“Ben buraya
ihanetin içinden geçtim de geldim. Bir evladın vicdanından geçtim de geldim.
Vatanperlerin gözünden geçtim de geldim.”
Bir
hikayenin takipçisi olacaksam eğer merhaba dediği ilk andan başlamayı
seviyorum. 26. haftasını tamamlayan Vatanım Sensin’in ise ilk bölümüne eşlik
edememiş, hikaye ile 1919 İzmir’inde tanışmıştım. #SevdaUğruna dediğimiz bu haftanın
ardından -bir de aklıma yazmak düşünce- ilk bölümü izlemeden olmazdı.
Vatanım
Sensin tam da biraz ‘daha az ekran’ dediğim bir zamanda başladı yayın hayatına.
Geçtiği tarihi dönem, adı ve oyuncu kadrosu ile önce merak ettiğim, sonra
kapılıp gittiğim bir iş oldu Vatanım Sensin. İtiraf etmeliyim ki ilk
haftalardan itibaren oyunculuklar hep kuvvetli olsa da hikayenin akışı ve
dönemin yansıtılışı yeterince doyurucu gelmemişti bana. Benim için eksik
kalanları tamamlamak içinse Turgut Özakman’ın emeğinden ve kaleminden çıkan
eserden uyarlanan Kurtuluş’u izlemek iyi geldi.
İzlediğimiz
son Vatanım Sensin bölümü ise şimdiye kadar olan bölümler içinde bana en çok
heyecan veren bölüm oldu. Öncelikle kaldığımız yer -Cevdet’in Selanik’te
kendisini vuranın Tevfik olduğundan emin olmasından da fazla- Rıza Bey’in
kutlamada karşımıza çıkması ile şaşkınlık içinde bıraktı beni. İzmir’e doğru
yaptığı yolculuk sırasında askerle yaptığı konuşmada kaybettiği oğlundan da
bahseden Rıza Bey’i nasıl ikna etmiş olabileceklerini aklım almamıştı.
Bölümle
ilgili, hikayeyle ilgili aklımdan geçenlere devam etmeden önce Vatanım
Sensin’in en güçlü yanlarından birine hatta belki de en güçlü yanına bir
parantez açmak istiyorum, Halit Ergenç. İyi ki Cevdet Binbaşı olmuş dediğim Halit
Ergenç… Hikayenin geldiği noktadan birinci bölüme baktığımda Binbaşı Cevdet’i
bir kez daha sevdiren Halit Ergenç… Yunan Komutanı Cevdet olarak maskesi
hainken bile sağlam duruşuna hayran kaldığım Halit Ergenç... Kısacası Binbaşı
Cevdet’i oynayan değil Binbaşı Cevdet olan Halit Ergenç.
Zindanlara düşsen bile
Ateşlerde sönsen bile
Binlerce kez ölsen bile
Doğacaksın inadına *
1919
İzmir’inde tanıştığım ve aldığı görev nedeniyle tekrar tekrar paramparça olan
Cevdet tam da bıraktığımız yerde -hem Tevfik’in ihanetinin açıklığı hem de Rıza
Bey’i görmenin derin hayal kırıklığı içinde- karşıladı bizleri. Her iki durumun
hem şaşkınlığı hem ağırlığı tartışılmaz olsa da Rıza Bey şoku olmasaydı kendine
hakim olamayabilirdi. Bölüm devam ederken, neredeyse bölümün başladığı andan
aklıma yazmak da düşmüşken başlıklar geldi aklıma.
“Sınırlar.”
“Tarafını
seç.”
“Acınızı
nasıl alırsınız?”
“Seni
kiminle sınadılar?”
Hilal’in
Leon’a sorusu ile “Niye mutsuzun?”
Rıza
Bey’in konuşması ile “Bir karardan öte kararlar.”
Vatanım
Sensin ilk bölümü izlerken Cevdet’e “Sen, Azize’nin seni nasıl özlediğini
bilsen şu kapıdan çıkamazdın.” diyen Hasibe Ana’nın “Allah insanı en sevdiği
ile imtihan eder derler.” de demesi ile başlıkta karar kıldım.
Cevdet
hikayenin başladığı andan itibaren ‘imtihan edilen’ bir adam. Önce savaş
alanında ölüm ile, sonra karargahta ihanet ile… Yunan Komutanı Cevdet olarak
tekrar karşımıza çıktığı andan itibaren ise vazife ile, Azize ile, çocukları
ile, anası ile tekrar tekrar sınanan bir adam. Hikayenin geldiği noktada ise
sınanmayan hiçbir karakter kalmadı neredeyse.
Vatanım
sensin dediği Cevdet ile sınanan Azize,
Leon
ile sınanan Hilal,
Hilal
ile sınanan Leon,
Yıldız
ile sınanan Ali Kemal,
Evlatları
ile sınanan Veronika,
Azize
ile sınanan Tevfik,
Babası
ile sınanan Eftelya,
Oğlu
ile sınanan Rıza Bey.
Hikayede
henüz sınanmayan iki kişi var bana göre. Biri Yıldız, kendinden ötesini
göremeyen Yıldız. En sevdiği kendi olduğu için bencil olan ama kendisi için
bile iyi olamayan Yıldız. İkincisi ise Mr. Hamilton, Lucy ile sınanacağı
fikrini veren ama henüz sınanmayan Mr. Hamilton. Charles demişken Okan
Yalabık’a da bir parantez açmak istiyorum. Okan Yalabık karakterini öyle güzel
öyle ciddi giymiş ki üstüne Charles olmaktan öte geçip emperyalizmin ta kendisi
oluyor. Henüz sınanmayanların dışında bir de Kara Fatma var, sınanmanın
sınırını geçip ‘kaybedecek şeyi olmayandan kork’ noktasına gelen Kara Fatma.
Ben
Hamilton, Charles Hamilton. Nam-ı diğer emperyalizm.
Bunca
sınanmanın, bunca ateşin ortasında Tevfik ve Charles’in zaferinin şaşkınlığı
ile başladığımız bölümü Kara Fatma’dan Azize’ye bir umut kırıntısı ile
tamamladık.
Bu
akşam özenli hazırlanmış, hikayesi, kurgusu ve oyunculukları kuvvetli bir
bölümde buluşmak dileğiyle…

Bir umuttur yaşamak bil
Seveceksin inadına *
*İnadına,
Onur Akın