Pazartesi akşamlarının vazgeçilmezi olan
Söz, dünkü bölümüyle herkesi yine ekran başına kilitlemeyi başardı. Yavuz -
Büyük Bey karşılaşmasıyla yeni bölüme başladık. Büyük Bey'in Bahar'ı ziyaret
etmesinin altında yatan sebep tabii ki Yavuz'du. Bahar'a Yavuz hakkında sorular
sordu ve durum gittikçe karışmaya başladı. Yavuz, Büyük Bey'in gözünde iyiden
iyiye hedef haline geldi diyebiliriz.
Üniformalarını geri alan ekip, biraz
olsun rahat nefes alamadan tabura yapılan baskınla yine çatışmanın ortasında
kaldı. Mehmetçik'in bulunduğu otobüsün tabura geldiği sırada başlayan saldırı
bölümün çok heyecanlı geçeceğinin göstergesiydi.
Çatışma devam ederken yaralanan genç
askere ulaşmak için çaba gösteren Erdem Yarbay başarılı olamadı. O sırada
yakınında patlayan bomba nedeniyle Mücahit'in kısa süreli bir şok yaşadığına
şahit olduk. Mücahit'le birlikte bir anlık bile olsa bizler de sessizliğin esiri
olduk. Erdem Yarbay'ın başaramadığını tabiri caizse iman gücüyle, yaşadığı şoku
atlatan Mücahit başardı. Yaralı askeri güvenli bölgeye getiren Mücahit'in o
temiz yüreğini bölüm boyunca birçok kez görmüş olduk. Yavuz ve Ateş'in de
çatışmaya dahil olmasıyla tabur baskını püskürtülmüş oldu. Bölümün böyle bir
çatışma sahnesiyle başlamış olması heyecanımızı ikiye katladı.
Saldırıdan hemen sonra toplantı yapan
Erdem Yarbay ve ekibi hainler tarafından verilmek istenen mesajı oldukça net
anlamışlardı. Saldırının altında ''Sınır ötesine girmeyin'' mesajı yatıyordu.
Hainlerin unuttukları şeyse Türk askerinin kimseden korkmayacağı, hainlerden
emir almayacağı ve daima mazlumların, masumların yanında duracağı gerçeğiydi.
Hazırlıklarını yapan Tim, köy
baskınlarına engel olmak ve soydaşlarımıza yardım edebilmek amacıyla, sınır
ötesi operasyon için yola çıktı. Kimsenin zarar görmemesi için Türkmen köyünü
tahliye etme kararı verilse de evlerini bırakıp gitmek istemeyen köy halkı bu
teklifi kabul etmedi. Tam o sırada Sancar'ın emri altında toplanan hainler
tehdit amaçlı köye geldiler.
Timin üyeleri ise asker olduklarını gizlemek için
köy halkından birileriymiş gibi davrandılar. Sancar ile birlikte gelen hainler
arasında dikkat çeken bir isim vardı. O isim tabii ki Eylem'di. Geçen sezon
Fransız istihbaratı için çalıştığını öğrendiğimiz Eylem, yine gizli bir görev
için gönderilmişti. Yaşanan birkaç sürtüşmede askerlerimizin kimliklerini
korumasına yardımcı olan Eylem, Fethi'yle buluşup, görüşmek için gizlice
sözleşti. Sancar'ın köyü boşaltmak için 3 gün mühlet vermesi yeni bir plan
yapılması için önemliydi.
3. günün sonunda tahliyeyi ısrarla
reddeden köy halkını, Sancar ve adamlarına karşı korumak pek tabii ki Tim'in
göreviydi. Bölümün sonunu da saldırıyı püskürtmek için hazır bir şekilde
bekleyen askerlerimizle yapmış olduk.
*Giresun'a tayini çıkan Bahar'ın gidişine engel
olmak için evlenme teklifi eden Yavuz, yine bizleri şaşırttı. Öyle ki geçen
sezon buna benzer bir durum yaşandığında daha sert ve olumsuz bir cevap
verdiğine şahit olmuştuk. YavBah gümbür gümbür geliyor. İşin tuhaf yanıysa
geçen sezonda sıcak bakmadığım bu ilişki an itibariyle gözüme hoş gelmeye
başlamış durumda.
*Nihat Altınkaya'yı asker olarak izlemek büyük bir
zevk. Erdem Yarbay karakterine ve giydiği üniformaya çok yakışan Nihat
Altınkaya'yı daha fazla aksiyon dolu olayların içinde izlemek isterim. Tim ile
daha fazla operasyonlara katıldığını görmek de büyük keyif verir. (Bu arada
Erdem Yarbay'ın soyadına karar verebildiniz mi? Korkmaz mı? Kaçmaz mı?)
*Ateş tarafından yarı yolda bırakılan Nazlı'nın
intikam oyunu devam ediyor. Ateş ise kıskançlıktan deliye dönmüş durumda.
Ateş'ten yakın zamanda büyük bir patlama bekliyorum. Bu patlamadan zararlı
çıkan isim ise Güler olacaktır diyorum ve ayrıyken bile çok tatlı olmayı
başaran NazAt çiftini pek yakın zamanda mutlu görebilmeyi diliyorum.
*EyFet an itibariyle dizinin en dikkat çeken çifti
konumunda. Güçlü ve savaşçı bir karaktere sahip olan Eylem, başta Fethi olmak
üzere izleyen herkesi kendine hayran bırakmış durumda. Çoğu zaman ayrı
cephelerde savaşıyorlar gibi gözükseler de hepimiz biliyoruz ki onların
yürekleri bir atıyor. (Bu arada Fethi'nin hikayesi beni çok üzdü. Sevdiği
kadınının, öz abisiyle birlikte olduğunu görmüş olması ve annesinin abisinin
tarafını tutmuş olması, Fethi'nin ailesinden uzak durma sebebiymiş. Ailesiyle
görüşmeyen Fethi yürek yangınını bir nebze olsun hafifletmek için askere
yazılmış.)
*Mücahit ve Feyzullah yaralı asker ve gözleri
görmeyen annesine yardım etmek için harekete geçtiler. Ameliyat için gereken
parayı bulma konusunda da onlara Yavuz yardımcı oldu. Arabasını satan Yavuz
parayı bizimkilere ulaştırdı. (Yavuz'un çok güzel bir kalbi olduğunu bir kez
daha görmüş olduk.) Ameliyat başarılı geçti geçmesine ama yıllar sonra gören
gözleriyle, bir annenin şehit oğlunu sonsuzluğa uğurlamak zorunda kaldığına
şahit olduk. Ekran başında herkesi gözyaşlarına boğan bu sahne ise izleyenlerin
hafızalarına kazındı. (Bu kadar büyük bir meblağ gereken ameliyatın çabucak yapılması,
annenin hemen görebilmesi, toparlanabilmesi ve tüm bunların Karabayır'da
gerçekleşiyor olması hiç gerçekçi değildi. Belirtmeden geçmek istemedim.)

*Oğlunun intikamını almak için her şeyi
yapabilecek durumda olan Çolak bu kez Sancar'la karşı karşıya. Büyük Bey'e
giden yolda Agah'ın sözünden dışarı çıkmayan Çolak'ın da bir numaralı hedefi
Türkmen köyü oldu. Serhat Kılıç yine oyunculuğuyla herkesin beğenisini kazandı.
Agah Bey rolünde ise Mehmet Özgür büyük fark yaratmaya devam ediyor.
Bir yazımın daha sonuna geldik. Haftaya
görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.