Vatanım Sensin: Er geç denize ulaşacak içimizdeki nehirler

Vatanım Sensin: Er geç denize ulaşacak içimizdeki nehirler
Leon ve Hilal...

Bir tarafta vatanının bağımsızlığını savunurken kalbini savunmasız bırakıp aşka esir düşen Amazon kadını Hilal, diğer tarafta işgale geldiği topraklarda bir çift mavi gözün tesiriyle kalbini düşmanına teslim eden Yunan askeri Leon.. İki farklı beden, iki kayıp ruh, imkansızlık içinde büyüyen zorlu bir sevda ve birleşip denize akmayı bekleyen iki akarsu.

Leon bu zamana kadar hep sınırını koruyan, yatağını aşındırmadan kendisine çizilen yolu şaşmadan akan bir nehir gibi gelmiş bu günlere. İlkbaharda yağmurlarla taşan suları yazın güneş ışıkları çıkınca buharlaşan bir nehir gibi Leon da anne babasının iki tatlı sözüyle mutlu olmuş, abisi Dimitri'nin gölgesi üzerine düşünce silinip kaybolmuş. Bir varmış bir yokmuş yani.

İşin kötüsü bu durumu kendi de kabullenmişken bir gün içinde yaşayan balıklar, sularından içen kuşlar akıp giderse kaybolmaktan kurtulacağı, yalnızlığından arınacağı denizden haber getirmiş nehre... Leon o anda aşka düşmüş.

Bu zamana kadar habersiz, gayesiz olan bu nehrin denize ulaşmak tek amacı olmuş. Önce kendisine dar gelen yatağını genişletmiş, yollarda yönünü kaybetmiş zikzaklar çizmiş. Bakmış olmuyor birçok kola ayrılmış. Nihayetinde suları da azalsa, bu uğurda uğraşsa da denizine kavuşmuş. 

Hilal ise çağıl çağıl akan, önüne geleni kendine katıp etrafa savuran, hep hoyrat, hep dalgalı bir coşkun ırmak misali akmış gelmiş bu günlere. Önünde duran yüksek dağlar yüzünden denize ulaşamayan, güneşi gizleyen sisli ve karanlık bulutlar yüzünden önünü göremeyen bu ırmak misali Hilal de savaşın yıkıcılığından, işgalin haksızlığından başka bir şey bilmiyormuş. Bir gün o puslu hava aralanmış ufaktan güneş görünmüş, esip gelen rüzgarlar denizin sesini getirmiş ırmağa. Hilal o anda aşka düşmüş.

Ama onun da denize ulaşması için uzun yollar, sarp geçitler, dik uçurumlar varmış önünde. 

Bir tarafta sakince akan bir nehir olan Leon,
Bir tarafta gürül gürül akan bir ırmak olan Hilal,
Ve bu iki güzellik arasında kıyas yapan biz insanoğlu. 

İnsanlar nehrin durgun ve tatlı manzarasına hayran kalırken ötede dağı taşı delercesine akan ırmağın ihtişamını ve cesaretini görmezden geliyor. Dümdüz ovada yavaşça yolunu bulurken gönle huzur veren nehrin sesine kulak verirken bendini aşan, darboğazlardan geçip sert kayalara çarpan bu ırmağın çığlığını duymazdan geliyor. İnsanlar Leon'un özverili aşkını överken Hilal'in içinde bulunduğu çetrefilli durumu anlamayıp yerden yere vuruyor.

Oysa ikisine de kolay değil bu sevda.
Oysa ikisinin de arzusu denize ulaşmak.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER