Son sözü en baştan söyleyeyim, TMC ve Türkan Derya bu sektördeki varlıkları açısından hassas olduğum birkaç isimden biridir. Başladıkları her işin iyi olması, huzur ve keyif içinde uzun süre yayında kalmasını can-ı gönülden isterim, yolda görsem tanımam o ayrı. Bu sebeple Star Tv Kurumsal'ı arayıp,
Gönül İşleri için ön izleme yapmamı önerdiğinde heyecanlandım. Çünkü bu bir ilkti; konvansiyonel medyada yazan tv eleştirmenleri bu tür ön izlemelere alışkın ama, bağımsız ve dijitalde yayın yapan bir eleştirmenin nihayet bu listeye dahil edilmesi heyecan vericiydi ve o ilk de Türkan Derya işine denk gelmişti. Gece,
Güzel Köylü setinden yola çıktım. Sabah ilk ışıklarla eve vardım. Biraz uyudum. İlk çayımı içtim ve
Gönül İşleri'ni izlemeye başladım.
Hikâye hakkında ipuçları vermeyeceğim, onu Pazar günü izleyip öğrenirsiniz. Hikayenin özetine, oyuncu kadrosuna, ilk bölüm fotoğraflarına da
Gönül İşleri sayfasından ulaşabilirsiniz. Ben size işin dünyasını anlatacağım. Senaryo yazarı Necati Şahin'i,
Osmanlı Tokatı ve
Böyle Bitmesin'den tanıyoruz. Önceki işlerine bakınca ilk söyleyeceğim taze ve temiz bir hikaye dili olduğudur. Klişelerle örülü bu hikayenin de senaryosunda temel hiçbir sorun yok. Eline sağlık.. Hikayenin açılışında durgun giden ilk 10 dakikayı kenara alırsak Şahin'in karakter çatışmalarını kurgulayışı, tesadüfleri sunuş şekli gayet ilgimi çekti. Senaryo Tanrısı, "Klişeye tu kaka deme, onu sarıp sarmalar, hoş tutarsan sana dünyaları bağışlar.." der. Necati Şahin de tam bunu yapmış. Bence kalemini ilginç kılan pırıltı da tam burada gizli. Benim gibi bir hikaye arsızına dahi klişeleri yeni kılıflarıyla sundu ve çok da güzel izletti hatta yer yer şaşırttı bile..
Gönül İşleri ana kadrosu toplu haldeHikayenin açılışını da, anlatıcılığını da Bennu Yıldırımlar gibi uzun zamandır fasılasız iş yapan bir ekran yüzüne teslim etmelerine rağmen karakterlerin hikayesine ilk andan itibaren inandım. Net. Bu anlamda oyuncu kadrosu yenisiyle eskisiyle son derece doğru seçilmiş. Açık söylemek gerekirse projeyi ilk duyduğumda hem Timuçin Esen'den, hem de sezonlar boyunca Süleyman'ın mıymıy kız kardeşi Hatice karakterinde izlediğim Selma Ergeç'ten çok korkmuştum. Sinem Kobal'ın oyunculuk kumaşına çok güvendiğimi kafayı takarsa iyi bir oyuncuya dönüşeceğini, meslek büyüklerimiz açıkça takdir etmekten imtina etseler de komedi zamanlamasına sahip olduğunu defalarca yazdım, söyledim. Karakteri az da olsa
Didem'i (Romantik Komedi) hatırlattı ama Avukat Sevda'yı beğendim.
Bölümü izleyince en çok da Selma Ergeç'in karakteri yorumlayışını ilginç buldum. Saadet, bu tip arızası olan 'saf' görünümlü karakterleri yerli hikayecilerin aklına yeniden düşüren Nordic polisiye
Bron| Broen'in Saga Noren'i kadar net ve cesur bir versiyon değil. Ama Selma Ergeç'in 'arıza' yorumu Saga'nın Amerikan versiyonuna can veren dünya starı Diane Kruger'a da tur bindirir. Evet, bence Saadet, inceden Saga esintili bir karakter ve Selma Ergeç'in bu karakterin arızasını Diana Kruger'e oranla kat be kat doğru anlayıp ekrana taşımış olmasından mutlu oldum. Ergeç'in yorumu biraz bıçak sırtı ve aşkın gibi dursa da zaman içinde yani karakter ve
oyuncusu birbirine ısındıkça Saadet'in çok daha etkileyici olacağını ve
Ferhunde Hanımlar'ın Nermin'inden sonra izlemesi en eğlenceli tip olmaya aday olacağını düşünüyorum.
Timuçin Esen bu sefer şeytanın bacağını kırargibiduruyor,hayırlısıyla..
Benzer hisleri Timuçin Esen için de hissettim. Ekran işlerinde hiçbir işi rakamsal anlamda yüksek izleyiciye ulaşamamış bir oyuncunun -yine aynı plastik malzemeyle ama- alışık olduğumuzun dışında bir karaktere girişmiş olması bu hikayenin devamını beklemeye iten sebeplerden biri oldu. Diğeri de Yılmaz'ın 'turuncu' sevdası.. Şakası bir tarafa, futbolcu eskisi Yılmaz rolü Timuçin Esen'in bu güne kadar ekranda önüne gelen "romantik ve kıymeti bilinmemiş üzgün bakışlı aşık" rollerinin dışında dişli bir karakter ve Servet-Yılmaz gayet izlenebilir, sevilebilir bir çift olmuş. Fırat Çelik ise bu dizide ilk kez kendi sesiyle oynuyor ve belli ki aksanını yok etmek için çok çalışmış. Fatmagül'ün köylü aşığına oranla bu karakteri yorumlayışını yer yer daha başarılı buldum. Artık aksandan doğan gerginliği kenara atıp, oyununa ve karakter devamlılığına konsantre olma zamanıdır. Fırat Çelik biraz daha rahatlarsa Asrın tadından yenmez.
Hayatı değişik şekillerde ama illa da tırmalayarak ayakta kalmaya çalışan üç kız kardeşin hikayesini kolay izlenir bir dünya haline dönüştürüp bize sunan Türkan Derya'nın öz güvenli rejisini de unutmamak lazım. Türkan Derya adeta ağzıyla kuş tutumaya niyet eden taze rejisörlere nazire mahiyetinde "işimize bakalım" diyerek, hikayeye ve karakterlere odaklanmış. Özetle; Bu bir ilk bakış. Detaylı yorumu pazar akşamı bölümden sonra da yazacağım ama Gönül İşleri'nin ilk bölümü ve finali bende devamını izleyecek kadar merak uyandırmayı başardı. Umarım yeni panelin seyircisinde de aynı duyguları uyandırır ve hikayesini planladığı şekliyle anlatmayı başarır. Bütün ekibin gönlüne bereket, yolu uzun olsun!
Böyle işte..
R.