"Oyunculuk okuyorum ama televizyonda kim ne çekiyor pek bilmiyorum insanı nasıl yamultulup diziye hayran bırakılır" dersidir Hayat Şarkısı benim için. Uzun zamandır "Ah o gemide ben de olsaydım." dedirten bir şey izlememiştim. Şimdi her karede, her saniyede ciğerci kedisi gibi ekrana bakıp iç çekiyorum. Neden mi?

Güzel kadınların ve yakışıklı adamların birbirlerine bayık bayık baktıkları, fona yerleştirilen bir müzikle ağdalı sahnelerle diziler yapıp reyting rekorları kırmanın zamanı geçti şükürler olsun. İyi hikaye, iyi senaryo, iyi oyunculuklar, iyi reji hepsi bir araya gelince ‘Tatlım ben Türk dizisi izlemem!' diyen tatlişkolar da ekran başına oturuyor. Bu sezonda en güzel örneği Hayat Şarkısı oldu.

"Doğru cast mı bunlar?", "Hikaye neymiş ki?", sorularıyla bakmıştım dizinin ilk fotoğraflarına. Ama ilk teaser geldiğinde Burcu Biricik’in giderek ışıldayan oyunculuğu ve karizmasını gün geçtikçe arttırıp bunu oyunculuğuna malzeme yapan Birkan Sokullu yan yana bir tatlı, bir güzel geldi ki heyecanlandım. Dizi ilk başladığında her karesini tahmin edebileceğimiz bir dram olmadığını gösterdi. Cem Karcı rejisi, her oyuncunun tabir-i caizse ‘hayvan gibi’ oynamasıyla birleşince bu sezonun yerini bulan, sağlamlaştıran işine dönüştürdü. 

Kore uyarlaması dizilerin uyarlanamamışlıktan tutmadığı bir dönemde bizden bir hikayeye dönüşerek "Nasıl uyarlanır?" onu da göstermiş oldu. Kartonet gibi iyiler ve kötüler diye yazılan ve oynanan karakterler olmaması Mahinur Ergun’un ustalığı... Kendisine Şaşıfelek Çıkmazı için şükran duygularım derinken bir de bu diziyi kattı listeme. 

Oyunculukların hangi birini anlatsam, neyi övsem bilemediğim için şunu söyleyeyim: "Bir oyunculuk öğrencisi olarak ben, bu ekiple oynamak istiyorum." duygusu geçiyor içimden her an. O çocuk oyuncuları yanaklarından  mıncırmak istiyorum, söylemeden geçemeyeceğim. Birkan Sokullu-Burcu Biricik bize 70′lerin o güzel tadında bir aşk yaşatıyorlar sanki. Ahmet Mümtaz Taylan, Seray Gözler, Tayanç Ayaydın, Ecem Özkaya harika bir takım oyunu kuruyorlar. 

Biri var ki bundan önceki hiçbir projesini bilmiyordum. Sadece bir kısa film projesinden adını duymuştum ama ekranda izleyip kendisine hayran bıraktı, adını Google'da arattı. Olgun Toker! Mahir ile bize çok şey anlatıyor. Ve kendi oyunculuk serüveninde yerini çokça sağlamlaştırıyor. Google der ki bir önceki işinde de Cem Karcı’yla çalışmış. Teşekkür ediyoruz. Ve Cem Karcı.. Hepimize onun gibi yönetmenlerle çalışma fırsatı çıksın, diliyoruz. Zira kendisinin Instagram hesabına bakınca da enerjisi taşıyor, seti güzelleştiren bir yönetmen olduğu aşikar. Hülya- Kerim öpüşme sahnesindeki kalp atışları için kendisine benden onyüzbinmilyon kalp! 120 dakika dizi çekiyoruz (Evet biliyorum çok zor.) ondan kalite yok diyenlere "Kalite burada." diyor. 

Sezon finali yaklaşırken, hikayenin su gibi akışını sağlayacak, bizi elimiz kalbimizde bırakacak o üç noktayı heyecanla bekliyorum.