İkinci fragmanın yayınlanmasıyla beraber izleyiciler arasında
büyük iddialar oluşturarak hafta boyunca yeni bölümü iple çektirmeyi
başardılar. Bu hafta yaşananlar rakip diziler için oluşturulan bir strateji
miydi yoksa planlı mıydı bilemiyorum, fakat nihayet Umut gerçeğini başka bir
karakterin öğrenmesiyle sonlanan dolu dolu bir bölüm izledik. Kısacası
özlediğim İçerde havasını 29. bölümle yeniden soludum. Fragmanda bas bas
‘Gerçeği biri öğrenecek!’ diye bağırmasalardı açıp izlemezdim açıkçası. Son
dakikaya kadar yine bir ters köşe bekledim hatta. Bünye alıştı malum. Nasıl
beğenmediğim bölümleri burada yerdiysem, beğendiğim bu bölümü de överek hakkını
teslim etmekten büyük keyif alacağım.
Kudret’in geçen haftanın ardından ne kadar büyük bir intikam
ateşiyle karşımıza çıkacağını tahmin edebiliyorduk zaten. Bölüm başından beri
kızım da kızım diye üzülmeleri, eğer gerçekten Handan onun öz kızı olsaydı çok
daha güçlü bir etki verebilirdi bence. Handan’a veda ettikten sonra başta Celal
olmak üzere herkesin peşine düşmesi kaçınılmazdı. Kudret’i öldürdüm diye
sevinen Celal’in henüz bölümün başında peşindeki adamlar tarafından öldürülmek
üzere olması büyük savaşın başlangıcıydı. -Çok da çılgın bir sahneydi. Vurursun
ölmezler, öldürmek için tekrar vurmazsın ama arabayla üzerlerinden geçersin.
Kebapçının psikopat yönü pismiş baya.-
Kebapçı bu bölüm eline geçen her fırsatta Kudret’i indirmeye
çalıştı fakat Kudret’in çaktırmadan eş zamanlı olarak tüm adamlarını etkisiz
hale getirip son olarak Celal’e ulaşmasıyla asıl gücün kimde olduğunu görmüş
olduk. Celal Baba aslında tam anlamıyla ava giderken avlandı. Evet, fazlasıyla
şaşkınız çünkü bu sefer gerçekten avlandı. Gelecek bölüm dönüp Celal’in ben
aslında vurulmadım her şey benim planımdı diyebileceği bir flash back
olmayacağına ilk defa bu kadar eminiz sanırım. Ben sanırım biraz team Kudret
tarafındayım. Daha haklı ve güçlü görüyorum. Celal Baba’nın karizma biraz
çizildi tabii bu olaylarla ama sonunda Kudret’in ölümünün Celal’in elinden
olacağına şüphe yok. O zamana kadar Kudret Bey diyeceğiz!
Celal Baba’nın vurulmasını, yaptıklarının bedelini ödemesini
çok bekliyordum. Tabii Kudret’in elinden intikam sebebiyle değil. Yine de
vurulduğu sahnede böyle bir içim karıştı, garip bir şeyler oldu. Mert de çıkıp
gelince üzüntüm daha da arttı. Yavrum hala baba diye ağlıyor yanarım ona
yanarım.
Mahallede iki adamın Celal’i sadece kolundan vurabilmesi,
ameliyat sahnesinin komikliği, doktorun hastanenin önüne çıkıp ‘Biraz önce
kalbi durdu fakat şimdi çalışıyor.’ açıklaması… Bu sahneleri görmemiş olmayı,
hafızamdan çıkarabilmeyi dilerdim. Bazen çok güldürüyorsunuz, yazık
ediyorsunuz.
Mert ve Eylem, Sarp ve Melek çiftlerinden ayrı ayrı çok tatlı
sahneler gördük. En eğlenceli sahne Sarp ve Melek’in kahvaltı sahneleriydi.
Ancak Mert ve Eylem daha duygusal ve tatlıydı. Hatta Mert’ten bir evlilik
teklifi ha çıktı ha çıkacak diye bekledim durdum. Sarp’ın kardeşi söz konusu
olunca kendinden geçmesi apayrı bir dram ama Mert’in yalnızlığının verdiği burukluk,
bana geçirdiği his çok çok farklı ve gerçekçi.
Her şeye rağmen bölümün favori çiftti aslında dördü de değil.
Benim için artık Fulya ve Davut var. Eminim ki birbiri için yaratılmış iki
karakter olduklarını gören tek kişi değilimdir. Artık Davut’un koruması
altındasın Fulyacım. Umarım kazalara kurban gidip ayırmazlar seni aramızdan.
Davut’u kurtardığında etkilendiğini gözlerinden hissettim valla. Olur, o iş
olur! Kudret’i beklerken Davut’un gözüne yapıştığından endişelendiğimiz gözlüğü
takması da güzel bir ayrıntıydı hani! Favorimsiniz artık.
Gelelim asıl olayımız Yılmaz brothersların korkulu rüyası
Coşkun reise. Herkes bir yana Coşkun bir yana, bunu artık söylememe gerek
yoktur herhalde. Fragmanı gördüğümde ilk tahminim direkt Melek olmuştu.
Mantıken kişileri eleyip, fragmanda gördüğümüz silah üzerinden bir tahmin
yürütünce elimizde kalan isim Sarp oluyordu fakat Coşkun’un ona söyleme
ihtimali olduğunu düşünmek bile komik geliyordu. Bu sırrı öğrenince en etkisiz
kalacak kişi tabiî ki de Melek’ti. Bu yüzden de çok doğru bir tercih olmuştu.
Coşkun-Melek sahnesi başından sonuna kadar muhteşemdi. Melek
29 bölümdür en iyi oyunculuğunu sergiledi kesinlikle. Asıl merak edilen bundan
sonrasında ne olacağı tabii. Melek’in Sarp’ı yakalaması da çok kötü oldu aslında
ama Coşkun sağ olsun o olayı yumuşatacak gibi. Asıl şimdi Melek kim bilir kaç
bölüm bu sırrı taşırken bizleri süründürecek, nasıl bir yol izleyecek acayip
merak ediyorum. Bu sırrı kendine
saklayıp, Celal Baba’yı mı korur? Sevdiğine kardeşini, kardeşim dediğine
ailesini mi verir? Hiç kestiremiyorum. Bu sırrı bildiği için tehlikeye girer
mi? İşte orası apayrı bir nokta. O zaman, şimdi söyle bize Melek, İçerde misin?