Workin’ Moms: Mükemmel değil mutlu olmak mesele

Workin’ Moms: Mükemmel değil mutlu olmak mesele
“Kadın” dediğimizde zihnimizde oluşan ilk şablon ne? Ya da daha farklı bir şekilde sormak gerekirse ideal kadın nasıl olmalı? Şimdi şurada bir 5-10 saniye durup düşünmenizi istiyorum. Ve itiraf vakti: Çoğunuzun kafasında kişisel önceliklerinize bağlı olarak sıralamaları değişmekle çabucak birkaç madde belirdi bile değil mi? İyi bir anne, iyi bir eş, başarılı bir iş kadını, iyi bir aşçı, organizatör, kriz ânlarının kahramanı vs. vs. vs… Bu liste uzar, kısalır, değişir ama neticede kadından hep bir şeyler beklenir. Tamam, kabul. Toplum yaşamının doğal bir sonucu olarak hepimizden beklenen belirli şeyler var ama farkındaysanız bu beklentilerin çoğu yalnız kadınlar üzerine. Ve ne hikmetse en az takdir edilen de yine biz kadınlarız.

Workin’ Moms adından da anlayacağınız üzere çalışan kadınların hikâyesini anlatıyor. Tam olarak onların gözünden. Doğum izni yeni biten ve artık hayatın onlardan beklediği diğer şeylerle yüzleşmeleri gereken kadınların Mommy & Me toplantılarıyla açılıyor pilot bölümü. Zurnanın zırt dediği yerden yani ^.^ Ana karakterlerimiz Kate, Anne, Frankie ve Jenny de bu grubun daimî üyelerinden. Hepsi saklamaya gerek duymadıkları bir endişe içinde.
 
 “Bir danadııır iki danadııır üç danadır ön dört danadııır...”

Kate çok özlediği başarılı kariyerine bir an evvel kavuşmayı dilerken bir yandan da bakıcı meselesini düşünüyor, Anne erken ergenliğe girmiş kızından sonra daha sekiz ay önce yaptığı doğumun ardından üçüncü bebeğine hamile olduğu gerçeği karşısında mesleği insanların çıldırmasını engellemek iken kendisi çıldırmanın eşiğinde olan bir psikiyatrist, Frankie doğum sonrası girdiği depresyondan hâlâ çıkamamış bir emlakçı, Jenny ise hamileliğinden önce de zaten işine pek bağlı olmadığı için işe dönmek istemeyen ancak senarist olan eşi evde kalıp çocuğa bakarak işine devam etmek istediği için buna mecbur kalan aralarda bir karakter. (Evet, doğru tahmin. Yazar Jenny’i pek sevmediği için aralarda bıraktı ^.^)

Genel olarak onların aile, iş ve aşk hayatlarındaki sorunlarını çözmek adına seçtikleri yolların sonuçlarını izliyoruz. Frankie’nin depresyon durumlarını saymazsak Jenny hariç diğerleri güçlü birer kadın profili çiziyor. Bir şekilde bir düzen oturtmayı başarmışlar yani toplum gözünde “ideal” kadın olamasalar bile aynı o kadar çok şeyi düşünüyor ve o kadar çok şeye yetişiyorlar ki o sistem işliyor. Her insan gibi hatalar yapıyorlar, yoruluyorlar, bir şeyler ters gittiğinde kendilerini sorguluyorlar hatta çoğu zaman suçu kendilerine yükleyip kendilerini yıpratıyorlar. Yabancı olmadığınız bir profil yani.
 
 Dizide de evli bir çifti canlandıran Katherina Reitman ile Philiph Sternberg’in gerçekte de evli olması ve Katherina Reitman'ın dizinin yaratıcısı, Philiph Sternberg'inse yapımcısı olması çok hoş bir detay değil mi?

Tanıtım yazılarımda spoiler vermekten hoşlanmadığım için daha fazla detaya girmek istemiyorum. Kısaca kadınları kadınların dilinden anlatan, esasen bize hata yapmaktan korkmamamızı öğütleyen bir anlatım tarzı var. Hiçbirimiz mükemmel değiliz, dışarıdan mükemmel görünen hayatların aslında nasıl ağır şartlar altında sürdürüldüğünü de biraz magazin takip eden herkes rahatlıkla görebilir. İnsanlar olmak istedikleri gibi görünmek isterler. Siz mutlu görünmeyi değil mutlu olmayı seçin. Aynı anda hem mükemmel bir anne, hem çok başarılı bir iş kadını, hem çok hamarat hem de çok mükemmel bir eş olmak zorunda değilsiniz. Mükemmelliğin değilse bile mükemmel olmaya çalışmanın en büyük kusur sayılmasının gerektiği günümüzde her yere yetişmeye çalışarak en güzel günleriniz olması gereken zamanı kaçırmayın. Dibine kadar yaşayın. İşte dizinin özü bu.
Kısacası deyip bir cümle kurduktan sonra hâlâ bitirememiş ve uzun uzun anlatmaya devam ediyorsam anlayın ki çok sevmişimdir. Daha fazla lafı uzatmadan satırlarıma son veriyor ve sansürler kaleleri kuşatmadan sizleri koşar adım izlemeye davet ediyorum. 20-25'er dakikalık yirmi altı bölümü bence kurtarabiliriz. Sizi pilot bölüme, bendenizi ise geçen haftadan beri bir türlü fırsat bulup da başlayamadığım ikinci sezona doğru alalım.

Sevgiyle kalın...



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER