“Neden bütün sinema
salonlarında aynı filmler gösteriliyor?", “X filmini izlemek istiyorum fakat, sadece sınırlı salonda gösterimi
var, ulaşamıyorum” tarzında sorular sorup bunu kendinize dert edindiniz mi?
Sinemaya sadece hafta sonları, vakit geçirmek için gitmeyen, tek amacı “film
izlemek” olanlardansanız mutlaka düşünmüşsünüzdür. Mesela ben, izlemek
istediğim bazı filmlerin az sayıda salon
ve kısıtlı seanslarda gösterilmesinden rahatsızım. Türkiye Sineması’nda
her şey yolundaymış gibi görünüyor, neredeyse her hafta bir yerli film vizyonda.
Yerli yapımların sayısı büyük artış gösterirken, festivaller görmüş hatta
ödüllenmiş filmlerin kısıtlı sayıda kopya ile vizyona girmesi kocaman bir çelişki değil
mi? Bu yaman çelişkinin nedeni ne, peki? Tüm bu soruların cevabı ve yaşanılan
sorunları öğrenmek için 45 dakikalık “Kapalı Gişe: Türkiye’de Tekelleşen
Film Dağıtımı” size yardımcı olacaktır. Hem de oldukça eğlenceli bir şekilde!
Türkiye’de yüzlerce film salon bulmakta sıkıntı yaşarken,
tek bir filmin bütün salonları ele geçirmesini ve dağıtımın tekelleşmesini
anlatan belgeseli hazırlayan isimler; Şenay Aydemir, Evrim Kaya, Fırat Yücel,
Kaan Müjdeci. Film,35. İstanbul Film Festivali kapsamında özel gösterimler
bölümünde sinemaseverlerle buluştu.Film gösteriminin
ardından, seyircilerin de katılımı ile bir söyleşi gerçekleşti. Hazırlayanların
yanı sıra yapımcılar, yönetmenlerin de söyleşiye katılması konuya daha geniş
bakmamıza yardımcı oldu. Soru- Cevap kısmı da en az film kadar
keyifli idi. Benim için en keyifli kısmının Onur Ünlü’nün cevapları olduğunu
da belirteyim.
Film gösteriminin ardından başlayan söyleşiden bir kare.
Belgeselin ortaya çıkışı için “sesini duyurma” tepkisi
diyebiliriz. Kaan Müjdeci, 2014 yapımı ilk sinema filmi Sivas ile Venedik
Uluslararası Film Festivali Büyük Jüri Ödülü'nü kazanmıştı. Türkiye’de ise
filmini gösterecek yeterli sayıda salon bile bulamadı. Hatta “Bu film iş yapmaz”
cevabını bile alıyor. Bunun ardından, sesini ve sektörün bu sorununu yine kendi
yöntemi ile bir film çekerek duyurmaya karar veriyor.
Dünya Sineması'ndaki yerli filmlerin pazar payı oranlarını açıklayan "Vecihi" temalı grafik.
Kapalı Gişe, Şener Şen’in filmlerinden
kesitlerle, neşeli grafik ve animasyonlar ile olayı tüm gerçekçiliği ile bize
anlatıyor. Öğrenirken eğlenmeyi mümkün kılıyor. Aynı zamanda “Bu işi nasıl
çözebiliriz?” sorusuna da yanıt aranıyor. Avrupa ve Amerika sineması ile
karşılaştırmalar yapılarak, çözüm seçenekleri sunuluyor.
Benim için en dikkat çekici noktalardan biri ise sinema
salonlarının ve filmlerinin AVM’lere hapsolmasının ele alınması oldu. Sinema salonlarının tek olmayıp, AVM’lere
girmesi de aslında bu tekelleştirmenin içindeki bir zincir. Ve bu zincire birazcık
dışarıdan bakarsak aslında ortada bir hak ihlalinin olduğunu söylemek mümkün.
Çünkü sinema izleyicisine sunulacak film skalasını daraltmış ve onu belli “ana
akım” filmlere mecbur bırakmış oluyorsunuz. Kapalı Gişe’nin ele aldığı
tekelleşme sorunu sadece sektörün değil aynı oranda seyircinin de sorunu. Bu
nedenle seyirci de bu durum hakkında daha bilinçli olmalı ve sesini duyurmaya
çalışmalı. Aksi halde "sanat- festival” filmi olarak ana akımdan
uzaklaştırılan filmleri izleme şansımız bile olmayabilir.
Onur Ünlü’nün şahsına münhasır konuşmaları, Şener Şen
filmlerinden kesitlerle sunulan belgesel, son zamanlarda aldığım en keyifli
nefes oldu. Festivalde tek gösterimi olan filmi kaçırdıysanız, üzülmeyin. En
kısa zamanda başka mecralarda tekrar gösterime gireceklerini ve online olarak
da servis edeceklerini müjdelediler. Film izlemeyi gerçekten seviyorsanız, sektörde yaşanılan
sıkıntıları sıkılmadan öğrenmeye de niyetiniz varsa, bir yolunu bulun ve Kapalı
Gişe: Türkiye’de Tekelleşen Film Dağıtımı’nı mutlaka izleyin, derim.
Sektörün tekelleşmesine dikkat çeken bu kıvılcımın daha da alevlenmesi dileği ile.