American Horror Story gün geçtikçe ilgimi daha az çeken bir dizi haline gelse de bir türlü kopamadığım yapımlardan birisi. Şunun şurasında geldik yedinci sezonuna, insanda bir noktadan sonra alışkanlık da yapıyor olsa gerek. Dizinin yeni sezonu yaklaşık bir ay önce ekrana gelmeye başladı. Ülkemizde ise FX Türkiye dizinin yayınını her zamanki gibi devam ettiriyor.

Hazır dördüncü bölüm için ön izleme fırsatı elde etmişken ismi 'Cult' olarak konan sezon ve gidişat hakkında bir şeyler karalamak istedim.

Geçtiğimiz kasım ayında Amerika'daki seçimi arkamızda bıraktığımız ve nihayetinde Donald Trump'ın seçildiği malumunuz. İkisinden birisini özellikle tercih etmesem de seçme şansım olsaydı Clinton'ı tercih eden kişilerden birisi de ben olurdum. Kesinlikle Trump'ı değil! Zaten toplam oy sayısında Clinton önde olmasına rağmen Amerika'nın oy sayısına değil de eyaletlerdeki oy çoğunluğa dayanan farklı sistemi nedeniyle ülkenin başına Trump gelmiş oldu.

Sonrasını ise saçmasapan bir karmaşa olarak özetleyebiliriz. Her şey bitmiş de uğraşacak bir şey kalmamış gibi son olarak NBA ve NFL takımlarına, oyuncularına takmış durumda mesela. Cult sezonu da Trump sonrası atmosferin üzerine kurulu olarak izleyici karşısına çıkmayı tercih etti. Ana kadrosundan bazı isimleri koruyarak; Colton Haynes, Alison Pill, Billy Eicher ve Billie Lourd gibi çeşitli isimleri kadrosuna katarak devam ediyor.

Dört bölüm itibarıyla dizinin kalite grafiğinde artışa geçtiği düşüncesindeyim. Karakterleri tanıtıcı bir bölüm olan açılışı "Ee, daha daha sonra?" cümlesiyle kapatmıştım. Hatta sezonun aceleye getirilmiş olabileceği düşüncesi aklıma gelmişti. Hala da tam olarak kurtulduğumu söyleyemem. Dördüncü bölüme geldiğimizde ise biraz daha açıklayıcı ve ilgi çekici olmaya başladılar gibi, bunda da elbette karakterlere alışmaya başlamanın etkisi var. Bazı hamleleri cesur bulduğumu bile söyleyebilirim. 'Seçim sezonu'na hizmet eden bölüm asıl bu olmuş sanki. Ama malum artışın yavaş gerçekleştiğinden de bahsetmem gerek.

Dizinin bu sezonunda merak ettiren, kendisine çeken karakter sorunu var gibi duruyor. Agorafobinin etkisiyle sürekli bağırıp çağıran Ally (Sarah Paulson) bir noktadan sonra insanı yoruyor. Oyuncuya itirazım yok am dört bölüm sonunda Kai'nin (Evan Peters) varlık amacını bir yere oturtabilmiş değilim. Diğer karakterlerse mevcut bölümler itibarıyla yer kaplıyor durumunda. Ama dediğim gibi özellikle dördüncü bölümün gidişatı en azından ümit verici durumda. Şu an için sezonda ilgimi çeken kısım hala Ally ve Kai arasındaki henüz bilmediğimiz bağ.

Eğer sezon bu şekilde devam etmeye giderse muadilleri arasındaki sıralamada kendisini pek yukarıda bulamayacak. Bunu da Roanoke sezonunu çoğunluğun aksine sevip aslında Freak Show'dan hoşlanmayan; hatta sonunu getirememiş birisi olarak yazıyorum. Bir de yetmezmiş gibi 'her sezonu birbirine bağlı' olan diziyi Freak Show ile birbirine bağlamayı tercih ettiler.

Yine de American Horror Story sahip olduğu tanıdık kadroyla ve reyting oranıyla bir süre daha önümüzde olacağı belli bir dizi. Sekizinci ve dokuzuncu sezon onayının cepte olması da cabası. Asylum gibi bir sezon bir daha karşımıza gelmeyebilir ama en azından temalarıyla ilgiyi kendisinde tutmayı başarabilir belki. Üstelik bir ihtimal Cult sezonunun ikinci yarısı kendisini farklı bir noktaya çıkarabilir. Çıkmadık candan ümidin hemen kesilmiyor işte...

Keşke bir an önce American Crime Story'nin Versace cinayetini işleyecek ikinci sezonu gelse de asıl onu izlesek.