Fi başladı!

Fi başladı!
Başarı nedir? Sözlüklere göre bir işten elde ettiğin yararlı sonuçtur başarı. Bana göre ise yeniden doğmaktır. Çünkü başarıya sahip olmak için farklı olmak zorundasındır. Yanındakilere göre hep daha çok çalışıp daha çok risk alarak cesaretli olmalısındır. Başarıyı elde ettikten sonra ise değişirsin. Emeğinin karşılığında aldığın o tatlı haz her zaman seni daha iyisini yapman için motive eder. Hepimizin en zayıf noktasıdır aslında başarılı olma gayesi.
 
Peki, kaçımız bu gayeye ulaşabilecek kadar cesuruz? 

31 Mart gecesi muhteşem bir galayla internet yayınına başlayan "Fi" ekibini örnek gösterecek olursak kimsenin itiraz edeceğini düşünmüyorum. Hak verirsiniz ki bir olguyu kırıp yeniden yaratmak her yiğidin harcı değildir. Azra Kohen'in sevilen üçlemesi "Fi Çi Pi" kitaplarının uyarlaması olan "Fi"nin senaryosu Nükhet Bıçakçı'ya ait. Yönetmen koltuğunda ise Mert Baykal oturuyor. "Fi"nin en büyük özelliği sadece bir internet dizisi olması değil. Bilirsiniz, genelde romanların ekranlara uyarlanması seyirci açısından hüsranla biter. Seyircinin kitapta bulduğu büyüyü ekranda kaybetmesi yüksek bir ihtimaldir. Gel görelim ki, "Fi" bu açıdan da bize bir ilki yaşatıyor. Tek gecede nefes almadan bitirdiğim üç bölüm, çevremden görüp duyduğum tepkiler, sosyal medyada okuduğum yorumlar bu başarının kanıtları. Ozan Güven, Serenay Sarıkaya, Mehmet Günsür, Berrak Tüzünataç, Büşra Develi, Tülay Güral, Osman Sonant gibi değerli isimlerin bulunduğu oyuncu kadrosu öyle özenilerek seçilmiş ki, her bir oyuncunun canlandırdığı karakter sanki kendilerine özel biçimlenmiş bir kaftan gibi. Karakterlerin gerçekçiliği dizinin akışına can vermiş. Merve Çağıran, Efecan Şenolsun, Özge Özpirinçci ve Defne Kayalar'ın konuk oyuncu olarak yer aldığı sahnelerde karakterlerinin analizini aklınızda oluşturmadan duramıyorsunuz. 60 dakikalık bölümlerin her bir sahnesi o kadar gerçekçi ki, birini yazsam öbürüne haksızlık olur diye favori sahne listesi çıkartmak bile çok güç.
 
“Ben sen değilim. Baş dansçı olmadığım bir gösteride olmam!” repliğiyle aklıma kazınan Duru'nun dans tutkusunu sanki yıllardır bir balerinmiş gibi hissettirmiş Serenay Sarıkaya. Muazzam bale gösterisindeki performansı da bunu destekleyecek cinsten. Hedefleri için gözünü karartabilecek kadar kararlı oluşu Duru'yu daha doğal bir karakter yapıyor benim için. Sonunda ne olacağını bilerek adım atıyor Duru, her hareketinin artısını ve eksisini görerek asla risk almaktan taviz vermiyor. Fi'nin başlamasının ardından sektördeki önemini ve yeteneğini bir kez daha ispatladı Serenay Sarıkaya.
 
Can Manay ise sanki gerçekten alınıp dizi setine yerleştirilmiş gibi. Ozan Güven rolünü yaşamakla kalmayıp yeni bir insan yaratmış! Duru'ya saplantılı bir aşk besleyen bu psikiyatristi izlemek o kadar keyifli ki, Can Manay'dan önümüzdeki günlerde de sık sık bahsedeceğiz bence. Toplantı sırasında “Ben kimseye yalvarmam! Benim kim olduğumu unutma.” diyerek Salih'e rest çeken adamın birkaç gün evvelinde sırf Duru'nun yıl sonu gösterisi iptal olmasın diye ormanda Salih'i bulup ona sponsorluk sözleşmesini imzalatması, baş dansçının belirlenmesi için yapılacak seçimde Duru'nun yürüyememe yalanına ortak olup ardından rakibi olan Ceren'in ertesi gün uyanamayacak kadar içki içmesi izin vermesi Duru'ya duyduğu hislerin gücünü ilk zamandan hissettirdi bile.
 
Dizinin ana karakterlerinden biri olan Deniz için ise Mehmet Günsür'ün en iyi seçim olduğu aşikâr. Duru'ya duyduğu aşk kadar büyük olan başka bir hissi ile adalet anlayışı. Deniz karakterini Mehmet Günsür'ün canlandıracağını duyunca çok heyecanlanmıştım. Rolünü başarıyla omuzlayarak yine izleyicisini hayal kırıklığına uğratmamış.
 
Dizide dikkatimi çeken bir diğer isim ise Bilge. Tiyatro eğitimi almış olan Büşra Develi son neslin yetenekli oyuncularının başında gelmekle kalmayıp adeta karakterini ilmek ilmek işliyor.
 
Mesleği konusunda Duru kadar tutkulu olan bir diğer kişi: Özge. Can Manay'ın sınırlarını zorlayacak kadar gözü kara olmakla beraber onu bitirmek için kendine söz verecek kadar da cesur.
 
Dizinin müzikleri için ise ayrı bir parantez açıp Cem Öget'i tebrik etmek istiyorum. Kendisi müzikleriyle sahnelerin gizli başrolü gibi. Duygu akışına uygun, heyecanı milyar katla arttıran müzikler hala aklımızda çalıyor.

Sonuç olarak, "Fi" ile birlikte sadece sektöre değil, izleyiciye de yeni bir kan gelmiş oldu. Yıllardır Türk dizisi izlemeyenler dün gece saatlerce sosyal medyada diziyi yorumladılar, kendi sektörümüze dair önyargımız kırıldı. Oyunculuklarından çekim açılarına kadar hayran kaldığımız "Fi"nin tüm yenilikçi cesur emekçilerini tebrik ediyor, hak ettikleri değer ve başarıyı misliyle yaşamalarını diliyorum.



BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER