir nitelikteydi.
Mutfakta
konuşurken Nesrin’e yakalanmaları da isabet oldu hani, yoksa iki aptal aşık her
an her şeyi yapıp bombayı ortaya salmaya meyilliydi.
Bölüm
içindeki son alt konu başlığı olarak ortaya çıkan liseden kalma eski aşk
mevzusu ise egosu her şeyden önce gelmeye alışmış olan Tolga Tuna’nın kıskançlık
triplerini görmemiz için gayet hazır bir zemin ve hava hazırladı.
Klip
setine yemek şirketiyle anlaşıp açık büfe kurduran sahiplenici erkek modunu açmış
bir Tolga canlısının kıskançlığı fazlasıyla eğlenceli anlara sahne oldu. Ama kıskançlık
perileri ile birlikte alınganlığı da üstüne gelmiş olacak ki kendisini günün
sonu da kızlarla partileme modunda geçmiş buldu.
Eski
arkadaşıyla dertleşmesi sırasında bölümün başından beri aradığı cesareti elde
eden Asya’nın da partiye gitmesi, daha doğrusu eve gidip partiyle karşılaşmasına
rağmen kararından dönmemesi ise artık görmemiz gereken performanstı.
Özellikle
son bölümlerde hazımsızlık ve haset kotası fazlasıyla dolu olan Selin’in kıskançlığına
yenilip yaptığı büyük hataya rağmen son sahnede bütün dans edenlerin arasında
birbirlerine odaklanan Asya ve Tolga’nın güzelliği haftalardır görmek istediğimiz
bir şeydi desem abartmış olmam gibi.
Son
sahnede siyah beyaz olan çevrelerinin ortasında kalan çiftimiz, aşklarının
hayatlarına kattığı renklerle birlikte rengarenk olurken görselliğin güzelliğiyle
birlikte birleşen acı tatlı bölüm sonu ise tabi ki izleyenleri merakta bırakmayı
başardı.
İçimden
bir ses, bu magazin olayı ortalığı fazlasıyla çalkalayacak olsa da Asya’yla
Tolga’nın arasındaki bağı daha da güçlendirecek diyor ama başımıza ne geleceği
belli olmaz tabi. Artık hayırlısı…
Dilara PEKSAYGILI