Hayat Şarkısı: Kalk Hülya!

Hayat Şarkısı: Kalk Hülya!
Mahir gibi bir dostun var, sen varsın yıkılmazsın diye bitirmişim önceki yazımı. Bütün bölüm boyunca ağlayarak içimi dışarı çıkaran Hülya, güzel Hülya, tatlı Hülya, deli Hülya. Duy sesimi, ve düştüğün yerden kalk (Gerçek anlamda da.) ve kendine gel.

2 hafta geçmiş ve Kerim Dalyan’da, cennetlik bir koyda küçük Memo ve bir sarı kız ile (Adına bakmaya üşendim.) küçük bir kulübede sade bir hayat kurmuş bile kendine. Renkli saçlı, bisikletli sarı bir kız. Nedir bu renkli saçlı bisikletlilerden çektiğimiz? (Bu benzetme çok sevdiğim bir Ranini.tv yazarının Twitter postundan alıntıdır.) Kerim burada kano yapıyor, köy kahvesindekilerle ahbap olmuş, iyice bir yerleşmiş. Kendi bohem tarzında arada Hülya’yı hatırlıyor, özlüyor falan. Kendi tarzında aşk acısını çekiyor. Bu sezon “tarz” aşk acısı çekme dalında kendisini ikinci ilan ediyorum. Birincimde kim var, beni eğer az bi takip eden varsa bilir ^.^ (Ayy umarım vardır.)

Kerim kayıp, bütün aile onu bulma peşinde, en sevdikleri Memo da gitti çünkü. Onun hasreti daha da büyütüyor acılarını. Hülya’nın da en büyük üzüntüsü Memo’yu kaybetmek zaten. Bayram Bey ile Süheyla Hanım'ın arası limoni demek az bile kalır, Süheyla Hanım kasırga olmuş kendi ilkeleri ve doğruları çerçevesinde Bayram Bey ve Hülya’yı kasıp kavuruyor. Herkes Kerim’in gidişinin acısını ayrı ayrı yaşıyor. Zeynep de Hülya’nın yanında durarak dev şaşırtıyor, resmen ortada bir ara bulucu gibi dolaşıyor. Hadi itiraf et Zeynepcim, tanıyınca sen de sevdin değil mi Hülya’yı. Sevilmeyecek gibi mi, bal o bal.

Bayram Bey'in kıvrak zekasına, nükteli fikrine methiyeler düzmüş müydüm, tekrara düşemeyeyim diye devamını getirmeyeyim. Daha ilk günden herşeyi anlamış. Dünyaya ayrı bir yerinden baktığından olsa gerek sesini çıkarmamış olaylar gerektirene kadar. Zaten olaylar patlamasa hesap sorma gibi bir niyeti de yokmuş. Hülya’nın ne kadar ‘şeytan’ olduğunu anlamış ama  bütün bunları mutlu bir aile için yaptığını, Memo’ya mükemmel bir anne olduğunu gördüğünden susmuş. Hatta suçunu üstlenmiş, o dingilin Hülya’yı bırakıp kendini bırakamayacağını bildiğinden.

Ve Bayram Bey - Hülya yüzleşmesi. En merak ettiğim sahnelerden biriydi. Ama en başından beri her şeyi biliyor olması şaşırttı. Almanya’daki klinikten DNA lar falan gelmiş, araştırmış o derece. Mehmet’in karşılaşabileceği korkunç senaryoları aynen kafamdaki gibi listelemesi, Hülya’ya yediğin haltın farkındayım ama sen yine de ailedensin ve alt metinde seni hala seviyorum demesi (Ben öyle anlamak istedim.) şaşırtmadı ama. Çünkü Bayram Bey için aileden gerisi teferruat. Hülya ağladı ben ağladım o sahnede. Hele Memo’nun başına gelebilecekleri konuşurlarken, Minik Hugo’yu o hallerde düşünmek, aman Allahım sen koru! Ve Hülya hiç sahip olamadığı “babası” gibi sarıldı Bayram beye, bizde gözler hala yaşlıydı.

Biz insanız makine değil. Başımıza gelenlerle sınanırız. Duygularımızla, tecrübemizle, ruhumuzdaki güçle başımıza gelenlere direnebiliriz. Ama bir yere kadar. Bazen o kadar dolarız ki, içimizdeki gücü kaybederiz. İşte o zamanlarda bizi sarsacak, bizi bizden çok koruyacak biri lazım etrafımızda. Anne olur, baba olur, eş olur, kardeş olur ya da bir dost olur. Ama dost olur genelde, çünkü onu biz seçeriz, kafamıza, aklımıza fikrimize uyar. (Hem dost hem eş olabilecek birini bulduysak o en mükemmeli tabii ki.) Sil Baştan’ı dinledik bu bölüm Şebnem Ferah’tan ama bir şarkısı daha vardır onun, ‘İyi dostlar edindim, hepsi ailem oldu.’ der. İşte Mahir de öyle. Hülya'nın dostu, ailesi, ona rağmen onun göremediğini gören, pes etmemesi gerektiğini bilen, ona rağmen onun iyiliği için doğrusu neyse yapması için onu zorlayan. Hiç de hoş bir sahne ile karşılaşmadılar bölüm sonunda Kerim’i görünce. O kadar yolu gittikten sonra, Kerim'i mutlu mesut şahane bir ortamda Memo ile ve sarı kadın ile eğlenirken gördüler. 2 haftadır ağlayan ve sadece Memo ile Kerim’i düşünen bitkin Hülya tamamen yıkıldı artık. Vazgeçti, geri dönelim dedi ama Mahir savaşması için onu orada bırakıverdi. Hülya, Kerim'le yüzleştikten sonra, koştu, kaçtı ve düştü, öyle bir düştü ki, sandım ki benim kafam kırıldı, içim cız etti.

Ama Hülya,  düştüğün yerden kalkman gerek. Kalk Hülya. Kerim’den öte savaşların var. Memo var! Velayet için geliyorlar. Ve daha neler neler var.

Bu kadar güzel, dolu dolu hikayesiyle, çekimleriyle, oyunculuğu ile harika bir açılış yaptığınız için teşekkürler. Sanırım bütün sezon bu teşekkürlere devam edeceğim.

Sevgiler. 

Badenin isteme merasimi ^.^
Bayram Beyler ailece geleneksel aile yemeğindeyken beyaz atlı paylaşılamayan prens, taranmış saçları, damat tıraşı, takım elbisesi ve yırtık çorabı ile, çiçeğini çikolatasını almış, cesaretini de sırtına yüklemiş, sevdiceğine sahip çıkmak üzere Bayram Bey'in evine teşrtif etmiş. Hayırlı bir iş için gelmiş. Büyük Hala tabii hayırlı işin kıymetini bildiğinden hemen buyur ediyor. Ama yani, bu tam kısa komedi filmi. Kızınıza sahip çıkarım, kızı telefonuyla kartıyla hattıyla komple alırım temalı. Özeti kıskançlık, aşk ve paylaşılamayan erkek. Allah'ın emri Peygamber'in kavliyle istemeye gelmiş kızı. Hahahah. ^.^ Amcamgiller yok ama ben tekim diyor. Hüseyin Abi'nin doğrudan karşı çıkması akabinde Bayram Bey tabii büyüklüğünden (İşin eğlencesinde her zaman bu tür durumlarda yaptığı gibi.) kızları kahve yapmaya yolluyor. Prens iç güveyisi olmayı da kabul etmiş, her şeyi planlamış falan. Elleri boş dönüyor dingil ama neyyse. İzlemeye dayanamadım resmen gülmekten, yerlerde yuvarlandım bu sahnede. Hayat Şarkısı’nı izlemeye işte bu tür sahneleri, detayları yüzünden doyamıyorum. Elinize sağlık.

Kısa, kısa...

*Mahir 22 bölümdür bir kere bile hesap ödemedi. Bazı şeyler prensip meselesi tabii. Ödemez, ödemeyecek.  ^.^
*“Sil baştan sevmek gerek bazen, her şeyi unutmak.” yok canım, sizin aşkınızın şarkısı bu olmasın. Aşk her şeyi affeder mi falan daha münasip. Ağladık mı ama ağladık bunu dinlerken.
*Bayram Bey'den baba nasihatı: Diyelim ki gerçekten de büyük bir kabahatin var, eğer zeytinyağı gibi üste çıkamayı bilmezsen kendini affettirme ihtimalin çok zayıf.
*Kaya ve Mahir’i bir arada görmeyi, diyaloglarını, her sahnelerini çok seviyorum. Kaya kendi kahvaltısına konan Mahir’e üstüne bir de menemen yaptı. Yalnız menemen soğanla yenir. Bu konuda hassasım. ^.^
*Hüseyin ve Melek ya aşk ızdıraplarına bu bölüm ara vermişler ya da rol çalmayalım, bu seferlik, bir sonraki bölüme demişler.
*Dalyan görüntüleri eşsizdi, zaten eşsiz bir yer. Öyle güzel çekilmiş ki, kano sahnelerinde Dalyan Kanalı'nın muhteşem mazarası güzel bir yaz tatilinin anılarını da geri getirdi beraberinde.
*Cem Karcı çekim açıları harika, Dalyan ve Bayram Bey - Hülya buluşmasında mest oldum.
*Mahir Hülya’nin kendini kurtarmak yerine Eminna’yı kurtardığını fark ediyor. Ama daha bunu bilmeden bütün gücüyle Hülya’ya yardım etmeye çalışıyor.
*Cem bi' git ya!
*Ekipte kesin bir bilgisayar mühendisi vb. var. Para transferinden sonra, mail adresi ekranı yapmışlar bir şekilde. (4 sene en bi' zorlusundan bilgisayar mühendisi ile aynı odada kalınca gelen deneyim, bir kenarından kapıyorsun bazı şeyler.)
*Her bölüm yeni hikayelerin işareti geliyor. Hülya’nın bebeği ile bağlanacağımız Haluk Bey ve Filiz'in açacağı dava ile şenleneceğiz ileride. Dolu dolu hikaye izleme keyfisi. ^.^ 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER