Adı çıkmış 9’a inmez 8’e deyiminin cuk oturduğu insanların
içlerindeki iyiliği görmek ya yetenek ya da mantık ister sanırım. Zamanında
Tarık Aksoy’un kötü hallerine şahit olan herkesin bu kadar yargılayıcı konuşması
ilk bakışta hak verilir cinsten, evet tamam ama şu anki çabalarının görülmemesi
veya anlaşılmaması im-kan-sız. -Evet tabii ki de bu laflarım Seçil Hanım’a-
Seçil’in içinde bulunduğu durum resmen saplantı ey dostlar.
Geçtiğimiz hafta onun olayını öğrendiğimizde bunun çok üzücü, kırıcı bir durum
olduğundan falan bahsettim ama bu diğer yandan da aşırı sinir bozucu olmaya
başladığı gerçeğini değiştirmeyecek. Bölüm başında gördüğümüz gibi baba-kız
gecesi gerçeklerini öğrendiği halde yeğenine söylemeyen ve güya onları
koruduğunu sanan bir teyzemiz var! Bir noktada onları korumaktan daha çok zarar
veriyor resmen. Bu dar görüşlülük mü yoksa aşırı platonik aşık hırsı mı net
ayıramadığım tavır daha başımıza çok iş çıkartacak belli.
Melis desek yine yıkıldı. Haksız mı? Tabii ki değil. Olayları
bilmeyen, babası tarafından yine yeniden hayal kırıklığına uğrayan genç bir kız
ne yapacaksa onu yaparak yaşadı tüm acısını. Gözü gerçekleri de görmedi, görmek
istemedi. O konuda da haklı. Kısacası iki kardeş de her türlü haklılar, elimiz
kolumuz bağlı onları izledik bu bölüm. Çünkü anne özlemlerinin kalplerinde
açtığı boşluğun yanında bir de onlara yakın ama bir o kadar da uzak olan, bir
türlü yollarının düzgün kesişemediği bir baba hasretiyle de baş ediyorlar.
-Etmeye çalışıyorlar.- Tabii burada yine bu duruma hiç yardımcı olmayan bir teyze
modeline lafı getirmeden edemeyeceğim. Tarık’ın çabalarını en iyi bir biz, bir
Bahar hoca bir de Bilir komiser görüyor zaten. Yazının başında bahsettiğim
insanların içlerindeki iyiliği görmek yetenek ister tanımına Bilir komiser tam
anlamıyla uyuyor mesela. Adam o adam! Herkesin böyle bir dostu olmalı
hayatında. Favorimsin artık komiserim.
Bizzat tüm olaylara şahit olan ve Melis’le konuşmak için
kapılara dayanan Bahar hocamızı Seçil’e kafa tutarken izlemek çok keyifliydi.
Hele ‘Siz Tarık’ı hiç tanımıyorsunuz.’ diye çıkıştığında içimden helal bile
dedim ama sanırım biraz erken sevinmişim ben. Çünkü bilin bakalım yine kim
bilinçaltına temel hazırlayıp, Bahar’ın kafasında Tarık’ın kişiliğini lekeliyordu?
Seçil!
Tarık hocaya gitgide yaklaşan bu yüzden de kendisinden
korkan bir Bahar görüyorum artık her ona bakışımda. İki sinirine denk gelip,
koşarak şikayete giden bir Bahar. Yahu sen her olay da Efsanemizin yanında
değil miydin? Her olana bitene şahit olmadın mı? Kimse Tarık Hocamızı duymuyor,
inanmıyor. Devamlı küçük görüyor, sinirlendiriyor. Sonra yok efendim Tarık’ın
iki yüzü varmışmış. Biri aydınlık biri karanlıkmış. Ne yapsın bu adam camı
çerçeveyi indirmeyip ne yapsın? İndir be Efsanem arkandayız! Her şeyi görüp
izlediğimizden ben Tarık Aksoy’a karşı objektif mi olamıyorum yoksa böyle
düşünmem gayet normal mi emin değilim. Emin olduğum tek şey var o da kızları
için gerekirse ölecek olan adamın koşullar ne olursa olsun aynı zamanda
haksızlığa da boyun eğmeyecek oluşu. Kızları için ölecek adamın her seferinde
önüne kızlarına ulaşmasını engelleyecek engellerin çıkması yüzünden
öfkelenmesini gayet normal buluyorum, tıpkı haksızlığa asla boyun eğmeyecek
olan aynı adamın efsane olmasını sağlayan mesleğini bir hakem yüzünden
harcayabilmesi gibi…
Hakan’ın annesi bölüm başında hala o babası olacak Seyfi’yi
koruyor diye çıldırırken, ana-oğul sohbetiyle içimizi yaktıklarında
kızgınlığımı unuttum. Neyseki kısa bir süreliğine Seyfi’den kurtulduk. Nihayet
Hakan’ın tatlı çetemize dönüşüyle tamamen oluşan takım ruhu bu saatten sonra
kolay kolay bozulmayacaktır. Çünkü hepsine layığıyla yeri geldiğinde koç yeri
geldiğinde babalık edecek bir efsaneleri var artık. Umudunu kesmiş evinde
saklanan koçlarını almaya gittiklerinde Hakan’ın dediği ‘Madem takımız, beraber
de batarız ama arkada adam bırakmayız.’ aslında bugün başlayan ve ilerde
izleyeceğimiz birlik ruhunun çok genel bir özetiydi. Çete artı Efsane bir de
yanlarında bonus komiserimizin önüne kim gelirse gelsin şimdi bakalım.
Basketbol turnuvasıyla da yeni bir maceraya adım atmış olduk.
Bu işin sonu şampiyonluktur. Bahar hocanın sonradan çok pişman olacağı o
şikayeti takımı zora sokacaktır mutlaka. Ama dediğim gibi tatlı çetemiz artı
bonusları sayesinde içim rahat benim. Bölüm sonu çok klişe olabilecek bir
sahneyle bitti aslında. Benim iddiam maçın kazanılacağı yönünde. Tarık hocanın
arada verdiği gazla alınmayacak maç yoktur bence. Valla ben Efsane bütün gün
konuşsun dinlerim gibime geliyor. Hayran kaldım verdiği gaza. Her bölüm sonu
istisnasız söylüyorum artık, Erdal Beşikçioğlu sen apayrı bir olaysın.
Sayın Efsanem, ben de hayal ediyorum, senin kızlarına
kavuştuğunu, tatlı serseri çeteni de alıp büyük bir aile olduğunu. Araya da
HakMel’i sıkıştırdık mı, tamamız…