Söz: İhtimaller, ihtimaller..

Söz: İhtimaller, ihtimaller..
Bu bölümün yarısını yüreğim ağzımda izledim desem yeridir. Her ne kadar fragmanda önemli sahneleri izleyip bir fikir edinmiş olsak da bölüm fazlasıyla akıcı ve güzeldi.
 
Dilerseniz bölümün son sahnesinden, yani en önemli kısmından başlayayım.
 
Çolak’ın bu kadar erken yakalanmış olması takdir edersiniz ki fazla olanaksız. Çolak geçmişinde çok fazla hikaye barındıran kilit bir karakter. Eylem’le olan sahnelerinde Çolak’ın “beni tanımıyorsun..” demesi üzerine Eylem’in “karını ve çocuklarını öldürmüşsün, biliyorum..” demesi bunun bir göstergesi. Yani Çolak ne yaşadı da ailesini öldürdü? Bilirsiniz ki böyle dizilerde başroldeki, teröristin, suçlunun neden, neyin sonucunda kötü olduğuna her zaman yer verilir.
 
Son sahnede Yavuz’un Erdem Yarbay’ı aramaması bana ilginç geldi. Sonuçta timin orda sıkışmış, adam sana yarım saat bile dayanamayız diyor, sen hala Çolak’la konuşuyorsun. Yüksek ihtimalle Yavuz timi ve Çolak’ı takas edecek çünkü başka çaresi yok. Final sahnesinde vuku bulan başka bir olay ise Hafız’ın vurulmasıydı. Ben fragmanı izlediğimde kesin yelek var demiştim hatta bölümde kanı görene kadar da iddiamı sürdürdüm ama ne yazık ki yanılmışım. Hafız timin başrolde olan elemanlarından, öleceğine ihtimal vermiyorum. Bu nedenle önümüzde iki ihtimal var;
 
Ya dediğim gibi takas gerçekleştiğinde Hafız hemen hastaneye kaldırılacak ve süper(!) doktorumuz Bahar onu kurtaracak ya da takas gerçekleşmeyecek ve timle birlikte Hafız da (bunu yazmaktan nefret ediyorum ama) esir(!) düşecek. Bu ihtimali kurcalama sebebim de Fethi’ye (Avcı) silah tutan teröristin “ölü bir askerden daha kıymetli bir şey varsa, o da esir düşmüş bir askerdir” demesi. Kısacası ihtimaller, ihtimaller…

Şu yürek hoplatan Mücahit’in mayın tarlasında kahramanlığa da değinmeden geçemeyeceğim. Helal sana be Keşanlı, o nasıl bir koşuştu öyle! Her ne kadar sonunda mayına bassan bile, öyle hayaller kurdun ki ağlanacak haline güldürdün bizi.

Bir çarpıcı sahne de Bahar’dan geldi finalde. Bahar’a soruşturma açılmış. Üstelik Yavuz’un nişanlısına yetkisi dışında müdahale ettiği için. Bunun altından Bahar’ın annesi çıkacağından neredeyse eminim. Kadına bak ya, yememiş içmemiş araştırmış resmen..
 
Ama benim de çoğunuzda olduğu gibi dizileri izlerken ki en eğlendiğim nokta çiftler. Başrollerden başlayalım…
 
## Yavuz-Bahar: Bu bölüm nedense Yavuz ve Bahar daha bir sempatik geldi. Geçtiğimiz günlerde Bahar’ın patavatsızlıkları ve yersiz söylemlerine karşılık Yavuz’un laf sokmalarının aksine karşımızda iyi anlaşan dost görünümlü iki genç vardı. Bu tarih, sayısal sohbetini de sevmedim değil yani. İlk defa bu bölüm Bahar’a hak verdim. Her ne kadar adamı tekerlekli sandalyeyle odaya kilitlemesi abes de olsa Yavuz’un hayatını kurtardı mı? Kurtardı.. Yasin’in de bu ikili hakkındaki Ateş’in tabiriyle müneccim gibi konuşması hoşuma gitti. Çocuk spoiler verdi, aman senaristler duymasın. O halde biz de Yasin’e destek veren tayfadanız. Bunlar olur..
 
## Eylem-Fethi: Bu dizide en sevdiğim ve en yakıştırdığım çift. Diziye müptela olma nedenim diyebilirim. Bu nedenle Yavuz’un dördüncü bölümde “yanlış kadın” tabirine ayar olmuştum. Niye yanlış kadınmış? Eylem’in birçok hareketiyle çoğumuzun ters düştüğü doğrudur fakat fark edemediğimiz şey şu; Eylem Fransız bir babanın kızı, o kültürde büyümüş ve bütün bunlara rağmen sorgulayıcı bir tip. Son bölümde Çolak’ın anlattığı hikayeler karşısında “ben öyle duymamıştım” demesi de bunun ayrı bir kanıtı. Yani Eylem karakteri Fethi’ye aşık oldukça, Tim'e ve timdekilerin ailelerine yaklaştıkça daha çok sorgulayacak ve nihayetinde doğruyu bulacak. Bu ikilinin son bölümde baş başa sahnesi yoktu. Fakat yakışıklı Avcımız’ın Eylem’i merak etmesi beni mest etti doğrusu. Ve Fethi Eylem’in suçsuz olduğunu bulmak için çok çabaladı bunun yegane sebebi de Eylem’le aralarında olan engellerden kurtulmak, Yavuz’un tabiriyle Eylem’i “yanlış kadın” profilinden çıkartmaktı. İlerleyen bölümlerde bu ikiliyi izlemek daha bir keyifli olacak gibi ve bu gidişle bunlar YavBah tan daha çabuk olacaklar…
 
## Ateş-Nazlı: Dizinin en tatlı ve samimi çifti diyebilirim. Bu bölüm bakışları konuştu onların. Bizim en uzun ilişkisi 1,5 saat süren çapkın Karabatak komutanının kızına sırılsıklam aşık olmuş. Eren Vurdem kesinlikle bu rollerin adamı. Söz dizisinde kendisini bulmuş adeta. Öte yandan Nazlı ise babasının tatlı ve bir o kadar da tez canlı kızı. Bu ikili de zıt aslında birbirlerine ama ne demiş fizik kanunları “Zıt kutuplar birbirlerini çeker.”
 
## Ali Haydar-Fatma: Ne diyeyim ki kadın da haklı adam da, Ama ikisiyle de ters düştüğüm durumlar var. Fatma’ya gelirsek, tamam, bebeğinizi kaybettiniz üstelik defalarca ama adam asker sen de bunu bilerek evlendin. Görev ne gerektirirse o. Adam şehit de olabilir her an. Ali Haydar’a bakacak olursak, bence Yavuz’un bir önceki bölümdeki tavsiyesi gayet yerindeydi. Çünkü Fatma Ali Haydar’ın yanında olamamaktan, yerini bilememekten de yakındı. Tahminlerim doğru çıkarsa yani Hafız’a bir şey olmazsa bu çiftle ilgili güzel şeyler göreceğiz gibi.
 
Dedim ya ihtimaller, ihtimaller …
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER