Defne ile ilgili olarak "Ömer'in Defne'si olmadan önce, Defne'nin Defne'si olmalısın" demiştim. 24. bölüm bunun başlangıcıydı. Daha kendine güvenen, daha sağlam duran, daha kararlı Defne... Sanırım hepimizin beklediği Defne de buydu. Hah şöyle! Ezik olma, güçlü ol kızım ya! Ben bu Defne'yi çok sevdim. İlerleyen bölümlerde daha da seveceğimizi düşünüyorum.
Ömer, ah Ömer... Tam da Aşk ve Gurur'daki Darcy gibisin. Nasıl da gururlu, nasıl da dik! Biz, artık bu gururlu Ömer'le, güçlü Defne'nin aşkını izleyeceğiz. İki iyi tasarımcının, sanatçının aşkını... Şimşekler çakacak, kıvılcımlar patlayacak. Birbirlerine yine yeni yeniden aşık olacaklar!
Kıvılcımımız her daim mevcuttu zaten. Eller, ucundan da olsa birbirine değdiğinde, ekrandan kıvılcım çıktığına yemin edebilirim. Defne servis yaparken sevdiceğini ellerinden tanıyan Ömer İplikçi... Büyük aşkının yemekten önce su içtiğini hatırlayan ve boş mideye içmenin onu çarpacağını düşünen Defne Topal... Onlar böyle çok güzel olmadılar mı ya?
Ömercim sen de "erkektir ne yapsa yeridir" deyimini ispat etmek istercesine, "denize düşen yılana sarılır" hesabı, bir de tuttun İz'i çağırdın. Hoş hepimiz geleceğini biliyorduk. Hatta şahsen bana hiç sürpriz olmadı. Yine de gelmesinin iyi olduğunu düşünüyorum. Bizim çocukları dürtmeden bir şey yapamıyorlar çünkü. İz'den ala sopa mı olur? Dürtsün dursun bunları bakalım.
İz pek bir havalı geldi bu sefer. "Gencim, güzelim, fena üzerim", "Ben sizi gördüm. Siz yeniden bir araya gelirsiniz" filan! Ne oluyoruz? Gerçi, İz açık bir kitap gibi. Tüm kartlarını açık oynuyor. Ömer'i de çok iyi tanıyor ve onunla ilgili düşüncelerini de, hayallerini de hiç saklamıyor. Aslında seviyorum bu hallerini. Hikayeye büyük heyecan katacağını ve bu heyecanın bizi daha da diken üstünde tutacağını düşünüyorum.
Bu bölümde hem Elçin Sangu hem de Barış Arduç oyunculukları başarılıydı. Yine de Barış Arduç'a ayrı bir yer açmak lazım. Sude-Ömer sahnesinde yıktı geçti. Hem gerçekten, hem de mecazi olarak.
Önümüzdeki bölüm, Sinan da Sude'nin ne yaptığını öğrenecek. Bakalım, görelim Sinan'ın tavrı ne olacak? Ömer ve Defne bu kadar acı çekerken herkesin aşkını böyle rahat rahat, gönlünce yaşamasına gıcık olmuştum zaten. Biraz da onlar dağılsın bakalım (yazar burada tırnaklarını birbirine sürtüyor).
Yasemin ve İso oldu valla. Çok da güzel oldu. Tabii Yasemin'in Deniz Tranba'yla yatırımcı olarak anlaşması kafalarda soru işareti bırakmadı değil. 200 bin liranın boğazımızda bıraktığı düğüm üzerine bir düğümümüz daha oldu. Ancak, bu durumun ortaya çıksa da büyük olay yaratacağını düşünmüyorum. Sonuçta, bu sefer gerçeği tüm çıplaklığıyla anlatacak bir adet "iyi" Yasemin'imiz var değil mi?
23. bölüm yorumumun başlığı "Daha yeni başlıyoruz" idi. Hakikaten yeniden başladık. Daha neler göreceğiz neler. Her bölümü daha büyük istek ve heyecanla bekleyeceğiz.
Güzel günler göreceğiz çocuklar... Aşk da, umut da hiç bitmez, bitmeyecek!
Emeği geçen tüm ekibin eline, yüreğine sağlık.
Minik bir not: 24. bölüm çok etkileyici bir eskrim sahnesi ile açıldı. Sahnenin sonunda kimi devirdiğini ya da mecazi olarak kimi öldürdüğünü görmedik. Bunu bir düşünün derim. Malum satır aralarına pek bir meraklıyım biliyorsunuz...