Yüksek Sosyete: Ne dilediğine dikkat et, gerçekleşebilir!

Yüksek Sosyete: Ne dilediğine dikkat et, gerçekleşebilir!
Masanın mumun ateşiyle, kalbin ise aşk ateşiyle yanmasıyla başladı bölüm. Kerem gibi adeta bir süper kahramanın masanın yangınını söndürmesi kolay oldu tabii ki ama kalbinin yangınını söndürmesi için daha çok uğraşacak gibi duruyor.

Hazar Ergüçlü’nün Cansu’suna her geçen bölüm daha çok inanıyorum. Cansu çok tutarlı bir karakter. Yaptığı her şeyin bir nedeni var. Kendi başına eve çıkmak istemesinden, şımarık müşteriden özür dilememesine, Kerem’e bir türlü güvenememesine kadar her şey çok olması gerektiği gibi. Normal şartlarda patronuna çok laf sokmalı konuşan karakterleri abartı bulurum ama ülkemizde patrona davranış kuralları çok katı olsa da Cansu’nun ağzında altın kaşıkla doğmuş olmasından dolayı bunu bilmesini beklemek haksızlık olacağı için Kerem’e verdiği tepkileri çok sevdim. Kerem’in iyi biri mi yoksa etrafındaki şımarık zengin çocuklarından biri mi olduğunu anlayamamasının verdiği güvensizlik Cansu’nun Kerem’e duvar örmesine neden oluyor. Kerem’in o duvarı aşması için çok uğraşması gerekecek gibi duruyor.

Mert, Cansu, ailesi ve Şirin arasında sıkışan Kerem’in bunlar daha iyi günleri gibi duruyor. Mert’in istekleri ve Cansu’nun ördüğü duvar bir kenara, bu bölüm Şirin’in göründüğü kadar masum ve sessiz kalmayacağının küçük sinyallerini de gördük. Şirin, Kerem’in annesiyle konuşurken gözüme çok sinsi göründü Kendi gitmeyi teklif edip üstüne annesine şikâyet etmesi Şirin’i dizinin en yapmacık karakteri yaptı, bence.

Ece’nin bu bölümde enerjik, eğlenceli ve sürekli gülen yüzünün altında derin bir hikâye olduğunu gördük. İlerleyen zamanlarda daha açık bir şekilde dinleyeceğiz sanırım ama, şimdilik Mert ile olan ilişkisinden bahsetmek istiyorum. Ece (kişi farklı olsa da) o kadar çok Mert ile ilgili dilek diledi ki her geçen gün dileğine -fark etmese bile- daha çok yaklaşıyor. Mert’in bağlanma sorununu ve çapkınlığını iyi edecek kişi Ece’den başkası olamaz. Mert biraz bencil olsa da Kerem’e duyduğu sevgi azımsanmayacak kadar büyük. Mert için yeri geldiğinde herkesi karşısına alabileceğini gösterdi, güzel yaptı.

Ve gelelim dizinin en kopuk hikâyesine yani Cansu’nun ailesine. Cansu’nun ailesinin sahnelerinde sanki başka bir dizi izliyormuşum gibi hissediyorum. O dinamik eğlenceli sahnelerin yerini bir anda kasvet yüklü sahneler alıyor. Süreyya Hanım’ın kızlarına karşı bu kadar katı olmasını bir türlü anlamadım. İlk başta sadece Cansu için geçerli gibi dursa da büyük kızına da çok sevgi dolu yaklaştığını söyleyemeyiz. Süreyya Hanım’ın sürekli saldırgan tavırlarının üstesinden bir tek Işıl gelecek gibi duruyor. Işıl da normalde yeteri kadar itici bir karakter olmasına rağmen Süreyya Hanım’ın da biraz cezasını çekmesini istemediğimi söyleyemeyeceğim. Bakalım Işıl ve Süreyya cephesinde ilerleyen bölümlerde bizi neler bekliyor.

İkinci bölüm de genel olarak temposu hiç düşmeyen güzel bir bölüm oldu. Siz bu bölümle ilgili neler düşünüyorsunuz ?

Haftaya görüşmek üzere…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER