Gerçeğin içindeki olağanüstü: Orphan Black

Gerçeğin içindeki olağanüstü: Orphan Black

Orphan Black... ABD-Kanada ortak yapımı BBCAmerica’da yayınlanan çiçeği burnunda üçüncü sezon onayını almış bilim-kurgu dünyasına taze bir nefes getiren dizi.

Daha ülkemizde bir Game of Thrones kadar adını duyurmamış olsa da keşfedilmesi gereken kocaman bir yeteneği, her bölümde izleyiciyi hayretlere düşürebilecek kurguyu ve senaryoyu barındırıyor.

Öncelikle kısaca konusundan bahsedeyim :

Başı belada olan Sarah (Tatiana Maslany) kendine tıpatıp benzeyen zengin bir kadının intihar ettiğine şahit olunca, parasal sıkıntılarını halletmek ve yaşadığı sefil hayattan kızını, kendisini ve üvey kardeşini kurtarmak üzere kurbanın yerine geçer. Onun gibi giyinmeye, onun hayatını yaşamaya, onun işinde çalışmaya başlar. Taa ki kurtuluş olarak gördüğü bu yolun aslında bilinmezler diyarına ilerleyen bir esaret olduğunu anlayana kadar. Sarah, sorularına cevaplar aramaya çalıştıkça bu bilinmezin daha da içine girer ve öğrendiği şeyler onun geri dönüşünü imkansızlaştırır. Sarah aslında bir klondur.Kendisi gibi genetiği aynı olan insanların varolduğuna tanık olur ve onlarla beraber bu gizemi çözmek üzere ortak bir yola koyulur.  Hayatını iki çocuğuna adamış Kanadalı anne Alison, bilimin vücut bulmuş hali zeki Cosima, sevgiden yoksun büyütülmüş tramvatik hayata sahip Helena ve daha niceleri...

Seç, beğen, al..

İlk sezon boyunca klonları öldüren süikastçi peşinden koşulurken ve klonların birbiriyle ilişkisi üzerine yoğunlaşırken, ikinci sezonda klonların yaratılışı üzerine yoğunlaşıldığını görüyoruz.

Her ne kadar dizi bilim kurgu olarak nitelendirilse de ütopik bir dünya veya süper güçler ya da paralel evrenler yok. Dizi bu özelliğini klonların varlığından alıyor ve seyirciye "gerçeğin içinde olağanüstülüğü" sunuyor. Tabii yanında aksiyonu, dramı ve romantizmi de eksik etmiyor. Seyircinin beklediği pek çok şeyi harmanlayarak ortaya koyuyor ve 45 dakika boyunca sıkılmasına fırsat vermiyor. Her bölümün sonunda yeni yeni sorularla ortaya çıkarak seyirciyi şaşırtıyor ve daha da içine çekiyor.


Bütün jüriler görmezden gelse de Maslany gönüllerin ödüllü oyuncusu olarak tarihe geçecek.

Oyunculara gelirsek, burada en büyük alkışı hak eden ve diziyi sırtlanan güzel kadın: Tatiana Maslany. Onu izledikten sonra kendi kendime "Sen bu zamana kadar nerelerdeydin?" diye yakınmadım değil. Oynadığı her karaktere ruhunu, bedenini katıyor ve tüm kalbiyle oynuyor. Jeneriği izlerken klonlardan dolayı bir sürü ad bekliyorum; ama hepsini canlandıran aslında tek bir kişi! Maslany o kadar güzel oynuyor ki büründüğü her rolün ayrı bir kişilik olduğuna inandırıyor sizi. Ve tabii ki de hakkını veriyor. Aslen İngiliz olan Maslany, Kanada ve Amerikan aksanını kusursuz bir şekilde kullanıyor. Doğrusunu söylemek gerekirse Tatiana Maslany genç yetenek olarak izlediğim en başarılı kadın oyuncu! Kesinlikle tüm ödüllere ve en iyi projelere layık. Yolu açık olur umarım.

Dizinin belki en üzücü yanıysa her sene belli dönemlerde 10’ar bölüm olarak yayınlanması.Tabii sezonlar arasında uzun bir süre olunca da yaşanan olayların unutulması kaçınılmaz oluyor. İlk sezon soru işaretleriyle biterken ikinci sezonda buna yenilerinin eklenmesi seyirciyi çıkmaza sokuyor gibi oluyor; lakin kurgudaki ve senaryodaki mükemmelik de burda beliriyor. Seyircinin soruları çok birikmeden üstü kapalı bir şekilde ve biraz da şüpheci bir yaklaşımla cevaplar veriliyor. Bu sayede de dizideki gizem unsuru elden bırakılmıyor.

Orphan Black aslında çok daha fazla övgüyü ve ödülü hak eden bir dizi. Alıştığımız ve bizi sıkan klişler üstüne kurulu dizilere inat bol aksiyonlu ve gizemli seyirciye heyecan katacak yeni bir soluk, izlenmesi gerekenler listesinin başına yazılması gereken yeni bir evren.

Eeee, siz klonlar dünyasına girmeye hazır mısınız?
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER