Sarp, tehlikeli sularda yüzüyorsun
evlaatt! Bu haftaya biraz geçtiğimiz bölümden toparlayarak başlamak istiyorum
müsaadenizle. Malum tak tak Coşkun’un oyunlara dahil olmasıyla beraber nasıl bir
hikaye izleyeceğimizi merakla bekliyordum. Sarp’ın kendi bildiğini okumak adına
attığı ilk adımından sonra Yusuf Müdür'ü bir güzel saf dışı bıraktığını
izlemiştik. Yine de belasız olmaz. Hemen bütün dengeleri alt üst eden bir
tehditle karşılaştık. ‘PATRON’. Açıkçası başta Yusuf Müdür'ün istifa işlerinden
dolayı kendisinden bir kıllanmadım değil yani. Büyük Melek sırrı işin içine
girdiğinde ise, patronun Sarp olduğuna dair ipucumuzu çoktan almıştık zaten.
Yine de yok dedim, Sarp bu kadar işi büyütmüş olamaz dedim önce. Meğer işi Umut
Bey olacak kadar büyütmüş, gözünü karartmış çoktan. Vay devreem, karanlık
sulara girdi, tek başına yüzecek güya. Fakat bu hırslar çok tehlikeli. İçinde
büyüyen bir karanlık var Sarp’ın, bayadır söylüyorum bakın demedi demeyin.
Şenay Gürler’in konuk olarak diziye
katıldığını gördüğümde çok mutlu oldum. Tam karaktere uygun bir seçim
yapılmıştı. Severek izledim şahsen. Daha birçok konuk oyuncularla bizlere
sürpriz yapmaya devam ederler umarım. Yine de asıl olayımıza gelecek olursak,
Sarp- Leyla anlaşmasını çok basit buldum. Leyla’nın haklı sebepleri var tamam
ama hani suç üstü yakalamalar nerede kaldı Sarp? Madem artık bu kadar önemsiz
Celal Baba mafyası, git çek kenara sıkıştırarak kardeşinin olayını öğren
demezler mi insana? Yine de konunun devamlı dönüp dolaşıp Coşkun’a gelmesini
başarılı buluyorum. Patronla uğraşıyoruz diye bir kenara bırakmamaları iyi
oldu. Gerçi Mert varken o ne mümkün? Yavrum kaç bölümdür harap oldu, onu biraz
kendi haline bırakalım bence de. Coşkun’un Mert’e ailesi hakkında kafa karıştıran
bir bomba bırakması iyi olurdu aslında. Ortalığın karışmasını istiyorum artık.
İki kardeş yavaştan yakınlaşsın istiyorum. Eylem ve Melek’in güzel bir
iş birliği ile sırları çözmeye başlamalarını istiyorum.
Bu bölümde en hüzünlendiğim sahne
aslında en eğlendiğim sahnelerden biri oldu. Bir aile yemeği izledik ki amanın!
Masada kim kimin nesinin neyi olduğu belli değil. Kapı önündeki kardeş
atışmalarını izlerken içimiz eridi yine. Sarp da az kıskanç değil he. İkisi de
çocuk daha Füsun anne haklı valla. Bir de Umut’un doğum gününü seçmişler seçe
seçe. Anam yanında oturuyor evladın, kardeşin diye bağırttırdılar bizi yine
televizyona karşı.
Celal Baba, Melek sırrının ortaya
çıkmasından mı daha çok korkuyor yoksa Mert’in gerçekleri öğrenmesinden mi
acaba? Bence Melek’in öz kızı olması sırrının patlaması yakındır. Coşkun’un,
Celal’e karşı alınacak bir intikamı var bunu biliyoruz ama bunu nasıl yapar tam
kestiremiyorum. Bence artık Sarp’ın Coşkun’un varlığından haberdar olmasının
vakti geldi de geçiyor. Sarp’ı gerçekten zeki olarak izliyoruz ama bazı
noktalarda o zekasını kullanmaması şanını düşürüyor. Hele Celal Baba gibi
mırıldanmaları, el kol hareketleri ve tavırları onu içinde büyüyen karanlık
hırsa doğru yaklaştırırken, beni kendinden baya uzaklaştırıyor maalesef.
En rahatı Davut valla. Oh kafalar mis,
zaten doğuştan psikopat. Tüm pis işlere o koşsun keyifle. Fakat bu bölümde
adamları iyi dövdü. Kabul edelim güzel dövdü. Bayağı süper dövdü. Tam dövüş
ortamı hazırlamışlardı zaten, insanı geren mavi ışıklar falan. Sanki normalde
hiç ürkütücü değilmiş gibi adamın gözleri ışıkla bütünleşmişti resmen ne
yapmaya çalışıyorlar anlamıyorum. Fakat çok sempatik bir psikopat karakter
yarattılar be helal valla. Mekanı terk etmeden ‘Pardon abi.’ derken yüzünden
okuduk zaten cinnete adım adım ilerlediğini. Fakat güzel dövdü.
İlk bölümden beri ısrarla söylüyorum. Bu
dizinin olmazsa olmaz karakteri Alyanak! Hasan abimiz bu bölüm fazlaca güldürdü
yine beni. Ah bir de her şeye salça olmasa. Yalan yanlış yine kafasına eseni
yaptı ve yine dört ayak üstüne düştü. Babaya meydan okurken bir anda 180 derece
dönüş yapıp aralarındaki havuz problemini çözerken buluyor ya kendini,
bitiyorum bu adama! Neyse ki ölmemek için bir çıkış yolu buldu en azından. Ee
ölüm demişken normal şartlarda Yusuf Müdür'e ölümün eşiğindeyken pek bir üzüntü
hissedeceğimi söylemezdim ama yazık oldu, nasıl Sarp’ı kurtarmak için önüne
atladı. Hemen hainliğini unutup yumuşattı beni biraz. Bir de o adının nolduğu
belli olmayan avukatı tek gıcık bulan ben olamazdım herhalde değil mi? Çünkü onun
vurulmasına hiç üzülmedim şahsen. Şimdi müdürün ölmeyeceğini hepimiz biliyoruz
da, yine de öyle bir final sahnesinde kal geliyor insana haliyle. Eğer olur da
ilerki bölümlerde sıradan bir final sahnesiyle bölümü bitirirlerse gerçekten
çok kırılırım senaristlere işte. Zaten artık 14 bölümü geride bıraktık,
izlerken beynimi toplayamıyorum. Kim neyi biliyor, kimler neler yapabilir diye…
Leyla’nın akıbeti ne olacak merakla bekliyoruz bakalım.
Haftaya görüşmek üzere.