Söz: Bize her yer Karabayır

Söz: Bize her yer Karabayır
Geçen hafta elinde bomba ile bıraktığımız Bahar, beni hiç şaşırtmadı ve bombayı atan kişi olmayı beceremedi. Allah’tan ortamda başkaları vardı da bombayı Bahar’ın elinden alıp, dışarı fırlattı.

Bombanın sayesinde kaçmayı başaran Çolak, gitmeden önce tim için ufak bir sürpriz hazırladı. Çolak’ın kurduğu tuzağı yarı baygın halde olan Bahar bozdu. Bombaya yaklaşımından sonra kurulan tuzağı bu denli soğukkanlılıkla bozması yüzümde tebessüme neden oldu. Açıkçası Bahar’ın bir öyle bir böyle hallerine alıştım. Artık gözüme batmıyor diyebilirim. Durumu kabullendim ne yazık ki.

Hafız’ın yaşadıkları Fatma’nın aklını başına getirdi. Zaten en başından beri boşanma fikri bana bayağı abartı gelmişti. Yanlışından dönmesi güzel oldu.

Hafız’ın hasta yatağında ‘’Asker gibi öleceğim.’’ feryadı içimi cız ettirdi. Emeklilik fikri ne Hafız’a ne de bize iyi gelir. O olmadan olmaz.

Timin, kamyon arkasındaki ölü sivilleri bulduğu o an; Fethi’nin yaşadığı acı ve üzüntü o kadar gerçek, o kadar güzeldi ki. Ba-yıl-dım. Burak Sevinç’in oyunculuğuna ise sadece ‘’Helal olsun sana be.’’ diyebildim.

Fethi’nin Eylem’e olan ilgisi günden güne artıyor. Eylem’in sevgilisi ile olan fotoğrafını gördüğünde verdiği o büyük tepki, hislerinin ne kadar kuvvetli olduğunun bir göstergesiydi. İkisi arasında yaşanacaklar bende çok ama çok merak uyandırıyor. Bakalım ilerleyen bölümler bize neler gösterecek?

Gerek geçen hafta gerekse bu hafta yayınlanan bölüm Zafer Üsteğmen’i izlerken büyük keyif aldım. Özellikle yaşlı amcayı geride bırakmamak için sırtında taşıması  ve masum insanları kurtarmak için geride kalıp, tek başına savaşmayı seçmiş olması çok güzeldi. Zafer’i de sevmeye başladım. Avatar Atakan rolünün hakkını veriyor. Emeğine sağlık.

Güler’in askerler için hazırladığı Anneler Günü sürprizi etkileyiciydi. Annelerini gören askerlerin -özellikle Mücahit’in- sevinci görülmeye değerdi. Benim için üzücü olan ise Ateş’in o tabloya uzaktan bakışıydı. Ailesiz büyümüş olması ve bu durumun vermiş olduğu o tarifsiz acı gözlerinden okunuyordu. Nazlı’ya bunlardan bahsederken sarılmalarını çok isterdim. Ama biliyorum ki ortam buna asla uygun değildi. Olsun, hayal etmesi bile güzeldi.

Nazlı ve Ateş’in telefon sahnesi yine olaydı. Ateş’in ‘’Nazlıcım’’ dan ‘’Dayıoğlu’’ seviyesine sert düşüşü beni çoook güldürdü. Ben güldüm gülmesine ama Nazlı’nın pek eğlendiğini sanmıyorum. Zira telefonu bayağı sinirli kapadı. İkisi arasında çok güzel şeyler yaşanacak hissediyorum. O günleri görmeyi de sabırsızlıkla bekliyorum.

(Nazif Atlı’nın noktasız Nazlı olarak kısaltılması Ateş’in mükemmel zekasının bir ürünü oldu. Hayran kaldım. )

Yavuz’un mezar ziyareti kısa sürdü. Daha dolu ve duygusal sahneler izlemek isterdim. Merve’nin mezarı başında onunla dertleşmesini, ona olan özleminden bahsetmesini bekledim ama olmadı. Bu sahnelerin hızlı geçiyor olması beni üzmüyor dersem yalan olur.

Yavuz ve Bahar’ın aynı anda İstanbul'da oluşu bir ‘’off ‘’ dedirtti. Yavuz’un görev için gittiği bağış gecesine Bahar’ın da ailesinden ötürü gitmesi şaşırtıcı olmadı. (7 bölümdür bu iki karakterin sürekli bir arada olmasından sıkıldım.)

Çolak en beklenmedik zamanda Yavuz’a varlığını hissettirdi. Kulağında Çolak’ın sesini duymak ve insanların hayatını korumak adına tabir-i caizse onun kuklası olmak, Yavuz’u çok zor durumda bıraktı. Tüm bu yaşananlar arasında beni en rahatsız eden nokta Bahar’ın -bana göre- mağdur edilişiydi. Fragmanda ikisinin öpüştüğünü görünce bu hareketin Yavuz’un hislerinin sonucu olmadığından emindim. Bu olayın Çolak’ın emriyle gerçekleşmesi beklemediğim bir durumdu. Bahar’ın sorgulamadan kendini Yavuz’un kollarına bırakması ve yaşananları gerçek sanmasına üzüldüğümü belirtmem gerek. Hiçbir kadın istemeyerekde olsa kullanılmayı haketmez. Yaşadıkları istemsiz yakınlaşmadan sonra Yavuz ve Bahar için işler çok daha karışık bir hâl aldı. İkisi arasında bir aşk yaşanacağına inanmıyorum ama her sonuca karşı kendimi de hazırlıyorum.

(Yavuz ‘’Bize her yer Karabayır’’ derken çok haklıydı. Terör yer, mekan ayırt etmiyor. Her zaman acımasızca tuzaklar kurup, masum insanları katlediyorlar.)

Hızlı başlayan ve ortalara doğru hafif durgunlaşan bölüm, son 1 saatinde bizi duygudan duyguya sürükledi. Heyecandan yerimde duramadım. Haftaya bizi neler bekliyor, bilemiyorum. Tek bildiğim her geçen bölüm Söz dizisi kalitesinden sıkça söz ettiriyor.

Haftaya görüşmek üzere.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER