Seversin: Dünyayı görmezden gel

Seversin: Dünyayı görmezden gel
“…İnsanlar duruma göre değişirler.
Huyuna göre eğilirler, oyuna getirebilirler.
İnsanlar sebepsizce giderler,
İnanma sonra hiçbir şey olmamış̧ gibi bir de geri dönerler…” 
 
Duruma göre değişen dengelerin arasında dönen oyunlar ve bunların sonunda, uzun zaman sonra ilk defa kendi istediğini yapıp dünyanın geri kalanını görmezden gelme cesaretini gösteren Asya’nın ava gitmekte olduğunu zanneden Tolga’yı avlaması…
 
Her bölümdeki hikâyeye uygun şarkı seçimlerinin olaylara renk katması bir yana, sanırım bölümün bir cümlelik özetini yapmaya kalksak bu gayet uyardı.
 
Önceki bölümün sonunda, Tolga’nın can havliyle tutuşan mabadının müsait bir yerinden çıkan evlilik teklifi olayıyla birlikte hepten değişen dengeler bu bölümde iyice karıştı.
 
Bir oyunun içine çekildiğini fark etse de ailesini üzmemek adına sesini çıkartmayan ve önüne gelen kaosun içinde boğulmadan kıyıya yüzmeye çalışan Asya’nın iç çatışmasıyla; zamanında yediği hurmaların müsait bir yerlerine batması korkusunu yaşayıp zaten karışık olan ortalığı daha da karıştıran Tolga’nın didişe didişe ortak olması her şeye rağmen eğlencesini korumayı başardı neyse ki. Yoksa bu birbirine girmiş kaoslar silsilesi başka türlü sindirilemezdi.
 
Zira, dört bölümdür kadronun asabiyet kotasını tek başına sırtlayan Kadir bile pamuk şeker kıvamına gelerek kendinden deli olan Nesrin’i görünce kuyruğuna basılan kediler gibi irkilip pusacak yer arama raddesine geldi. Eh, ne demişler? Deli, deliyi görünce çomağını saklarmış. Değil mi?
 
Evlilik konusunun gündeme bomba gibi düşmesiyle birlikte toplanan yuvarlak masadan çıkan ‘kaynana sözleşmesi’ sonucunda otoriter anne Suzan’ın şart olarak menajer değişikliğini öne sürmesi de değişen ve değişecek olan dengelerde epey pay sahibi oldu tabi.
 
Öte yanda, kaş yapayım derken göz çıkartıp ortalığın bu kadar kaynayan kazana dönmesinde görünmez payın sahibi olan Selin’in hazımsız hazımsız ortalarda dolanması keyif kaçırırken her şeye rağmen birbirlerinden uzaklaşmayan esas ikilimiz seyir zevkini arttırmaya devam etti.
 
Olan bütün kaotik saçmalıklar silsilesine rağmen inişli çıkışlı, didişmeli anlaşmalı ilişkilerini devam ettiren Asya ve Tolga’nın bir yaz dizisi klişesi olan asansör sahnesine yapılan nanik hamlesiyle birlikte o bütün hazımsız gözlerden uzak kalmaları, bölümün en kilit sahnelerinden birine hayat vermiş oldu.
 
Çünkü bana göre o göstermelik nişan tantanasından ya da etrafa verilen sahte gülücüklerden çok bu olay onların arasındaki mesafeleri azaltma konusunda bir adım oldu.
 
Önce, klostrofobisini reddeden Tolga’nın inadını kırıp bu korkusunun altında yatan hikâyeyi öğrenen Asya’nın farkında olmadan atlamış olduğu eşiklerden biri; sonra da Allah’ın bir hikmeti olarak asansörün bozulmasıyla birlikte Tolga’nın panik modundayken can havliyle yaptığı itiraf ve Asya’nın yaşadığı duygu değişimi bölümün en kilit noktalarından biriydi.
 
Çünkü o eşiği geçen Asya, belki de yıllar sonra ilk defa dünyanın geri kalanını boş verip kendi istediğini yapma cesaretini elde etti.
 
İlk bölüm gösterimi sırasında, her ne kadar kıskansa da henüz kabul edecek kadar egosunu yenememiş olan Tolga’nın Selçuk ve Asya’nın konuşmasını bölmesi sonrasında esas ikilimizin yaşadığı ufak çatışma sonrası Asya’nın da kıskançlık damarının tutmasıyla birlikte aldığı gazla yanlış içkiyi içip sarhoş olması olayları daha da renklendirdi.
 
Sarhoş kafayla dağıtmaya kalkışan Asya’yı toplama görevini üstlenen Tolga’da gördüğümüz ufak yumuşamalar da işin tuzu biberi oldu tabi. İyi yönde gelişmeler de yaşandı yani.
 
Sonucu iyi gelen reytinglerde birlikte kendi planını uygulamaya devam ettiğini zanneden Tolga’nın aile yemeğinde ava giderken çat diye avlanması; başka bir deyişle, sahte fotoğraflarla birlikte yiyeceği zılgıtın ardından bu oyunu bitireceğini düşünürken doğum gününde evleneceği bilgisi gelince şaşkın ördek yavrusu gibi kalakalması ise tabi ki evlere şenlikti.
 
Bu Külkedisi masalına başladığı ilk günden beri ilk defa dünyayı görmezden gelip kendi içinden geleni dinleyerek hamle yapan bu yeni Asya’yı izlemek de epey keyifli olacak gibi.
 
Çünkü bu haliyle o Tolga Tuna egosuna kök söktürecek cesarete sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi ve bölüm sonunda yüzüne yerleştirdiği o gülümsemenin ardından Tolga’ya inceden inceden meydan okuyarak sonraki bölümlerde artacak aksiyonu şimdiden belli etti. Karşılıklı gelecek olan yeni hamlelerle birlikte oyun sahnesi iyice renklenecek, güzel şeyler olacak gibi…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER