Vatanım Sensin: Şiirler, sevdalar ve esir İzmir

Vatanım Sensin: Şiirler, sevdalar ve esir İzmir
Yürek değil be, çarıkmış bu manda gönünden 
Teper ha babam teper paralanmaz teper taşlı yolları
1919 İzmir’ine ufak bir yolculuğa çıkıyoruz her Perşembe severek. Konağın yan tarafında bir yerde oturuyorum. İlahi bakıyorum insanların dertlerine ve kederlerine. Bu hikayede çatışması ve derdi en büyük iki karakter bana göre Cevdet Albay ve Leonidas.
 
Ben Cevdet albayı izlerken hep Nazım’ın Vapur şiirini döndürüyorum zihnimde. Nazım’ın dediği gibi; öyle bir yürek var ki Cevdet Albay’da çarık gibi hem de manda gönünden… Asla paralanmıyor, sapasağlam. Onlarca göz ona çevrilmişken hatta en yakınları bile karşısına dikilmişken o asla vazgeçmiyor vatan sevgisini gizli gizli sırtında taşımaktan. Bazen oturduğum yerden avazım çıktığı kadar bağırasım geliyor benim işin aslını ama o kızı karşısına dikilip kelimeleri zehirli bir ok gibi o’na saplarken gözleriyle gururla okşuyor Hilal’inin başını. Özlediğimiz ve az rastlanan bir karakter Cevdet Albay.
 
Bir grup İzmirli düşünün; bir Yunan askeri sağ salim topraklarına ulaşabilsin diye hop oturup hop kalkan. Leon çok hisli bir karakter. Beyaz camdan sizin yüreğinize o derdi konduracak kadar hisli. İçinde bulunduğu durumun yanlışlığının farkında fakat tek derdi var o da kendini ispat etmek babasına. Derdi büyük, ve bu derdinin dermanı yok gibi. Çünkü kendine dert seçtiği babası geçmişte yaşadığı travmanın etkisiyle kendine hırstan bir zırh örmüş. Derisi hırstan olanın kalbine ulaşmak ne kadar mümkün bu konuyu hep birlikte izleyip göreceğiz.
 
*fotoğraf twitter'da cevdetinkizihilal sayfasından alınmıştır
 
Lakin Leon’un naif kalbine düşen bir cemre var. Leon kendisinde olmayan cesareti Hilal’de görüyor. Öyle ki babasının istediği gibi acımasız kibirli bir Yunan teğmeni olarak geldiği İzmir’de üniformayı giymek için kapattığı şiir defterinin kapağını aralıyor Hilal’le. Smyrna’nın mitolojisinden dem vurup, doğruluğuna inandığı fakat teamüller gereği öldürmek zorunda olduğu Andreas’ın kaçmasına yardım ediyor. Yıldız’a "asker sevemez" derken, Hilal’e gönlüne aşk koymayanın memleketini sevemeyeceği tezini savunuyor. Yani Teğmen Leon Hilal’in yanında sadece Leonidas oluyor, kendi oluyor. Bütün kabuklarını kenara bırakıp, olması gerektiği gibi sadece kendi doğruları için yaşayan naif Leonidas…
 
Hilal ve Leonidas’ı izlerken; İzmir melteminin yüzüme vurduğunu hissediyorum ve derin bir huzurla körfezde raks eden martıları izliyorum. Öyle bir huzur, öyle bir şairanelik. Dünyaya farklı kapıdan girmiş iki gencin arasındaki hissi durum olasılığı kalbimin çok başka yerlerine temas ediyor. İnsan olduğumu hatırlıyorum ve insana dair en önemli şeyin sevi olduğunu. İnsanlık arasındaki münasebetin asla sınır ve inanç tanımadığını hatırlıyorum. İyi geliyor.    
 
Leon, Hilal’le kimseye kendini ispat etmek zorunda olmadığını öğrenecek ve kendi olacak. Peki ya bizim vatanperver Hilal? Hilal toy bir karakter. Hata yapabilir, alevle yürürken çok kişiyi de yakabilir tahminimce. Öğreneceği çok şey var ve bunun da Leon sayesinde olacağına inanıyorum. Tıpkı sekizinci bölümde Leon’un dediği gibi gönlüne aşk ekilince yeşerecek Hilal’in vatanı. Ve o zaman asıl Halit İkbal çıkacak meydana. İnsana insan sevmeyi öğütleyen Halit İkbal.

Hikayede derdini anlamadığım tek karakter ise Yıldız… İzliyorum, Ali Kemal’i seviyor diyorum ve bazen bu hırçınlığını da ona bağlıyorum. Fakat öyle bir şey yapıyor ki bütün düşüncelerim toz duman oluyor sayesinde. Hilal ve Leon nasıl birbirinin merhemi iki karakter ise Ali Kemal ve Yıldız da bir o kadar birbirlerini yıpratacak iki karakter gözümde. Tam istikrar kendilerini ve insanları hırpalamaya devam ediyorlar.
 
Ve Miralay Tevfik... Tevfik gibilere günümüzde de sık sık rastlıyoruz ne yazık ki. Dünya batsa oturup kıyafetini ütüleyecek tipler. Uzun süren “bu adam silahları ne yapacak yahu” sorum bu bölüm cevaba erişti. Meğer bizim miralay silahları satıp kısa yoldan zengin olmanın derdindeymiş. Öyle dönemde böyle dert… Burada özel olarak Onur Saylak’a parantez açmam lazım. Rolünün hakkını öyle dolu dolu veriyor ki kendisinden nefret ediyorum.
 
Okuduğunuz için teşekkürler, görüşmek üzere. 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER