Vatanım Sensin: Pansuman

Vatanım Sensin: Pansuman
Bu haftaki bölüm AzCev hikayesine adanmış çok da güzel olmuş kesinlikle ancak HiLeon, AzCev’i gölgelemesin diye bilinçli bir şekilde yüzeysel geçiştirildi buna hakları yoktu. Hilal ve Leon’un ilk zamanlar 5 saniyelik bir bakışması bile seyircinin seyir keyfinin doruklarına ulaşmasını sağlayabiliyorken, müthiş bir sığlıkla yazılmış sırf sahne olsun diye adeta son bölümde HiLeon. Bu haftaya kadar hiçbir HiLeon sahnesi vasat dahi değildi, bu hafta için sadece vasat diyeceğim o da oyuncuların hatırına. Çok küçük ayrıntılarla süslenip çiftin naifliklerine atıfta bulunabilirlerdi, bir Kafka- Sadi atışması benzeri. En azından Miterasına üzülen bir adamı teselli eden bir kadın görmek hakkımızdı vermediler. ‘’Bütün zerrelerim sana dönüşüyor Leon’’ mektubu o kitabın arasına iliştirilebilinir o canım mektup heder olmaktan kurtarılabilinirdi onu da çok gördüler sağ olsunlar. Bu haftaki sahneden bahsetmek dahi istemiyorum o yüzden sizi geçmiş güzel günlere götürmek niyetindeyim.
 
Hilal- Leon aşkının temellendirilmesinde her biri birbirinden güzel pansuman sahnelerinin önemi çok büyük kuşkusuz. Bu yazıda 3 pansumandan 1 aşk nasıl yaratıldı o var, bu yazıda imkânsızları imkanlı kılan iki ruh var…


 
İlk pansuman sahnesi efsanenin ilk ayağı kesinlikle. Öyle iyi oyunculuk var ki o sahnede. Leon'un işi piçliğe vurup, Hilal'e olan derin hissiyatıyla bu şekilde başa çıkmaya çalışması inanılmazdı. Hilal'in heyecanını saklayamaması utanması gibi detaylar muazzamdı. Leon’un muhteşem mektubunu hatırlayalım başta imkansıza aşık olmayı kabullenemediğinden dem vuruyordu. Bu aşk ilk Leon'da başladı ve ben hatta diyorum ki Leon Hilal'i ilk gördüğünde vuruldu, ilk pansumanda piçliğe vurup geçiştirmeye çalıştı, Hilal'in zindan zamanlarında kabullendi duygularını ancak. Leon için kolay bir deneyim değildi hiç kuşkusuz Hilal kadar olmasa da o da milliyetçi bir insan, barbar Türk ön yargısıyla büyütülmüş, Türkler ondan abisini almış vs… Hayat işte ne garip hikâyedeki en tutkulu vatanpervere gönlü gitti böyle bir adamın. Leon iki efsane anlattı Hilal’e. Bu hikayenin şeçimi tesadüfi değil. Leon’un bilinçaltına dair sağlam ipuçları içeriyor. Hilal’e sen Smrnya gibi güçlü olsan da ben Kral These’yim ve er yada geç senin bütün kalelerin düşecek, zırhını elinden alacağım ve seni fethedeceğim dedi aslında. Ve bunu daha duygularını kendine dahi itiraf edememişken söyledi. Leon kadın ruhundan öyle iyi anlıyor ki! Yaradan mı benden mi çekiniyorsunuz repliğine eşlik eden bıyık altı gülümseme… O gülümseme Hilal’in Teğmen’e kayıtsız kalamayışının ilk farkındalığından kaynaklıydı, o kadar hoşuna gitti ki Leon’un Hilal’in kendisinden etkilenmesi.

 
 
2. pansumanda başrol kesinlikle Leon’un bakışlarıydı. Sadece bakışla bütün duygu nasıl geçirilir buna dair adeta ders verdi Boran Kuzum. Ben seni vurdum buna rağmen bu nasıl bir her şeye eyvallah çekiştir Leon diye hayretler içinde kalan Hilal’e, bütün içtenliğiyle bir değil bin canı daha olsa verecek bir adam var Leon’un içinde. Pek çok kez karşılaşmasına rağmen o adamla -mesela tek gayem hayatta kanmanız derken de aynı adam konuşuyordu- onu ilk defa anladı Hilal.

 
 
3. pansuman sahnesi ilişkinin çıkmazları noktasında en belirgin çıkarımların yapıldığı sahneydi kesinlikle. Efsane ilk pansuman sahnesinde teğmene pansuman yapması için Ayşe hemşireyi göreve çağırmak isteyen Hilal, Ayşe bebeğim sen kim köpeksin burada teğmene pansumanı benden başkası yapamaz çıkışıyla lisan-ı hal ile bu bölüm içindeki ilk itirafını gerçekleştirdi. Ne denli kızgın ne denli kırgın olursa olsun Leon'a yakın olma fırsatlarını genellikle geri çevirmiyor hilal.

Hilal Leon'un canını yakıyor ilk defa, yanlışlıkla yarasına dokununca içi giden kız bile isteye hırpalıyor sevdiğini ki Hilal gibi merhametli bir insan bunu yapıyor. Bu kısım Hilal'in ne denli gururunun incindiğini anlamama vesile oldu. "Oyun bitti teğmen" demesi çok acıydı. Kendine yenilmekten bıkmış ama kuyruğu dik tutmak için ben seni vurdum diye avunan bir kadın... Daha hüzünlü bir tablo düşünemiyorum.

Leon'u ilk defa Hilal'e karşı mağrur gördük bu bölüm. O da incinmiş hem de çok. Bir önceki bölümde ‘’Ben seni vurdum teğmen.’’ diyen Hilal'e gülümseyen gözlerle canın sağ olsun çiçeğim çeken adam bu bölüm ''Vurdun ve bunu hayatım boyunca unutmayacağım.'' dedi. Unutamadığı şey Hilal'in ona itimat etmemesiydi. Uğrunda ölmeyi göze aldığı bir kadının güvenini kazanamamak kadar bir adamı ne yıkabilir ki?

Leon çok zeki ve gururlu bir adam. En başından beri Hilal'in kendine duygularının farkında. O farkındalık cesurca yüreğini açabilmesini sağlıyor. Hilal cephesinde durum tam tersi. Hilal güzelliğinin bile farkında değil. Leon'la karşılaşana kadar adeta cinsiyetsiz yaşamış bir kız. Sadece bu durum bile onu Leon'a inanmasını güçleştirmeye yeterken bir dünya olay var. Hilal korkuyor teslim olmaktan, teslim olduğunda kaybederse bu yıkımın altından sağ çıkamayacağının farkında muhtemeldir ki Leon’un casusluk yaptığını öğrendiğinde bu yıkımın enkazı altında kalacak Hilal.

3. pansuman esnasında Hilal, ‘’Mesele sadece bir yanlış anlamadan ibaret.’’ diyen Leon'a çok acı ama aşırı doğru bir şey söyledi. İlişkilerinin bütün olayını özetledi denebilir. ‘’Mesele bundan ibaret değil, mesele hiçbir vakit bu kadar basit de olmadı.'' Aynen öyle. Bu ikilinin önündeki asıl engel Yıldız olamaz olmamalıydı zaten. Kolay mı işgal askerine aşık olmak? Sadece 30 saniye ırak'ta 1 milyon çocuğun ölmesine sebebiyet veren, Ebu Gurayb cezaevinde akıl almaz işkenceleri açığa çıkan, Türk askerinin başına çuval geçiren ABD ordusuna mensup bir adama aşık olduğunuzu düşünün. Sizi bilmem ama bu benim için korkunç bir deneyim olurdu. Kesinlikle istemezdim. Bir Amerikalı'ya aşık olmakla Amerikan askeri olabilen birine aşık olmak aynı şey değil. O dönemki Yunan ordusunun yaptığı katliamlar biz dizide ancak bu hafta görebilsek de vahşet boyutunda şeyler. Hilal kendi halkına ihanet ettiğini düşünüyor teğmene aşık olarak.

‘’Bizim için bir yol yok teğmen.’’ dedi. Seni sevmiyorum diyemiyor, istemiyorum diyemiyor çünkü en az Leon kadar o da istiyor hatta belki daha fazla. Ama o kadar farkındaki her şeyin. Leon'a sen masal alemindesin diyor haksız da değil. Hilal hiç olmadığı kadar rasyonel. Leon’sa hiç olmadığı kadar uzak rasyonaliteye. Aşk böyle bir şey zaten insanın karakterine küçük fırça darbeleriyle iz bırakır. İlk bölümlerdeki hırçın ve snob Leon yerini anlayışlı ve müşfik bir adama bıraktı. Hilal leon'un içindeki merhametin ortaya çıkmasını sağladı.

Hilal'in kendine karşı mücadelesini gördükçe içim acıyor. Leon ayağa kalkıp aralarındaki mesafeyi sıfırlamaya kalktığında ne yapıyorsun burası hastane diye dikleniyor çünkü hissediyor ikinci bir mağlubiyet is loading. Bu sefer karşı koyması imkânsız. İnsan bu denli sever bu denli isterken kolay mı hayır demek. Akıllılık edip, başlamadan durduruyor.

3. pansuman sahnesi benim nazarımda bu aşka dair en mühim yol ayrımının başlangıcıydı. Hilal ‘’Ben sizi vurdum teğmen siz de beni vurdunuz.’’ dedi. Burada atıfta bulunduğu şey Yıldız saçmalığı değil kat'iyen. Sana yenildim dedi. Hilal'in hayatı Leon'a olan aşkı sebebiyle alt üst oldu daha da beter olacak. Öyle çaresizce söyledi ki içim acıyor o kızın halini gördükçe. İbrahim Tenekeci’nin Mırıldanmalar şiirinden çok etkilendiğim bir kısım var:

''Kalmış mıdır bütün kaleleri düşmüş bir kentin cazibesi?'' diye soruyordu. Hilal'in bütün kaleleri düştü ve merak ediyor hala var mı Leon için bir cazibesi bu kenti fethetmenin. 4. Murat'ın Bağdat'ın fethinden sonra dediği bir şey var erkek doğasını çok güzel özetliyor belki biz de böyleyiz kim bilir?

''Bağdat'ı alma fikri, Bağdat'ı almaktan daha mı güzeldi ne?''

Leon için Bağdat da Bağdat'ı alma fikri de çok güzel biliyorum ama Hilal'in tedirginliğini öyle iyi anlıyorum ki.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER