‘Seni düşündükçe, gül dikiyorum ellerimin değdiği yerlere’ dizesinde ne güzel anlatır İlhan Berk, aşkın her şeyi güzelleştiren aydınlığını. Çünkü aşk aydınlıktır ve sevinçle doldurur yüreklerimizi. Serkan ve Eda’nın buz sahnesini seyrederken oluşan mutluluk duygusu gibi. İki aşığın Paris tatili için hayal kurarken ki sevinç ve heyecanları sanırım bölümün en tatlı yeriydi. Kıskançlık ve kaygıları geride bırakıp aşklarına güvenen, ortak bir gelecek hayali kuran iki aşıktı onlar artık…
Aşk kırılgandır; sarıp sarmalanmak, şefkat görmek, korunmak ve değer görmek ister. Serkan’ın onu terk edilmesiyle kırılan Eda hıncını aşktan alıyor gibi. Bu kadar kırılgan bir aşka sahipken; Balca’nın ilgisi ve Serkan’ın bunu görmezden gelmesi Eda’yı daha da çıldırtıyor. Serkan, Eda’nın kıskançlığında aşkın izlerini bulduğu için; bu kıskançlık durumundan çok mutlu. Güven ilişkide huzuru sağlarken, dozu artan kıskançlık kaos yaratır. Bir yerde aşk varsa orada kıskançlık da vardır, bu çok anlaşılır ve bilindik bir durum. Ama kıskançlık aynı zamanda bir tehlike hissetme durumudur, yani ilişkiden ve aşktan emin olmama durumudur. Eda, her ne kadar ‘Ben Serkan’a güveniyorum’ dese de hem Eda’da hem de seyircide erkeklere bu konuda haklı bir güvensizlik olduğundan; Balca kıskançlığının eğlenceli tarafını yok edip sadece sinir bozucu tarafını arttırıyor. Serkan’ın kıskançlığı eğlenceli bulunurken, Eda için bu tehlike oluyor, çünkü temelde erkeklere güven olmaz algısı var. Bence hem Eda’nın hem de seyircinin Serkan’a aşk konusunda daha fazla güvenmesi gerekiyor.
Serkan, imaj olarak dergilerin kapağındaki ideal erkek ve Balca gibi bu imaja sahip olmak isteyen birçok kadın var. Serkan, bu tür şeylere önem vermiyor, çünkü artık gerçek aşkın ne olduğunu biliyor ve onu 100 kilometre öteden hissedebiliyor. Balca saplantılı bir şekilde hedefe odaklandığından ve büyük ihtimalle savaşta her şeyin mubah olduğunu düşündüğünden elini kirletmekten hiç çekinmiyor. Onun tek derdi Serkan’ı elde etmek. Sevgi ve aşk olarak adlandırdığı şey ise hırstan başka bir şey değil. Yoksa Serkan’ın bu kadar istediği bir ihaleyi sabote etmeye çalışır mıydı? Bu savaş ve kazanma duygusu ile daha fazla hırslanıyor, bu sebeple Serkan ona baktığında aşık bir kadın değil sadece hırslı bir kadın görüyor.
Aşk dikensiz bir yol değildir ve iki sevgili bu yolda önüne çıkan engelleri bazen çatışarak ama hep birbirlerinin iyiliğini gözeterek yok edeceklerdir. Böylece aşkları daha da güçlenecektir.