Çarpışma'yı tam potansiyeliyle izlemeyi çok istiyoruz ama izlediğimizde de -en azından şimdiye kadar- eksik bir şeyler var hissi ile kalkıyoruz ekran başından. Seviyoruz aslında, seviyoruz da daha güzel olabilir, biliyoruz. Ülkemizin yegâne sarışını ile yegâne kızılı bir araya gelmiş ve dizide partner olmuşlar. Gönlümüz onlar için her şeyin en güzeli olsun istiyor. Ama dizide bunu ara ki bulasın.
İşbu nedenle o en güzeli değil belki ama gönlümden geçen güzellikleri örneklendirmek istedim. Zeynep ve Kadir’i Çarpışma’da nasıl izlemek isteriz düşündüm, hayal kurdum bir parça. Eksikler şunlar şunlar diye saymaktan daha eğlenceli, değil mi?
Gelin birlikte sarı-kızıl hayaller kuralım o zaman. Neleri görmek isterdik onlara dair? Benim kendi güzel bölümlerimde Zeynep ve Kadir için şunlar olurdu mesela;
- Öncelikle Aylin’i annesine kavuşturmak gerekiyor. Zeynep ve Kadir’in duygu hatları sağlam olsa da iletişim hatları gergin. Aralarına bir çocuk eklenirse, Adalı komiserimize de iyi gelir. Çocuk aralarında bir iletişim, paylaşma noktası oluşturur.
- Kadir ve Zeynep'in yaşadıkları şeylerin etkilerini izlemek. Tüm başlarından geçen ve birbirleri ile yeniden karşılaşmalarının onlardaki etkilerini ve duygularını anlattıkları, birbirlerine olan sevgilerinin, birbirlerine duydukları ihtiyacın sözle anlatılarak geçilmediği, gözlerimizle görmemizi sağlayacak sahneler... Konuşmalar, uzak kalamama, kendi düşüncelerinden kaçmak için birbirine sığınma sahneleri. Zeynep bir de Galip'i vurdu. Ona ne olacağını bilmiyoruz ama Zeynep kızının kendi yaşadığını yaşamasından korkuyordu. Bunun için Veli ile pazarlık yapmıştı. Kadir'i terk etme nedeninde bile bu korku vardı. Şimdi Veli ona böyle bir şey yaşattı ve mesela böyle bir şeyin Zeynep'te etkileri ve bunu Kadir ile paylaşma sahnelerini ben olsam mutlaka yazardım. Mesela Zeynep'in korkuları gençken de vardı. Kadir o zamanlarda ne yapardı acaba? Bugünlerinde de yapsa aynı şeyi güzel olmaz mı?
- Sonra zaman atlaması da güzel olurdu. Bir ay gibi bir zaman atlaması belki. Zaman geçtiğini de vurgulayarak gösterirdim. Aslında dizide bir miktar zaman geçti, fakat bunu algılamayanlar da var. O nedenle bunu vurgulayarak yapıyoruz. Bu zaman atlamasında da kendini sürekli Zeynep’in evinin önünde bulan bir Kadir güzel olurdu. Veli’yi de unutmayalım. Beşinci bölümdeki o yüksek elektrik çarpacaktı bizi az kalsın. Altıncı bölümde de Zeynep’e karşı zaafının olduğu anlar oldu. Boğazını sıkıyordu, Zeynep'e çok yakındı, etkilendi, sürdüremedi ve bıraktı. Galip’i ona vurdurtmayı seçti. Zeynep’i kendisi gibi suça bulaştırmak, onunla bir bağ kurmak için bir yoldu. O halde oraya Zeynep’i gözetleyen, düşünen bir Veli de çizelim.
- Zeynep’in acilen o evden çıkıp sıcak bir mahalleye taşınması lazım. Kadir’in mahallesi de buna uygun. Galip’in borçları, peşindeki belalar derken o evi karşılayamaz artık Zeynep. Bize biraz onların yaşantısının yansıtılması lazım. Alışverişler, ev taşımalar, yeni bir hayat kuran Zeynep’in yanında duran bir Kadir. Zeynep’e de yeni bir iş gerekiyor. Hayatlarını kuralım artık karakterlerin değil mi? Yaşadıklarını hissedelim.
- Acil flashbackler, geriye dönüşler… Sadece çocuk olarak değil, sevgili oldukları, Kadir’in polis olması ve sonrasındaki döneme ait flashbackler de… Özellikle belirtmek istiyorum, Kadir ve Zeynep’e ait flashbackler….
Kadir, Zeynep’in gidişini epeyce kafaya takmış, eve barka uğramaz olmuş. En sevdiğimiz şey. İtiraf edelim aşk acısı çeken erkek seyretmeyi seviyoruz kızlar. İşte bu acılı aşığı gösterirdim ben seyirciye. Sadece bu değil elbette. Bir sürü olay anlatıldı, onları da izlemeliyiz. Zeynep ve Kadir ile birlikte aşklarını hissedebilmemiz için önemli bunlar. Bu arada tek başına kalmış, hayat mücadelesi veren Zeynep’i de izlemeliyiz. Zeynep ne yapmış, nasıl yapmış? Banka müdiresi olduğuna göre İktisat, İşletme filan okudu herhalde. Sınavlara nasıl hazırlandı, Kadir o zaman ona nasıl destek oldu, üniversiteyi nasıl okudu, Kadir’i bıraktıktan sonra bir başına ne yaptı? Bu sırada birbirleri ya da başkaları ile iletişim halinde oldukları sahneler de olmalı.
Buraya ayrı parantez açıyorum, Zeynep ve Kadir’e dair en büyük sorunlardan biri etraflarında etkileşim içine girebilecekleri insanlar olmaması bence. Çok izoleler, çok çevre etkileşiminden uzaklar. Birbirleriyle de şu anda sahneleri pek olmayınca, bu iki karakterin insan-insan ve insan-çevre etkileşimini dizi içinde göremiyoruz. O nedenle çevrelerine insanlar gerekli, canlılar gerekli. Hem bugün, hem geçmişleri için. Geçmişte sevgili olan Zeynep ve Kadir’i koruyan, gözeten bir amca ya da teyze, Kadir’in Zeynep gittikten sonra onu unutamadığını ve içindekileri rahat rahat konuştuğu bir arkadaş, rakı arkadaşı belki… Zeynep’in tek başına bir hayat kurmaya çalıştığı, gittiği o dönemlerde ona zorluklar yaşatan ve/veya destek olmaya çalışan insanlar…
Tüm bunlar hikayeye sıcaklık katacaktır. Sıcaklık istediğimiz bir şey her dizide. Bu sıcaklığın miktarı dizinin türüne göre değişebilir belki ama ekran işlerinde her zaman olmalı. Bunun için de her iki karaktere insan-insan, insan-çevre, insan-doğa (evet doğa… belki birlikte sevdikleri bir köpek, belki esen bir rüzgarın etkisi, belki öten kuşların...) etkileşimi gerekli.
- Bize birbiriyle vakit geçiren Zeynep ve Kadir gerekiyor. Altı bölümdür hala sadece birbirlerine “Cee” deyip gidiyorlar. Bir uğramıştım gidiyorum tarzında sahneler değil, birlikte bir şeylerin yapıldığı, zaman geçirildiği, paylaşım yapıldığı sahneler gerekiyor. Menemen sahnesi mutlu etti, çok şirindi, güzeldi fakat o sahne ‘menemeni yaptım, şimdi kalkıyorum’ şeklinde olmalı mıydı? Uyumayan ve yemeyen Zeynep’i, bunları fark eden ve endişelenen Kadir’i izleseydik çok daha farklı olurdu. Gerçeklik katardı, derinlik katardı hikayeye.
Altıncı bölümdeki “Sen bu duvara geç, ben bu duvara geçeyim, o zaman Veli bizi göremez ki” sahnesini yok saymak istiyorum. Çünkü onu seyrettim sayarsam, Kadir ve Zeynep için öylesine önemli bir konunun orada, o şartlarda ve Veli gibi bir adam peşlerindeyken mi yapılması gerektiğini sorgulayacağım. Biriniz sarı, diğeriniz kızıl iki insansınız. Yan yana geldiğinizde fark edilmemeniz gibi bir durum, bu coğrafyada mümkün mü? Veli’nin oyunu öğrenmesi için direkt gidip konuşsaydınız daha iyiydi.
Kendi güzel bölümümde mesela belki Kadir’i biraz oyalamak, moralini biraz olsun yerine getirmek için eskiden yaptıkları bir şeyi yeniden yapan (bir yere gitmek, bir şey seyretmek, bir aktivite yapmak, vb.), eski günleri de yine bu vesileyle hatırlayan bir Zeynep ve Kadir izlemek isterim. Aylin’in geri alındığını varsayıyorum burada. Aylin hala Veli amcası ileyse, o zaman çocuklarından bahseden, konuşan, paylaşan bir Zeynep ve Kadir izleyebiliriz. Sonra, ayrılmadan önceki kendi ortak gelecek hayallerine geçerlerdi. Güzel olmaz mıydı? Çayı da demlerlerdi. Oh!
- Özellikle beşinci bölümden sonra Veli’nin Kadir ve Zeynep’e etkileri ile ilgili çok heyecanlı beklentiler içindeyim. Şimdi güzel bölümlerimde Veli Cevher olmazsa olmaz değil mi? Adam sürekli zaafların kötülüğünden bahsediyor. Ama onun zaafı da Kadir’in zaafıyla aynı olursa neler olur diye düşündürdü bizi geçen hafta. ('Zeynep’e attığınız bakışlar nasıl bakışlardı öyle Veli Cevher?’ demiş miydim?) Veli Cevher’in zaafının adı Zeynep olursa nasıl davranır, neler yapar sorularına dair net cevaplarım yok. Adam muamma, bilinmezli bir denklem. İşte bu Veli denklemi bu durumda nasıl sonuçlar verecek izlemek isteği ile doldum. Zeynep de zeki bir kadın olduğunu beşinci bölümdeki Galip’i geri getirme planıyla ve seçimleriyle gösterdi. Yani iki erkek arasındaki kadın figürü olmaktan ayrı, kendi başına etkin unsur olacak gibi duruyor ve bu da heyecanımı arttırıyor. Kadir Adalı ne yapar peki bu durumda? Kadir hayatında yeniden ona umut olacak biri olduğunu iyice idrak ve kabul ettiğinde, hem de bu hiç unutmadığı sevdası Zeynep olunca, onu korumak ve umudunun yeniden ondan alınmasına engel olmak için neler yapar? Heyecanlandınız değil mi? Diziye dair çok büyük heyecanlar taşıyorum aslında bunları düşününce.
Daha yazacak çok şey var ama burada yazıyı bitirsem iyi olacak. Diziye dair tüm hayallerimi yazıya dökersem, okuyanlar bir süre sonra bıkabilir. Tadında bırakıyorum. Ama şunlara benzer şeyleri izlesek, bu kış aylarında pek hoş olmaz mı? Alırız sıcacık çayımızı / kahvemizi, geçeriz televizyon karşısına izleriz. Kadir ve Zeynep sevdasının kendine ait şarkıları, ezgileri, türküleri de vardır elbet. Bir de onları dinler hüzünlenir ya da heyecanlanırız onlar adına.
İzleyici olarak çayım ve kahvem hazır, Perşembe akşamları bunları izlemek için sizleri bekliyor olacağım. Hayallerde kalmasın sadece, eminim Çarpışma ekibi isterse bunları ve daha güzellerini de bizlere izletecektir.