Bu ülke artık gastronomik orgazmı hak ediyor

Bu ülke artık gastronomik orgazmı hak ediyor
Günde ortalama 20 saat…

Durmaksızın…

Yağmur, çamur, kar, boran, fırtına, güneş demeden…

Üstelik şizoid bir hiyerarşiye boyun eğmek zorunda kalarak dizi ve sinemada emek veren set işçilerini oturup uzun uzun anlatmayacağım size.

Bölüm yetiştirmek için, bayramda dahi çalışan, sonrasında uykusuz kalıp kaza yapan insanları, ana akım medyada yer aldığı gibi "26 yaşındaki güzeller güzeli kızın trafik kazasındaki hazin sonu" filan diye dramatize etmeyeceğim.

İyisi mi siz milyonlarca liranın döndüğü devasa bir sektör düşünün...

Şöyle "birkaç" zarif şirket dışında, sigortasız işçi çalıştıranlar mı daha merhametli sizce, yoksa üç ay süren dizinin parasını bir yılda taksit taksit zorla ödeyenler mi?

Neyse, dikkat ettiyseniz bu konuya da hiç girmiyorum.

O değil de çalıştığınız için eşinizle günlerce aynı evin içinde olup da hiç sevişmeden, ona sarılmadan, konuşmadan durdunuz mu?

Haftalarca işten döndüğünüzde de, sabaha karşı işe gittiğinizde de hep uyurken denk geldiğiniz çocuğunuza yalnızca 1 (bir) gün ayırmak isteyip de bir türlü o günü ayırmayan ebeveyn oldunuz mu? Hani çocuğun “neden” ile başlayan soru bombardımanından bahsediyorum.

Efendim?

O zaman durun şöyle yapalım...

Onun izin günüyle sizin izin gününüzü bir türlü denk getiremeyen beceriksiz(!) bir sevgili oldunuz mu hiç? Onunla denize nazır bir yerde kahvaltı etmenin ne denli lüks olduğuna da değinmeyeceğim o halde.

Hey! Siz, 21. Yüzyılın insanları!

Evet, yüzünü batıya dönmüş sektör çalışanları! Sermayeye ‘oynayanlar’ size söylüyorum! Sineye çekenler, yerini sevenler, susanlar...

Size söylüyorum; bir sonraki hafta esas kızın ölüp ölmediğini heyecanla bekleyenler! O dizileri bir kumanda kadar uzağınıza ulaştıran insanlar ilkel dönemdeler. Evet! Bildiğin köle gibi çalışıyorlar.

Ratinglerin kanlı bir iç savaşa döndüğü bu sistemde fillerin ezdiği çimen onlar!

Her türlü dramatik olaya kendi derdini bile unutup "başım gözüm üstüne" diyerek ağlayan toplum size söylüyorum yahu! Al sana drama! Ağlayabildiğin kadar ağla...

Bu işe kıyısından köşesinden bulaşmışa, pastanın en büyüğünü yiyenden, yedirenden tepeden tırnağa herkese söylüyorum.

Çok yemek hazımsızlık yapar, oysa bu ülke artık gastronomik orgazmı hak ediyor.
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER