Ufak Tefek Cinayetler'e dair..

Ufak Tefek Cinayetler'e dair..
Hayat... Kimi zaman iyi bir insan olduğumuzu düşündüğümüz bir anda öyle oyunlar oynanıyor ki etrafımızda bir anda kötü olmak istiyor, önümüzdeki yol ayrımında kötülüğü seçiyoruz... Bu hikayenin kahramanlarından Oya da tam bu yol ayrımında duranlardan... Gerçekten de kötülüğü seçecek mi yoksa içindeki iyi insan onu kontrol edebilecek mi onu görmek için bekliyoruz ekran karşısında... Oya her ne kadar kendi ayakları üzerinde duran, güçlü biri gibi dursa da aslında yaralı... Zamanında en büyük darbeyi arkadaş bildiklerinden almış, aldığı bu darbeden ötürü kayıplar yaşamış biri olarak (Gerek Taylan konusu gerekse anne olmasının çok düşük ihtimallere bağlanmış olması) çok yaralı hem de... Sonra yalnız, Oya... Görüyoruz ki etrafında Edip’ten başka sığınacağı bir liman da yok... Tabii şimdilerde ilişkisini hasta-doktor sınırında tutmaya çalıştığı ama farkında olmadan çekildiği Serhan'ı saymazsak... Bir gün geçmişine açılan kapıdan kendi iradesiyle geçiyor ve tekrar arkadaş bildiği o isimlerle bir araya geliyor. Aklında intikam yok sadece Edip’e de  söylediği gibi merak ediyor ne yaptıklarını... Hayatın adaletini sağlayıp sağlamadığını görmek istiyor... Ama görmek istedikleri bu değil, onu fark ediyor. Çünkü hayatını karartan bu isimler şimdilerde evli, mutlu ve çocuklu... Bunlar Oya’nın sahip olmadığı şeyler... Yine yapısı gereği kıskançlığa bürünmüyor, oluruna bırakıyor her şeyi ama sonra karşı taraf öyle hamleler yapıyor ki Oya da bir değişime uğruyor... Artık intikam istiyor... Belki zamanında istemesi gereken belki de hiç böyle bir şeyi arzulamayıp yoluna devam etmesi gereken o intikam ateşiyle sarılıyor... Nitekim görüyoruz ki Oya bu konuda da oldukça başarılı. İlk hamlesini Merve üzerinden yapıyor... Biz ekran başındaki izleyiciler de Merve’nin bunu hakettiğine dair hemfikiriz tabii... Psikolojik olarak Merve’yi çökertmeyi arzularken görüyoruz ki savaş silahlarını kuşanmış muhteşem bir savaşçıya dönüşüyor... 3. bölüm sonu itibariyle de başarılı olmuş gibi görünüyor... Bundan sonrası ne olur işte orası hikayenin kendine has gizeminde saklı... Oya kaybeden taraf mı olur yoksa kazanan mı onu izleyip göreceğiz...

Gelelim Merve’ye... Kötülüğü kendine amaç edinmiş biri o... İlginç gibi gelse de aslında gerçek hayatta çok fazla Merve var etrafımızda... Merve öyle biri ki etrafındakilerin hayatlarını karıştırmaktan kendi dünyasına dikkatini veremiyor. Sitenin işlerini bile ailesinden daha çok düşünüyor. Gücünü kocasından aldığı söyleniyor ki bu koca hikayemizin kahramanlarından Serhan oluyor ama aralarında büyük bir iletişim kopukluğu var... Yine merak edilen bir diğer husus ise Serhan ve Merve’nin nasıl bu kadar iki zıt kutup olup da evlendiği... Gerçekten arka planı merak uyandıran bir ilişki... Merve bencil biri, her şeyi yönetmek isteyen iktidarına karşı gelene acımayan biri... Dolayısıyla Oya için Merve güçlü bir rakip... Tıpkı Oya gibi onun da akıbeti belli değil... Kötülük mü kazanır yoksa bu kez iyiler mi göreceğiz...

Pelin ise Merve’nin gölgesinde yaşamış, özünde onun yerini isteyen ama buna cesaret edemeyen kıskanç, bencil, ne yapacağı belli olmayan kontrolsüz biri... Belki de onu Merve’den ayıran en önemli özellik bu. Merve gibi kontrolü sağlayamıyor, bu yüzden bazen en olmaz şeyleri yapıyor. Oya, kocası Taylan’dan ötürü onun en büyük düşmanı... Bu yüzden de onu etrafında istemiyor...

Arzu’ya gelirsek... İçlerinde en pasif olanı... Zamanında da gerçekleri söylemediği, Merve ve Pelin’in iftirasına ortak olduğu için o da suçlu... Şimdilerde ise kendi ailesindeki çalkantılarla meşgul. Mutlu görünen evliliği bir aldatma ile bambaşka bir hal alıyor. Üstelik Arzu arkadaşlarının kendisinden sakladıklarından da habersiz... Bir izleyici olarak Pelin ve Merve’nin ihanetini ne zaman öğreneceğini merak ediyoruz. Arzu’nun da bir değişim geçireceğinize inanıyorum. Zira kocasının bu ihaneti onu da güçlendirecek, Arzu da ayakta kalmak için mücadele edecek. Bu noktada Oya ile ilişkisi ne durumda olur bilinmiyor. Oya ile müttefik mi olur yoksa düşman mı merak ediyoruz.

Ve hikayenin erkek kahramanları...

Taylan geçmişte Oya’ya yaptığı haksızlığın bedelini ödemeden onu tekrar gördüğünde duygularını dışa vurmaktan çekinmeyecek kadar fütursuz biri. Tek korkusu Pelin... Öyle ki zamanında -lise yıllarında- kurtulmak istediği Pelin şimdi eşi ve çocuğunun annesi. Aynı zamanda aldatmayı büyük bir şans olarak görecek kadar -bkz. Mehmet ile konuşması- örnek olmaktan uzak biri. Hal böyle olunca da Taylan-Oya-Pelin üçgeninde nasıl bir hikayenin bizi karşılayacağı merak ediliyor...

Mehmet... Mehmet belki de erkekler içinde en iflah olmazı. Aldatmayı bu kadar normal karşılaması ile şaşırtıyor. Ayrıca kendisi çok iyi bir oyuncu öyle ki daha geçen bölüm Arzu’yu nasıl kandırdığını unutmadık... Sevgilisinin isteklerini duysa belki de pişman olacak ama ki bunu tüm kalbimizle istiyoruz şimdilik hikayenin kötü adamlarından biri olarak yer alıyor. Arzu’nun onu affetmemesi tek dileğimiz...

Edip... Edip zamanında Oya ile birlikte bu hikayenin kurbanlarından biri... O, Oya gibi değil... İyilerin kazanamayacağını düşünüyor ve haydutlardan saklanmanın en doğru yol olduğuna inanıyor. Kendine yeni bir hayat kurmuş... Ama Oya hep hayatında var olmuş... Şimdilerde iki iyi dost gibi görünseler de belli ki Edip Oya’ya karşı birtakım hisler besliyor. Bu açıdan bakıldığında da Edip- Oya- Serhan üçgeni bayağı ilgi çekici olacakmış gibi görünüyor.

Ve son olarak Serhan... O bu hikayenin en yalnızlarından... Tıpkı Oya gibi... Kızı tek tesellisi. Eşi Merve ile ilişkileri epey bir kopuk...  Öyle ki işte yaşadığı sorunları, yaşadığı psikolojik değişimi eşiyle paylaşmıyor. Daha yeni tanıdığı ama güvendiği, inandığı Oya’ya anlatıyor... Oya her ne kadar Serhan ile ilişkilerini doktor-hasta ilişkisi olarak sınırlandırmak istese de Serhan bu sınırı çok yakında aşacak gibi duruyor. Bu noktada her ne kadar aldatılan kişi Merve olsa da tasvip etmiyoruz tabii bu durumu. Hikayenin Oya-Serhan ilişkisini nasıl işleyeceğini merak ediyoruz. Ancak ortada bir gerçek var ki o da Gökçe Bahadır ve Mert Fırat’ın aşırı uyumlu olduğu... Bu da diziyi daha izlenilesi kılıyor...

Ufak Tefek Cinayetler’de karakterler kadar oyunculuklar da çok dikkat çekiyor.  Özellikle Gökçe Bahadır ve Aslıhan Gürbüz harikalar yaratıyor. Yine dikkat çeken bir diğer şey müzikler... Sahnelerle oldukça uyumlu hepsi.  Görsellik bu dizinin olmazsa olmazı zaten... Kostümler çok iyi. Yine senaryonun ve yönetmenliğin başarılı olduğu bir yapım... Hal böyle olunca da 3. bölümden bizleri etkisi altına almayı başarıyor. Merak içinde bekliyoruz yeni bölümü... Ve hepimiz aynı temennide birleşiyoruz: Bizi etkisi altına alan bu yapımın uzun ömürlü olması dileğiyle... 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER