Birth of a Nation: Yüz yıllık nazire!

Birth of a Nation: Yüz yıllık nazire!
Başkanlık seçimlerini atlatan Amerika'nın yeni yeni yüzleşmeye başladığı karanlık ırkçılık tarihini deş deş bitmiyor. Bazı kesimlerin kafa yapısının neredeyse 200 senedir pek değişmediğine bir kez daha tanık olduğumuz şu günlerde, tıpkı “12 Years a Slave” kitabının yazarı Solomon Northup gibi, Amerika'da dahi pek tanınmayan Nat Turner'ın hikayesinin anlatıldığı “Birth of a Nation”, geçtiğimiz sene Toronto ve Sundance Film Festivalleri'nde gösterilmiş ve çok ses getirmişti.



Yönetmenliğini ve başrolü Nate Parker'ın üstlendiği, 1831 yılında geçen film, Afro Amerikalılar'ın beyaz çiftlik sahiplerine karşı giriştikleri küçük çaplı isyanı konu ediniyor. Bütün hayatını aynı çiftlikte geçiren ve diğer kölelere nazaran, ailesiyle sakin, işkenceden uzak bir ortamda büyüyen Nat, evin hanımının desteğiyle okuma yazma öğrenmeye başlar ve küçük yaşta İncil'i hatmeder. Büyüdükçe vaaz vermeye de başlayan Nat, yaşadıkları yerdeki rahibin rahatsızlandığı durumlarda, beyazların kilisesinde de Pazar ayinlerini yürütmeye başlar. Civardaki çiftlik sahipleri, rahiple haber yollayarak, Nat'i kendi çiftliklerine davet ettiklerinde, birlikte büyüdüğü (çiftlik) sahibinin de desteği, daha ziyade para kazanma isteği ile civardaki evleri ziyaret etmeye başlayan Nat, diğer kölelerin yaşam şartlarını ve onlara yapılan eziyetleri gördükçe, öfkelenmeye başlar.

Kendi karısının tecavüze uğraması, çiftlikteki başka bir kölenin, akşam yemeğinde beyazlara sunulması gibi olaylar silsilesi neticesinde de, kendisi gibi durumdan rahatsız olan köleleri toplayarak, küçük çaplı bir isyan planlar ve olaylar gelişir. Akıl almayacak derecede plansız bir şekilde, civardaki çiftliklere saldırıp, sahiplerini öldürmeye başlayan kölelerin büyük bir kısmı, beyazların toplu tüfekli ilk ve son saldırısından sağ çıkamaz. Bu küçük isyan neticesinde 60 civarı beyaz çiftlik sahibi ve ailesi hayatını kaybetmişken, intikam olarak 200-300 zenci asılarak öldürülmüş. Yine de halkının içine bir nebze de olsa umut salmayı başarmış ve bugün çok az insan tarafından tanınan Nat Turner'ın hikayesini anlatan film, geçtiğimiz haftalarda özel bir gösterimde seyirciyle buluştu ve büyük ses getirdi. Gösterim sonrası, filmin yapımcıları Kevin Turen & Preston Holmes bize katılarak, filmle ilgili soruları yanıtladılar.



Nate Parker'ın bu hikayeyi sinemaya adapte etme süreci sorulduğunda, Kevin Turen'den, ünlü filmcinin hayatına ve oyunculuk kariyerine ara vererek, bu proje üzerinde toplam sekiz yıl çalıştığını, Sundance Labs gibi atölyelere katılıp, insanlardan fikir alarak, zaman içinde 180 sayfalık senaryoyu, makul bir süreye düşürdüğünü ve sonunda hazır olduğunda, filme dönüştürdüğünü öğreniyoruz. Konunun devamını Preston Holmes anlatıyor:

“Nat Turner hakkında çok fazla kayıt bulunmadığından, Nate'in gerçekten derin bir araştırma yapması gerekti. Filmdeki çoğu karakter, o dönemde yaşayan gerçek kişiler, bazıları da birkaç karakterin birleşmesinden oluşuyor. Nat, gerçekten okuma yazma biliyordu ve rahiplik yaptı ama filmdekinin aksine, bütün hayatını tek bir çiftlikte değil, birkaç faklı yerde geçirdi.”

Filmin toplam bütçesinin 8,5 milyon dolar olduğunu belirten yapımcılar, çekimlerin Savannah, Georgia'da 27 günde tamamlandığını söylüyorlar. Prodüksiyon zorlu geçse de, Nate Parker'ın bu konudaki tutkusu, hem yatırımcıları hem de ekibi canlı tutup, çekimleri zamanında bitirmelerini sağlamış.

Birth of a Nation, geçtiğimiz yıl Sundance Film Festivali'ne katıldığında, bir anda beş stüdyo ile Netflix arasında filmi satın almak için çılgın bir mücadele başlamıştı ve Netflix bir noktada 20 milyon dolar teklif etmişti. Bunu hiç beklemediklerini söyleyen yapımcılar, filmin sinemalarda gösterilmesini istediklerinden, sonunda Fox Searchlights ile anlaşmışlar.



Birth of a Nation isminin nereden geldiği sorulduğunda, Nate Turner'ın bu ismi bilinçli olarak seçtiğini söyleyen Holmes, filmlerinin, aynı ismi taşıyan 1915 yapımı, son derece ırkçı filmden tam 100 sene sonra yapıldığını ve Nate'in başından beri filme bu ismi koymak istediğini belirtiyor.

“Bu ırkçı filme zamanında haddidden fazla ilgi gösterilmiş, hatta Beyaz Saray'da bile izlenmişti. Nate de filmine aynı ismi vererek, Amerika'nın başka bir hikayesine odaklanmak istedi.”

Bir seyirci, filmin Afro Amerikalı seyircilerden nasıl bir tepki aldığını sorduğunda, iki yapımcı da, ırk ayrımı gözetmeksizin çoğu insanın filmden göz yaşları içinde ayrıldığını ama Afro Amerikalı seyircilerin genellikle öfkelendiğini ve filmden çıktıktan sonra, Nat Turner'ın hikayesini araştırdıklarını belirtiyor. Çoğu insanın, Nat Turner'ın ismini bile bilmediğini ve bu isyanın okullarda öğretilmediğini söyleyen Holmes, filmin genel amacının da bu ilham verici hikayeyi duyurmak olduğunu söylüyor

Tam zamanında gösterime giren ve “Black Lives Matter” hareketine de selam çakan Birth Of a Nation'ı Amerika'nın utanç verici tarihine ışık tuttuğu için tebrik ediyor, kendisine dünya çapında bol gişe diliyoruz.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER