Kiralık Aşk: Biz bu oyunu bozamadık

Kiralık Aşk: Biz bu oyunu bozamadık
“Elbet bir güüünn buluşaaacaağızzz bu böyle yarımmm kalmayacakkk”
Pardon ben direk dalacağım ama, dalabilir miyim? Ay yok ben dalıyorum.

Bölüm 29. bölüm özetinden başlayınca içimde bir kelebekler uçuşuverdi, dedim ki “Evvvet işte geçen haftayı es geçip kaldığımız yerden gümbür gümbür devam ediyoruz.” Amma velâkin o da ne? Ta ta ta taaamm! Sinan ve rüyası mı? Pardon? Bir flashback vereydiniz olmaz mı? (Bu noktada sanıyorum Barış Arduç’un yeni yeni iyileşiyor oluşu etkili.) Sen misin flashbacklere burun kıvıran sonrasında hemen içinde hiç bir Defne ve Ömer sahnesi olmayan o fragman geldi aklıma. Bir türkü tutturdum içimden “Hayağğğtt ağlamaklığğğğ le le le” Sinan ve rüyasına geri dönecek olursak, bizim Sinan’a malum olur böyle şeyler. Deniz Tranba ortaklık teklif ettiğinde poker konseptli rüyasını bilirsiniz. Bölüm başında bir Sinan rüyası verilir ve bölüm sonunda olacaklara yönelik bize bir selektör yapılır. Bu seferde öyle oldu sinema konseptli rüyamız, zaten fragmandan haberdar olduğumuz Sude’nin oyunu öğrenişine ithafen bize “Ömer gerçekleri öğreniyor mu yoksa” dedirtmek içindi. (Ben daha zamanı var diyenlerdenim) 

Dizinin seyrine göre gidecek olursak Ömer en son" ben bu oyunu bozarım" demeye getirmişti lafı, oradan yola çıkarak bir hastaglar bir bi'şeyler oluşturuldu. Bizim Ömüş Türkan teyzeyi aradı.
"Türkan teyze?”
“Siz iyi misiniz?” 
“Serdar, Defne, Esra Nasıl?”
“Borç harç var mı?”
“Pazı sarması?” Ay yok bu yoktu. Defne’sinin zekâsıyla övündüğü Ömer, bunlar telefonda konuşulacak şeyler mi? Bir git, bir tepki ölç, bir reaksiyona baksana hiç yakışıyor mu sana oyunun peşine böyle düşme tarzı? Bu bölüm de havada kaldı bende, kafamda oturmayan açıklığa kavuşmayı bekleyen noktalar çoğaldı. 22. Bölümün sonundan beri ayrı olan DefÖm çiftimiz uzun süredir sadece flashbacklerde sevgili. Hal böyle olunca en sevdiğimiz ve açıp açıp tekrar izlediğimiz sahneler, Defne’nin anımsamalarında yer buldu. Biz Kiralık aşk izleyicisine de ağızda bir parmak bal ile bölüm sonunu beklemek düştü.

Özlemişiz o sahneleri, çekseniz ya yine, biz izlemelere doyamıyoruz. Defne’de boşuna hatırlamıyor o acı tatlı hatıraları. Ömer’in oyunu öğrenmek için kolları sıvayacağını o da anladı (küçükken bir oyun oynardık bir arkadaşımızın bir eşyasını saklar, sonra o eşyaya yaklaştıkça "sıcak", uzaklaştıkça "soğuk" derdik. Ben de diyorum ki çok şey yapma Defne, Ömer buz şu an) Defne, Neriman’a düştü Hulusi Dede’ye sarılmayı tercih etti ve onunla konuşmaya karar verdi. Geçmişte şahit olduğumuz Hulusi Dede ve bugün karşımıza çıkan Hulusi Dede, Defne’ye beklediği Babacan tepkiyi verir mi? Pek sanmıyorum diyeceğim ama ters köşe olmalara alışık olan izleyici geçmişim paçamdan çekiştiriyor. 

Sonrasında aklıma Sadri Usta faktörü geliyor ve söz uçar yazı kalır deyip arafta bırakıyorum kendimi. Ömer sözüm ona oyunu çözmeye, Defne yeni sırdaşlar bulmaya çalışırken, Sude oyunu öğrendi. Ömer’den intikam almak için büyük bir fırsat! “Bak Ömer İplikçi bile kandırılabiliyormuş.” demek için tutuşan bir adet Sude gördüm. Sude geldiği andan beri, bu oyunu ortaya çıkaran kişinin o olacağı kanısındaydım. Ama İz ile yaptığı o iki dakikalık konuşma suyu bulandırdı bende. Elindeki bombayı, pimini çekmek üzere İz’e mi verir acaba diye düşünmeden edemedim. İz çok pasif kaldı giderayak bir gol atabilir bize. Sırdı, oyundu, Sude’ydi derken gündemimize bir anda Fikret Galo düşüverdi. Galo aşşağı, Galo yukarı. Galo’yu gören? Göremedik ama hakkında çokça teori ortaya atıldı (cinsiyeti bile tartışma konusu oldu biline) Ekip tam kadro denilebilecek bir kadro ile iş kovalamak için Sapanca’ya yol aldı. Hal böyle olunca bu bölüm Defne ve Ömer için “kavuşmak hayal oldu” çal kemancı! 

Sapanca’da yine bir atraksiyonlar baş gösterdi tabii, Defne ve Ömer çiftini pistten alıp yerine Yasemin ve Sinan ikilisini koyduk. Başlarda Yasemin ve Sinan sevimli gelirken, Yasemin’in İsmail’e karşı tutumu ile bir tık sevimsiz hal aldı. Artık ilişkilerine bir nokta koymaları lazım. Hem arada pürüz de kalmıyor gibi, malum Sude’nin duygular Eğmen'e doğru yol alıyor.  Ay bu yan karakterlerin ilişki kombinasyonları benim de oryantasyonu şaşırttı. (Forever DefÖm diye bağırasım var.) Çok da fazla kim kimle olur yürütemiyorum, zira ilişkileri bugün var yarın yok..

Bölümde tartışılmasız en sevdiğim sahneler tabii ki Koray Sargın’lı sahneler ımhıhıhı. Dün nasılsa bugün de öyle kalabilen istisna ve müstesna insan Koray. Yine gülmelere doyamadım Koray ve Ömer sahnelerine. Bir de araya ipucu mahiyetinde replikler serpiştirilince tadı damağımda kaldı. Vuslata 3 ay var dedi Koriş’imiz algıda seçicilik yapıp attım hafızaya. Şafak 89

Bir noktaya değinmek istiyorum. Ev çekimleri tabii ki de sınırlı bir alanı barındıracaktır anlayabiliyorum. Ancak cincır gibi bir aletle bu kadar yaratıcı bir Koray ve Ömer sahnesi oluşturuldu ve keyifle izledik. Tekrara düşmemek adına Ömer’in mutfakta yemek hazırladığı sahneyi daha farklı bir şekilde görmek isterdim. Çünkü ben bu anı daha önce yaşamıştım demeden edemedim.

Tüm oyuncuların ve ekibin emeklerine sağlık.
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER