Endemol Shine Türkiye vakası ve aklımda deli sorular...
15 Haziran 2017
Sektör bir süredir belki de tarihinde ilk kez gerçekleşen derin bir muamma ile muhatap oluyor. 2000'li yılların başında ülkemize format temsilcisi olarak gelen ve ardından 2014 yılında aktif olarak yerel içerik üretimine giren Hollanda merkezli Endemol Shine rivayete göre şimdi borç harç içinde debeleniyor. Yaklaşık 2 yıldır dizi ekiplerine düzensiz ödemeler yapıldığı son bir yıldır da bu tuhaf gidişatın tavan yaptığı konuşulurken önce Paramparça setinde teknik ekibin iş bıraktığı haberleri sektör kulislerine düşmüştü. Konuyla ilgili hemen
devreye giren sendika ekiplerle yapımın uzlaşmasını sağlamış ancak Endemol Shine Türkiye setlerindeki huzursuzluk bitmemişti.
Paramparça dışında yaptığı tüm dizi, film ve programlarda başarısız olan şirketin geçen sezon Show Tv'de yayınlanan Kış Güneşi ve Fox Türkiye'de yayınlanan Kördüğüm ekiplerinin de ödemelerinde sorun çıktığı duyulmaya başladı. Söz konusu diziler yayından kaldırıldıktan sonra özellikle Kış Güneşi ekibine "ayda bir" kaşe sistemiyle uzun vadeye yayılan ödeme planı yapıldığı ve ekiplere olan borçların kapatıldığı konuşulurken geçtiğimiz hafta Dayan Yüreğim oyuncuları ve reji/yapım ekipleri şirketin Levent'te bulunan ofisinin önünde toplanarak bir basın açıklaması yaptılar.
Bu protesto eylemi yapılırken resmi bir açıklama yapan Endemol Group, Türkiye ofisinin iki yöneticisinin istifa ettiğini, şirketin de bir denetimden geçtiğini ve bu denetim sürecinin doğal sonucu olarak da tüm işlemleri durdurduğunu özür dileyerek duyurdu.
Bu açıklamanın üzerinden bir hafta geçmişti ki bu sefer de Endemol Shine Türkiye'nin reyting rekortmeni ve ihracat başarı ödülü alan draması Paramparça'nın çalışanlarından protesto söylemleri duyulmaya başladı. 97 bölüm yayınlanan dizinin çalışanları alacaklarını tahsil edemedikleri gibi karşılarında yine muhatap bulamamaktaydı. Bu arada şirketin dizi çekimlerinde kullandığı bir evin kira bedelini ödemediği için hacizle muhatap olduğu da basına yansıdı. Gazetede çıkan habere göre ev sahibi alacaklarına teminat olarak evin dekorasyonunda kullanılan 190 parça sponsorlu eşyaya haciz koydu. Yani bu işlem de yeni mağduriyetler yaratmaya müsait. Zira o eşyaları sponsorlardan alıp eve yerleştiren sanat grubu haciz altına alınan eşyaların bedelini sponsor firmalara nasıl ödeyecek ve bu durumda muhatap kim olacak?
Dün yani 14 Haziran günü Paramparça, Evlat Kokusu ve Dayan Yüreğim çalışanları şirketin Levent ofisinin önünde bir kez daha toplanarak basın açıklaması yaptı.
Dizinin yönetmeni Altan Dönmez, yardımcı yönetmen Ali Balcı ve oyuncu Erkan Petekkaya yaşadıkları sıkıntıları anlattılar. Ekipler basın açıklaması yaparken Endemol Group da bu kez sosyal medya hesaplarını kullanarak bir resmi açıklama daha yayınladı.
Ancak ne ilginçtir ki önceki açıklamada Gökhan Tatarer ve Hakan Eren'i "istifa ettiler" diye duyuran şirket, bu sefer "görevlerine son verildi" tanımını kullanmayı tercih etmişti. Açıkçası bu tanım değişikliğini şaşkınlıkla karşıladım. Zira "istifa" ile "görevlerine son verildi" arasında bariz bir ifade farkı mevcut. Acaba çok uluslu ortaklık yapısında olan dünya devi Endemol Shine Group, Türkiye pazarında yaşananları "lokal bir sıkıntı" olarak mı dünya aleme ilan etmeyi tercih etmişti?
Hani Perşembe Pazarı esnafı olsa bu tanım karışıklığını anlamak, izah etmek kolay olur ancak Apollo Global ve 21st Century Fox ortaklığındaki dünya devi bir şirket iki açıklama arasında aniden tanım değiştirince insan şaşırmıyor değil. Bu açıklamanın akabinde Endemol Shine Türkiye'de COO olarak görev yapan Hakan Eren de, resmi sosyal medya hesaplarından bir açıklama yayınladı ve şirketin gerek yerel gerekse uluslararası şirketlerce denetlendiğini ve kendisine haksız olarak isnad edilen suçlamalar karşısında yasal haklarını kullanacağını açıkladı.
Anlayacağınız olaylar aklımızın alamayacağı kadar karışık. Rivayet muhtelif. Net olan tek şey alacaklarını tahsil edemeyen, muhatap bulamayan dizi çalışanları ve tedarikçilerin yaşadığı mağduriyet.. Şirketten yapılan son resmi açıklamaya göre nihayet cuma günü alacaklıların temsilcileriyle 'görüşmeler' başlatılacakmış. Minnettarız mı diyelim, bilemedim...
İş böyleyken ben de bir içerik üreticisi olarak yaşananlardan aklıma takılanları, bir türlü kafamın basmadığı şeyleri ortaya sormak istiyorum..
1. Sevgili Endemol Shine Group, Türkiye'deki yöneticileriniz istifa mı etti, görevden mi aldınız?
Görevden aldıysanız neden ilk açıklamada istifa olarak duyurdunuz? İstifa ettilerse neden şimdi "görevden aldık" diyorsunuz? Bu bir tercüme hatası mı? Eğer öyleyse tercümanınız kim? Hayır, bilelim de iş vermeyelim..
2. Aileleriyle birlikte yaklaşık 500 kişiyi mağdur eden kurum, Endemol Shine Türkiye değil de misalen UK olsaydı şirketinizin tavrı nasıl olurdu?
Çalışanlarınızın maddi manevi mağduriyetlerini hızla gidermek ve
sektörün uluslararası firmalara karşı yeniden güven duymasını sağlamak
için neler yapmayı planlıyorsunuz?
3. Aktif olduğu süre içinde tek bir dizi dışında bütün üretimleri başarısız olan şirket yönetimini bu kadar zaman zarfında nasıl ve neden tolere ettiniz? Bu yerel başarısızlığı da şimdi yaptığınız gibi derinlemesine sorguladınız mı, yayında başarısız olan işlerin globalde şirketinizin vizyonuna ve Türkiye planlarına yansıması nasıl oldu?
4. Bu bariz başarısızlık karşısında yöneticilerinizden aldığınız açıklamalar karşısında ikna oldunuz mu? İkna olup devam kararı verdiyseniz şimdi ne oldu da "derin denetim" aşamasına geçtiniz?
5. Şirket yöneticisi Hakan Eren'in Twitter hesabından yaptığı açıklamasında yer alan "bir yıldır yaşanan nakit sıkıntısının global karar" olduğu bilgisini doğru kabul edersek o süreçte nakit sıkıntısı yaşayan şirket hangi somut verilere dayanarak krizi aşmayı planladı ve içerik üretimine devam etme kararı aldı?
6. Yöneticilerin istifasını kabul ettiğinizde şirketin piyasaya olan borçlarının farkında değil miydiniz? Neden? Yok eğer farkındaysanız neden yöneticilerinizin istifasını kabul ettiğiniz gün muhataplarınızın karşısına çıkıp alacaklarına garantör olmadınız da açıklama yapmak için sosyal medyaya yansıyan ilk protesto eyleminin gerçekleşmesini beklediniz?
7. Bu süreçte Endemol Shine Türkiye ile -hiçbir reel temeli olmayan- astronomik kaşeler alarak iş yapanlar ve bu tavan yapmış ücretleri serbest rekabet ortamının bir gereği olarak değerlendirmeyi tercih edenler krize ne oranda katkı sağladıklarını düşünüyorlar? Üç liralık malı on sekize satıp kenara çekilenler ya da on beş liralık malı iki liraya satın alarak ticareti devam ettirenler ve dahi reyting almadığı halde riski görmezden gelerek malı yayında tutanlar artık durup bir öz eleştiri yapacaklar mı yoksa "benden sonra tufan" mottosuna devam mı?
8. Yine Hakan Eren'in açıklamasında Hollanda-Türkiye arasında yaşanan kriz nedeniyle şirketin Türkiye'deki ticari politikalarının aniden değiştiği söylenmiş. Türkiye'de yatırımı bulunan tek Hollanda şirketi Endemol Shine Türkiye olmadığına göre acaba diğer Hollanda sermayesine sahip şirketlerde durum dedir? Arkadaşlar ses verin, endişe içindeyim?
9. Endemol Shine Türkiye ile çalışırken beyana göre bir yıla varan ödeme sıkıntısı yaşayan ve bu sıkıntılara katlanarak sadakatle "seyirciye saygısından" çalışmaya devam eden arkadaşlar, aynı süreci yaşarken elini masaya vurup alacaklarını tahsil eden mesai arkadaşları hakkında ne düşünüyorlar? Bugünden sonra birlik, dayanışma ve örgütlenme sözcüklerinin sizdeki karşılıkları ne olacak? Her koyun kendi bacağından asılmaya devam mı?
Böyle işte...