Sen Çal Kapımı: Sevmek, özlemek ve kıskanmak

Sen Çal Kapımı: Sevmek, özlemek ve kıskanmak
Aşk nelerden oluşur? Aşkın bileşenleri nelerdir? Herkesin aklına aşk kelimesi duyulunca sevgi gelir. Ya da birine karşı hissedilen derin sevgi bağı da diyebiliriz. Peki sizce de tek bir kelime ile anlatılabilir mi aşk? Ya da hangi kelimeler yeterli olur onu anlatabilmek için? Sevmek, özlemek, kıskanmak, bağlanmak, ayrılmak gibi birbirinden bağımsız bir sürü sözcük ile açıklayabiliriz mesela. Sadece sevmek değil. Tek başına özlemekte aşkı tanımlayamaz, aynı şekilde kıskanmakta. Sevmek, özlemek ve kıskanmak gibi birbirinden farklı ama birbirini tamamlayan birçok farklı versiyonu içeriyor çünkü. Çünkü herkeste hissettirdiği duygular değişken. Serkan mesela bu bölüm “sevmek, özlemek ve kıskanmak” ile anlatmaya çalıştı duygularını. Eda duymadı ama yine de dile getirdi hissettiklerini. Serkan Eda ile konuşurken ona “Seni çok seviyorum, çok özledim ve çok kıskanıyorum” dedi. Aşkı ben sana aşığım demeden de anlatabilmenin farklı bir yolunu gösterdi. Bence Serkan’ın Eda’ya söylediği en anlamlı anlardan, hislerini dile getirdiği en özel açıklamalardan biriydi. Eda duymadı ama keşke duyabilseydi çünkü duymaya ve inanmaya çok ihtiyacı vardı. Bunun sebebi de belki aşağıda geçen küçücük bir konuşma da saklı. 
 
Eda: “Ne yapıyım senin gibi mi olayım?”                         
Serkan: “Benim gibi derken!”                        
Eda: “Senin gibi sevgisiz...”                             
  
Eda ve Serkan birkaç bölüm önce kavga ederken ağızlarından bu kelimeler dökülmüştü. Sinirle söylenmiş olsa da her şey de olduğu gibi burada da gerçeklik payı vardı. Çünkü gerçekten Serkan sevgiyi nasıl göstereceğini bilmeyen biriydi, sevgi görmeden büyümüştü. Bu yüzden sevgisini ne kendine ne de etrafındaki insanlarla paylaşabiliyordu. Biz her hafta ikisinin birbirine olan duygularını biliyor ve de tanık oluyoruz. Eda mesela hem âşık olduğunu kendi içinde inkâr etmiyor hem de aşkını Serkan’a hissettiriyor. Serkan da ise durum tam tersi bir hal alıyor. Serkan Eda’yı çok seviyor, bunu da ona söylüyor açık yüreklilikle. Ama durum ne zaman bunu hissettirmeye gelse Eda Serkan’ın duygularını tam olarak hissedemiyor. Bahsettiğim şey alınan hediyeler ya da satın alınan yıldızlar değil. Serkan’ın hal ve hareketleri Eda’yı tereddüde düşüren. Hem ona âşık olduğunu söyleyip aynı zamanda (ne kadar Serkan onu öyle görmese de) eski sevgilisi Selin ile aynı ev de kalabilmesi. Eda’nın Serkan’ı anlayabilmesi lazım. Eğer böyle davranmasındaki nedeni yani sırrı öğrenirse bu ikilemden de kurtulur. Serkan’ında Selin’e artık dur diyebilmesi gerekir. 
 
Sen Çal Kapımı’nın ilk bölümlerinde hem romantik hem de komediyi dengeleyen sahneler izliyorduk. Son zamanlarda romantik tarafı biraz daha az, komedi tarafı daha yoğunlukta bölümler vardı. Bu bölüm de ikisini de barındırdı. Serkan mesela çok eğlenceli bir karakter. Haftalardır bin bir hale dönüştü. Obsesif Serkan gördük, sonra robot Serkan, minik Serkan, küstüm çiçeği Serkan ve de son olarak sarhoş Serkan. En çok onun sarhoş halini sevdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Rahatlayınca içinde tuttuğu birçok saklı kelimeyi bir bir söyledi Eda’ya. Selin’i en kibar şekilde evden kovdu. Bu da Serkan’ın sarhoş halini sevmemin en büyük sebeplerinden biri. Aydan Hanım ise adeta Eda’ya karşı bir melekti. Eda’yı eskiden olsa kısıtlamaya çalışır, kendisi gibi olmasına izin vermezdi. Eda ile gittikleri tadım yemeğinde ona laf etmeye çalışan herkese tek tek ne güzel de cevabını verdi. 
 
Yeni gün yeni birçok şeye uğur getirdi. 19.bölüm özlediğimiz eski bölümler tadındaydı. Senaryoda birkaç haftadır devam eden durağanlık sonunda dinamikleşmeye başladı bu bölüm. Eda sırrı öğrendikten sonra belki birkaç bölüm üzülür, kırılırlar ama sonra tekrar nefes alabildikleri birbirlerine geri dönerler. Bölüm sonu ise ayrı bir güzeldi. Haftalardır söylemeye çalıştığım sır meselesi aralarından artık kalkıyor. Eda’nın sırrı o şekilde öğrenmesi ise bir sonraki bölüme daha büyük bir merakla bakmamızı sağlıyor. Ama Selin karakterine yine taktım, takmadan da duramıyorum. Her yere bir şekilde yetişmesi, her durumun içerisine kendini katmaya çalışması artık çok sıktı. Eda’nın sırrı duyması gereken belki de en son kişiydi. Ama yine de merak uyandırıcı bir finaldi. 20.bölümde umarım reytingler daha da yükselir ve dizi hak ettiği yere gelir. Yine ve yine yazımı okuyan herkese bolca teşekkür ederim. Bölümde emeği geçen herkesin de eline ve emeğine sağlık. Bu karışık zamanlarda sağlıkla, huzur ve mutlulukla kalmanız dileğiyle... Hoş kalın, hem de hoşça kalın! 


BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER