Kiralık Aşk: "Sen; aklım ve kalbim arasında kalan en güzel çaresizliğimsin"

Kiralık Aşk:
Az sözle çok şey anlatmak zordur, ama bıraktığı etki daha hatrı sayılırdır. Başlıktaki dize, güvenmiyorum dediği andan beri tutarsız tavırlar sergileyen Ömer’in en güzel özeti. Bu bölüm “bombeler!” çok. Duygu patlamaları yaşadık yükseldik yükseldik, Allahu Ekber Dağları'nı arşınladık. “Oyun gibi” dedik, içine biraz hayaller-hayatlar ekledik. 

İnsan beklediği şeylerin “mış gibi” halini görünce bile mutlu olabiliyormuş onu anladım. İlk etapta 28 bölümlük bir Kiralık Aşk izleyicisi olarak sormak isterim size de, o kapının kapanmasının ardından bir flashback gelir ve o mevzu çoktan dün olmuştur diyenlerden misiniz? Yoksa daha karamsar olup, doğrudan ertesi sabahtan başlanır diyenlerden misiniz? Benim cevabım A şıkkı idi. Bir de ne göreyim Ömer’i aptala çeviren cüretkar Defne, ne frene basıyor ne geri vites yapıyor. Adeta dönüşü olmayan yollara yeşil ışık yakıyor. Sude’nin gelişi bizim rotayı ne yöne kaydırdı meçhul. Olan yine duygu tetikleyicisi kaleme oldu, Passionis masalarından, Cherie masalarına savruldu gitti. 

Yasemin ve Sinan ittifakı bizim “Deli kız!” modundaki aşıkları türlü türlü yollara sürükledi. Öyle ki penceresiz nefes alma alanımız “out”, şirket altındaki kafemiz “in” oluverdi bir anda. Her iki taraf da deplasmanda kendini savunmasız hissedince, tarafsız bir saha arayışı kaçınılmaz oldu. Defne ve Ömer çifti bilmiyor ki o tarafsızlık mekanla olacak iş değil, zaten ne derece etkili olduğu malumunuz. Ömer cephesinde durumlar “Tasarım sana diyorum, Defne sen anla!” olunca tabi, benim küçük sevgilim modundaki Defne cephesinde soğuk rüzgarlar estirdi. Yasemin ve Sinan cephesi duruma tekrar el koyunca, “Biz sizinle daha önce tanışmış mıydık kuzum” a döndü olay. Olduk mu bir anda Ömer Bey ile Defne Hanım! E iyi de oldu çünkü Ömer’in Defne’ye veremeyeceği cevapları "Ömer Bey", "Defne Hanım"a verdi. Sonrasında güzel anılar itina ile deja vu edildi. 

O sıcak çikolatanın dudaktan silinme anına kadar her şey netti sonrasını ben görmedim, siz gördünüz mü? Aman neyse çok da şey yapmamak lazım. Bir süredir Ömer’in eskrim ve çilek rüyalarından sonra, acaba Defne’nin rüyalarını da görür müyüz diyordum. Evli,mutlu,çocuklu temalı rüya tam bizim has Türk kızı Defne’ye göre olmuş. Ne güzel bir resim oldular öyle Ömer boşuna demiyormuş “şahane olduk” diye. Sinan’ın evinde Ömer’i yandan yandan süzen Defne, rüyayı anlatır diye bir geçirmedim değil içimden, neyse ki yapmadı. Haftalardır beklediğimiz konuşma, dizinin sonunda vuku buldu; yağmadı ama gürledi o da güzel. Sonrasında gelen fragman pek meselenin konuşulup çözüldüğü havasını vermedi ama olsun o kadar. “Kalp kendini sevenin huyuna çekermiş” de, doğru bir tespit şu noktada.

Defne ve İz cephesi kâh güneşli, kâh yağmurlu sürüncemede gidip geliyor. Defne duruma imzasını attı, atak sırası karşı tarafa geçti. İmza “Defo”. 

Deniz’in özgüven kokan hareketleri seviye atladı, ihtişamına kapılmaktan korkan bir  Defne olduğuna inanmaya başladı. Defne vermesi gereken cevabı verdikten sonra, gereksiz bir duraksama yaşamasaydı iyi olurdu. Defne’nin bu duraksaması Deniz cephesini harekete geçirebilir. 

Yasemin, İsmail, Sude, Sinan dörtlüsü Aman Allah'ım! dedirtti. Yasemin ve Sinan’ı yadırgamadım hatta sinyallerini hissettim, e Yasemin ve İsmail’i de seviyorum. Ay ben bilemedim top sizde Meriç Acemi, ama Sude cephesi ne olur merak konusu.

Neriman’ın oyuna doğru noktalardan tekrar dahil oluşu ayrı bir hoşluk kattı bölüme, bize bunlarla gel Nöro. Bakalım planı ne derece işleyecek Nöro’muzun.

Son olarak "Kiralık Aşk Vol 2", sanıyorum bize Defne gerçekleri en başından anlatsa nasıl olurdu sorusunun görsel sunumlu cevabı. E izleyelim görelim o zaman. 

Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler, yine seyretmelere doyamadık.
 
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER