Baba Candır: Seninle sanki yeni yollarda dolu dolu umutlar…

Baba Candır: Seninle sanki yeni yollarda dolu dolu umutlar…
Filmlerde, öykülerde, şiirlerde, romanlarda bir hikayenin peşine düşer izleyici, okuyucu… Peşine düştüğü hikaye kimi zaman tam orada karşısında duruyordur. Kimi zaman da kendine sunulan ipuçları eşliğinde hayal ettiği bir hikayenin peşi sıra gider…
 
Baba Candır'ın hikayesi de 2 Ağustos 2015 Pazar günü yani tam 39 hafta önce başladı. Yusuf Pirhasan ve ekibi bizleri hikayeye, bitmeye yaklaşan yazın sıcaklığını, renklerini ve belki de çocuksuluğunu taşıyan sahneler ile hazırladı...
 
Belki bu sıcaklığın, enerjinin, doksanlarda çocuk olanların hatırlayacağı Pazar akşamları dizi keyfinin izlerini taşıdığı için belki de şimdi fark edemediğim bir nedenle ilk pazardan itibaren ekran başına oturdum Baba Candır için…
  

 
Hikayenin başlangıcında Ceylan’ın eteğine takıp getirdiği hareketi, enerjisi, umudu ve gülen yüzü ile açıldı sahne… Sonra beceriksiz, sakar, başı dertten kurtulmayan Emrecan ile tanıştık… Çelik Ailesi ve tabii Salih Baba ile… Hikayenin ana parçalarından biri olacak Güneykaya İnşaat ve Haluk Güney ile tanışmak için de çok beklememiz gerekmedi…



Dizinin ilk bölümünden itibaren geçmişlerinin, hayata ve birbirlerine karşı ön yargılarının gölgesinde birbirine meydan okuyan, karşı karşıya gelen Haluk ve Ece ikilisi adım adım birbirlerini tanırken, bazen yanlış anlarken neşeli, hüzünlü sahneler geçti… 29. bölümün sonunda ilk kez karşılıklı ‘Seni seviyorum’ diyerek sarılışları sonrasında sandal gezmesinde vişne reçeline saklanan yüzüğü yutan Ece ve suya düşen yüzüğün peşinden giden Haluk’un ideal damat hazırlık taktikleri ile hem duygusal hem eğlenceli sahnelerle karşılaştı izleyici…

Baba Candır hikayesinin heyecanı 36'ıncı bölümün kafa karıştırıcı, sonunu tahmin edebilseniz de (gerçi dizimiz hayalleri ile ünlüdür ) bölümün akışı ile ilgili benim açımdan kendini çok da ele vermeyen fragmanlar sonrasında başladı… Seyirci olarak “hayat sevince güzel” mesajı ile ekran başına ve sosyal medyaya davet edildik…


 
32. bölüm ve sonrasında özellikle Haluk ve Ece hikayesinin takipçileri için çifte yüzük ile başlayan Haluk hayal kırıklığının, koruyucu olmak adına Ece’nin ve Haluk’un duygularını görmekte zorlanan Salih Baba’nın, her an her yerde her konuya karışmaya kendinde hak gören (!) Levent’in ve en önemlisi başkan yardımcısı baş asistan ilişkilerinde bile bir şekilde konuşabilen, birbirini dinleyebilen ikilinin konuşamamasının üzüntüsü ve hayal kırıklığı hakimdi…
 
Önceki birkaç bölüme benzer şekilde hayal sahnesi ve kimsenin birbirini tam olarak dinlemediği, anlamaya yanaşmadığı diyaloglar ile başlayan bölüm izleyicinin çifte yüzük olayı sonrasında beklediği ‘Şebo’dan özür dileme’ sahnesi ile birlikte hızlandı canlandı ve muhteşem bir final ile sonlandı… (Vişne reçeli içine saklanan yüzük ile evlenme teklifini nasıl aşabilir Haluk Güney diyordum ama bambaşka tatta benzer güzellikte bir teklif oldu…)


 
Sahte nişanlı halleri bile keyifli olan Haluk Ece çiftinin gerçek nişanlı hallerinin izleyeceğimiz bölümleri ''… Seninle sanki yeni yollarda dolu dolu umutlar Yüreğime yazdın gülüşünü gelsin yarınlar…* '' sözleri ile dört gözle bekliyorum.


*Sonsuz Kılalım, Buray 




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER