Dizinin yönetmeni sevgili
Bergüzar Demiroğlu’ndan bir mesaj rica ettim sizler için. Diyor ki: “Öncelikle beş sezon bizi yalnız
bırakmadıkları için sonsuz teşekkürler... Şu an dengelerin alt üst olduğunu
düşünüyorlar ama Eylül’de bütün taşlar yerine oturacak. Çok güzel hikâyeler
olacak... Bizimle aynı heyecanı paylaşmaya devam etsinler :)"
Nuh dedi peygamber demedi derler
ya, ne yaptıysam sır alamadım kendisinden! Ama tahminimce, son sahnedeki
boşalan silahlar gerçek olmamalı, ya Ünal’ın içeriye adamlarıyla dalmadan
önceki hayali olmalı, ya da kurşun sesleri devreye giren Osman Kozan ailesinin
adamlarınınkiler olmalı, ya da geri kalan tüm kurşun sesleri havaya sıkılmış
olmalı… Başka türlüsü mümkün değil, zira diziden yalnızca Solmaz, Eylül, Aziz
baba ve Kemal ayrılmış.
Gamze İğdirioğlu’nun da daimi
ayrılanlardan olduğunu hiç düşünmemiştim. Dizinin başında yaratılan içindeki
öfkeyle ateş almış kötü Eylül kimliğine rağmen, rolünün hakkını o kadar güzel
veriyordu ve o kadar iyi biri olabildi ki sonradan, bunu ancak güzel bir yürek
ekrana taşıyabilir. Ayşe’siz bir Melek, başka bir deyişle Eylül’süz bir Feride,
bakalım yeni sezonda hangi iyiliklere gebe kalacak… Feride, yani küçük Melek
öyle iyi bir senaryo karakteri ki, ilk yazıda söylediğim gibi iyiliğin,
adaletin, sevginin temsilcisi olmaya devam edecek gibi görünüyor.
Sonunda Zehra Karlı kimliğinden
kurtulmasına sevinmekle birlikte, Sedat’ın son bölümde havaya sıktığı
kurşunlarla anlıyoruz ki, diziyi bir sezon daha uzatabilecek senaryo elde. Eh
daha sırada Cüneyt var. Murat Danacı ve Şeyma Korkmaz’la tanışacağım ün için sizlerin
ricaları üzerine kendilerine soracağım soruları hazırlamaya başlasam iyi olur…
Tabii tüm ekibe de kocaman bir selam vereceğim herkes adına inşallah.
Biz ne kadar diziyle bütünleşsek
de, unutmamak lazım ki hayat da bir oyun sahnesi… Rolünüz bitince selam verip
çekiliyorsunuz ki, yeni rollere, yeni sahnelere, yeni yaşamlara yer açılsın.
Kızmamak lazım ne gidene, ne ayrılana, ne olan bitene… Onlar yaşamlarına daha
güzel sahnelerde devam edecekler belki de.
Bu diziyi güzel kılan senaryonun
ince nüanslarla birbirine bağlanması, zeki bir kurgu ve usta bir yönetmen
demiştim ya… Öyle…. Bunu son karedeki ince ama izleyiciyi vuran detayda da
gördük. Sevdikleri ve ailesi için gözünü kırpmadan kurşunların üzerine yürüyen Nusret
Şenay’ın son karedeki kadraja yansıyan yeşil mavi göz bebeğinde ve arka fondaki
seste duyduk sezonun son sözünü:
“Melekler ve şeytanlar vardır.
Melek oldum, ailem parça parça… Artık
şeytan olup, yeniden kazanmak zamanı…”
Sevgili Gamze İğdirioğlu, Mert
Altınışık, Mithat Erdemli, Elif Gizem Aykul diziye renk, ahenk, heyecan ve tutku
getirip, “Beni Affet” diyerek senaryodan ayrılan isimler oldular. Atladığım
varsa, beni de affedin ;)
Yeni sezonda buluşmak üzere! Sevgiyle kalın…