Dijital yayıncılık geliyor, geleneksel yapımcılarımızın B planı hazır mı?

Dijital yayıncılık geliyor, geleneksel yapımcılarımızın B planı hazır mı?
Artık bilgiyi iletmem ve yaymak için cin fikirli kısa cümleler kurmaya ve hareketli görüntülere ihtiyaç var. Bakınız; bütün gazetelerin web sitelerinde hızla çoğalan "galeri" ve "listeleme" usulü içerikler...

Hafta içi bir makale okudum. Amerika’da 10 kablolu kanalın 7’sinde geçen yıla oranla ciddi bir izleyici kaybı oluşmuş. Üç kanal hariç: ESPN, Discovery ve TBS. Aynı makalede her ortalama Amerikan ailesinin 189 kanal ile muhatap olduğu ama bunların sadece 17’sini izlediği yazıyordu ve bu rakam son beş yıldır hiç değişmemiş. Büyük kablolu kanallar seyirci kaybederken daha küçüklerden sayılan Discovery ise %16 oranında seyirci kazanmış. Makaledeki en can alıcı nokta ise şu: 2013’ün son çeyreğinde günlük tv izleme süresi 2011’e göre neredeyse aynı kalırken, akıllı telefondan video izleme süresi günde 48 dakikadan, 67 dakikaya yükselmiş. Televizyon evimizin en şık köşesini süsleyen bir aksesuar ve devir ekran devri... Akıllı telefon, tablet, dizüstü ve masa üstü ekran devri...

Serdar Turgut’un Işıl Cinmen’e verdiği son röportajında da uzun uzun anlattığı gibi; insanoğlu yeni bir mecra keşfetti ve o mecrada var olmanın yeni şekillerini arıyor. ‘Dijital yayıncılık is coming!’ Hem de son 5 yıldır artan bir hızla... Artık haber de yazsanız kendinizi okutmak için uzun ve süslü cümleler kurmaya değil, cin fikirli kısa cümleler kurmaya ve hareketli görüntülere ihtiyacınız var. Bakınız bütün gazetelerin web sitelerinde hızla çoğalan “galeri” ve “listeleme” usulü içerikler. Elbette evrilmek zorunda olan medya ve bu evrim sonucu doğabilecek “haber etiği” meselesi benim tartışma alanım değil. 

Lafın özüne gelirsek; bütün bir paragraf boyunca anlattıklarımı kafama kese kağıdı geçirip bir videoya kayıt etsem ve sunumu komik sloganlı grafiklerle yapsam daha çok ilgi görür, verdiğim bilgiler de akılda kalıcı olurdu. Eminim. Medya dijitale doğru kararlı adımlarla yürürken bu devrimin etkileri elbette eğlence sektörünü de etkileyecektir. O zaman iç pazarda televizyon kanalları dijital yayıncılığa doğru hızla yönelecek. Misal henüz içerik üretimi anlamında istenilen performansa ulaşamamış olsa da bence Net D, Doğan Yayın Grubu’nun dijital yayıncı ve içerik üreticisi olma meselesine göz diktiğinin önemli bir ispatıdır.

Çok değil beş-altı yıl içinde dijitalde telif meselesi kökten çözülecek. Dijital yayıncılığa yönelen kanallar dışarıdan iş almaktansa, tıpkı televizyon işlerinde her gün biraz daha şık ve başarılı performanslar gösteren “iç yapımlar” gibi maliyet- kar hesaplamalarını gözetip kendi içlerinde örgütlenmeye yönelecekler. O gün geldiğinde geleneksel yapım şirketlerinin mutlak bir b planları olmalıdır. 

Cin fikirli bir gencin, sinema filmi tadında çektiğiniz dizinizin, yayından kalkan o son bölümünden kesiverdiği 14 saniyelik videonun milyon kere milyon kez izlendiği, o tuhaf sabaha uyanmanız an meselesi. 

Böyle işte... 




* Bu yazı 24 Ağustos 2014 tarihinde Radikal'de yayınlanmıştır

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER