Dizi üretmek, dizi senaryosu yazmak ve onu yayınlamak
göründüğünden daha zordur aslında. Dizi senaryosu yazarken çok da özgür
değilsinizdir; yapımcının istekleri, yayınlanacağı kanalın izlediği yol, reyting
vs. düşünmeniz gereken birçok konu vardır. Bu nedenle dizi senaryosu yazmak
göründüğünden daha zordur.
Esas konuya gelirsek; bugüne kadar bir kanalın yayınladığı
dizide bu kadar öz eleştiri yaptığını ve gerçeğe yakın yaklaşımlar takındığını
görmedim; ta ki Producer'a kadar. Producer bir kanal içinde yapımcıların
işleri, ilişkileri bu işe başlama hikayeler ile ilgili bir dizi. Bu dizinin
yayınlayan kanal da KBS. Neden KBS’i vurguladığımı maddelerle sizlere anlatmaya
çalışacağım.
KBS
dizisinde başka bir kanal mı izleniyor, bana mı öyle geldi?
KBS'i gerçekten takdir ettim çünkü kendi dizisi
içerisinde hiç çekinmeden kendi programının reytinginden kötü bir şekilde
bahsedebiliyor -ki bu herhangi bir kanalın yapamayacağı bir şey- öyle ki kendi
bünyesinde çalışan üst düzey elemanlardan biri KBS'in programı yerine faklı bir
kanalın programını izlemeyi tercih ediyor. Bu az rastlanır bir durum, özellikle
reyting savaşları günümüzde kızışmışken.
Sanırım bu kanalın kendine ve yaptığı işlere güveninden kaynaklanıyor. Ben de
onların bu tutumdan dolayı önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Bunlar
bir senaryo; yineliyorum anlayın artık…
Bu dizide enteresan gelen bir nokta da programların
bizim gerçek olduğuna inandığımız birçok kısmının bir senaryo olduğunu da
gösteren bir dizi. Kendi Varyeti
Şovları’nın çekimini, hangi aşamalardan geçtiğini, konuk arayışlarını, oyun
arayışlarını vs cesurca yayınlıyor ve bir nevi kendi kendini ele veriyor. Varyeti Şov’a sanırım kimse bu kadar
yakından bakmadı. Bu da bir TV kanalından beklenmeyen bir yaklaşım.
Denedik;
ya tutarsa…
Dizinin içeriğine belgesel tadı katılmaya çalışılmış, karakterlerle
ufak röportajlar yapılmış. Başarılı olmuş mu tartışılır; ama ben bir açıdan
beğenmekle birlikte bir açıdan da beğenmedim. Bu tür röportajları maalesef
senaryo kaldıramıyor ve senaryo içinde kopukluklara neden oluyor bu nedenle de
sizin hikayeden uzaklaşmanıza neden oluyor. Bir açıdan da beğendim; klasik geri
dönüşlerle veya karakteri kendi kendine konuşturarak derdini anlatması yerine
bu tür bir deneme beni umutlandırdı. Klasik tutumlardan uzaklaşılmaya ve yeni
anlatım yolları oluşturulmaya başlanıyor. Birkaç denemeden sonra daha başarılı
olacağını düşünüyorum.
Cha
Tae Hyun…
Bana göre Kore’nin en başarılı aktörlerinden biri. Onu
ilk “My Sassy Girl (2001)” de izledim
ama beni etkileyen en güzel filmi “Ba:Bo
(2008)”dir. Oyunculuğu inanılmaz doğal ve gerçekçi. İzlerken size “Bakın ben oynuyorum, bu benim rolüm.”
diye bağırmıyor. Ayrıca da komedi oyuncusu ya da dram oyuncusu diye bir kalıba
sokabileceğimiz bir oyuncu değil. Kısacası her rolün adamı. ^.^
Çok dikkatli bakıldığında ufak tefek hataları olan, sizi
öyle derinden etkileyip, hayata bakış açınızı değiştirecek bir dizi değil ama
alışılagelmiş dizi kalıbının dışında, yeni anlatım yöntemleri arayan ve kanalın
kendine yönelik iğnelemelerin olduğu enteresan bir dizi. Bu özelliklerinden
dolayı takdiri de hak ediyor. İzlemenizi tavsiye ederim.
Okuduğunuz için teşekkürler.
^.^