Biz kadınlar; tercihleri, beğenileri, ilgileri farklı olan oldukça sıra dışı varlıklarız. Kimimiz özgürlüğümüzün kimimiz başarımızın kimimiz bulduğumuz tüm ışıkların peşinden gidiyoruz. Kalbimize ve gözümüze hitap eden bir erkeği gördüğümüzdeyse dünyadaki diğer erkekleri sevip beğendiğim adam ve diğerleri olarak ikiye ayırıyoruz. Viking ve köklerini İskandinav coğrafyasından alan erkekler kendimi bildim bileli beni; kızıl ve uzun saçlarıyla, denizin maviliğini utandıracak tondaki gözleriyle, kendinden emin ve savaşçı taraflarıyla hep etkilemeyi başarmıştır. Ruhumun bir tarafı hep onlara doğru çekilmiştir.
Yıllarca ekranlarımıza misafir olan Vikingler dizisinin başka bir penceresine açılan Vikings Valhalla, dizideki oyuncuların anlattıkları çağa uygunluğuyla, Viking ruhunu kusursuzca yansıtan oyunculuklarıyla beni kendine hayran bıraktı hatta diziyi tek bir solukta ve hiç azalmayan bir heyecanla izlememe sebep oldu. Özellikle dizideki Leif Eriksson karakterinin, kalemi elime alıp sizlere bu yazıyı yazmamda çok büyük etkisi olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. (Diziyi izlerken, Leif Eriksson’un olduğu sahneleri gördükçe; içimde Sezen Aksu’nun aman bize nasip olur inşallah şarkısı çalıp duruyordu ;)
Ragnar Lothbrok’lu, Viking Kraliçesi Lagertha’lı, Kemiksiz İvar-lı Vikingler döneminin yüz yıl sonrasına uzanan Viking Valhalla; Vikings dizisiyle ilgili kafamızda belirsiz kalmış birçok konuya açıklık getirmek için ve cevapsız bırakılan soruları cevaplamak için kurgulanmış bir yapım.
Vikingler’in büyük kralı Lagnar Lothbrok’un kanla ve zaferlerle onurlandırdığı Kattegat’ın Ragnar ve oğullarından sonra ne durumda olduğunu hepimiz merak ediyorduk. Kattegat’ın istila edilmesi gereken ilk yerlerden biri olduğunu bilen yağmacı Viking şefleri ve kabilelerine ve Sakson baskılarına rağmen Kattegat’ın hala eski gücünde ve ihtişamında olduğunu dizide tüm detaylarıyla görmüş olduk. Vikingler için ve tabi ki biz izleyiciler için başka büyük bir mesele daha vardı. Saksonlar’la yani İngilizlerle yüz yıllardır süre gelen büyük savaş! Saksonlar ile mücadeleler hala bıraktığımız yerdeki gibi dolu dizgin şekilde devam ederken; bu defa Vikingler’in hiç görmediğimiz yepyeni taraflarıyla karşılaşıyoruz. Odin’i ve Eski Tanrıları’nı bırakıp; kendilerini Tek Tanrı olarak adlandırdıkları İsa’ya ve onun ordusuna adayan Vikingler! Ve dizinin ana temposu ve dinamizmi işte burada başlıyor. Bu defa yaklaşan büyük savaşın seslerinde sadece Odin'in çığlıkları değil büyük Haç’ın gürültüsü de yankılanıyor.
Gelelim benim için ve eminim ki diziyi izleyen herkes için bir kırılma noktası olan detaylara; yani dizideki karakterlere.
Viking Valhalla; hikayesiyle, konusuyla, tarihiyle, karakterleriyle gönüllere taht kurmayı başarmış ve birçok ödülle taçlandırılmış başka bir yapımın uzantısı. Böyle başka bir yapımın içinden, hikâyesinden doğan dizilerde ya da filmlerde “gelen gideni aratır” durumunun oluşmasından ben bir izleyici olarak hep korkmuşumdur. Viking Valhalla beni tüm korkularımdan azad etti çünkü dizide karakter durumları asla sandığım gibi olmamıştı. Karakterler; ”gerçekliğe dayanan ve özenle işlenmiş bir kurgu” ile oluşturulmuştu. Vikingler’in yeni kralı olarak karşımıza çıkan, Ragnar Lothbrok’un en büyük hayalini gerçekleştiren ve İngiltere tahtına oturmayı başaran (eminim bu sahnede izleyen herkesin gözleri dolmuştur) Kral Canute, İngiltere Krallığı’nda Saksonlar tarafından haince katledilen kardeşi Ethan’ın intikamının ateşiyle yanan bir yandan da hakkı olan Norveç Krallığı için abisi ve tarihin en tanınmış Viking Şefi olan Olaf ve onun bitmeyen entrikaları ile başa çıkmaya çalışan Prens Harold Sigurdsuan ve Vikings dizisinden tanıdığımız Kızıl Erik karakterinin kendi hikayesini kendi zaferleriyle yazmaya çalışan cesur, korkusuz, lider ruhlu oğlu Leif Eriksson! Viking Valhalla’nın karakter üzerinden sağlanan dinamizmi ve gücü bu üç karakter üzerinden şekilleniyor. Leif Eriksson karakterini canlandıran Sam Carlett için ben ayrı bir parantez açmak istiyorum zira İskoçya kökenli oyuncu rolüne hazırlanırken kesinlikle ruhunu ve bedenini Viking hamuruyla yoğurmuş, dizide böyle öne çıkmasının ve mükemmel bir performans sergilemesinin başka bir açıklaması olamaz!
Ve gelelim dizideki başka bir detaya; Vikingler’i sadece ellerinde kılıç ve kalkan olan cesur erkek savaşçılar olarak tanımlamak kesinlikle doğru olmaz. Vikingler, savaşçı kadınlardan da oluşur; ölümden, karanlıktan, aşktan, yaralanmaktan korkmayan kadınlardan...
Viking Valhalla’da bu detay da asla atlanmamış ve tüm Vikingler’in kaderini değiştirecek kadın savaşçı Freydiss Eriksson’a dizide bolca yer verilmiş. Freydiss, geçmişten gelen günahların intikamını almak için çıktığı yolculuğunda, halkı için Tanrıları için aşkı için savaşan bir kadına dönüşüyor. Gelecek sezonların ana hikâyesini oluşturan karakterlerden biri olan Freydiss dizide önemli bir isim olsa da benim gözüm hep Lagertha karakterini aradı. Umarım dizinin diğer sezonlarında karakter, kalbimize ve gözümüze daha yakın bir noktaya evirilmiş olur.
Odin’den, Thor’dan, Freya’dan, Vikingler’in kutsal haç bölgesi Uppsala’dan dokunuşlara sıklıkla yer veren Viking Valhalla da yer yer eski karakterlere de göz kırpılıyor. Yeni bir çağın eskisinin külleriyle yeniden yazıldığı bu büyük yapımda Odin’in ölümle dans eden evlatlarını eminim siz de benim gibi tek solukta izleyecek, kendinizi bambaşka bir dünyanın içinde bulacaksınız.
Herkese şimdiden iyi seyirler dilerim.