İlginç senaryosu ve eğlenceli sahneleriyle beğeni toplayan ‘Git
Başımdan’ın başrol oyuncuları Şahin Irmak ve Bülent Emrah Parlak, İstanbul&İstanbul dergisinden Zeynep Rana Aybar’ın sorularını yanıtladı. Başarılı oyuncular, hem 29 Ekim’de vizyona giren ‘Git
Başımdan’ filminden bahsettiler, hem de yemek yaptılar.
Şahin Irmak ve Bülent Emrah Parlak röportajda filmlerinin yanısıra
nasıl kadınlardan hoşlandıklarını, dostluklarını, aşık oldukları İstanbul
şehrini ve oyunculuk serüvenlerini anlattılar. Şahin Irmak ve Bülent Emrah Parlak
röportaj boyunca hazırladıkları fırında sebzeli tavuk ve mevsim salatasını da
röportaj sonunda afiyetle yedi.
“İSTANBUL’U
ŞARKICI BERGEN’E BENZETİYORUM”
Zeynep Rana Aybar’ın “İstanbul’la aranız nasıl?” sorusuna, Bülent
Emrah Parlak ilginç bir yanıt verdi ve İstanbul’u şarkıcı Bergen’e benzettiğini
söyledi: “Ben İstanbul’u şarkıcı Bergen’e benzetiyorum. Aslında güzeldir ama
yüzünün bir tarafını saçıyla kapatıyor çünkü yüzüne kezzap atılmıştır. İstanbul
beni her defasında hüzünlendiriyor”.
“DÜNYA
GÜZELİ AMA İÇİ BOŞ BİR KADINI TERCİH ETMEM”
Şahin Irmak ise, “Şaka yaparak çok kız tavlamışlığınız var mıdır?”
sorusuna şu yanıtı verdi: “Oluyordu. Erkek için de aynı şey geçerli, dünya
güzeli ama içi boş bir kadını tercih etmem yani”. Bülent Emrah Parlak ise “Var.
Hanımlar kendilerini güldüren erkekleri çok severler. Bu klişedir ama çok
doğrudur. Bir de zeki olursa, işte o zaman tadından yenmez” dedi.
Film
Projesi ne zaman geldi, nasıl şekillendi, kimler var, ne zaman vizyonda, genel
olarak insanlara ne sunmayı hazırlıyorsunuz?
Şahin
Irmak: 29 Ekim’de vizyona girdik. Şahin Altuğ filmin senaristi ve
yönetmeni. Bizim de çok eski arkadaşımız. Bülent’le ortak arkadaşımız. Bülent’le
beraber birçok da iş yaptık. Biraz kaderimiz de paralel gidiyor. Bir gün
Bülent’le beni aradı, ofise gelsenize görüşelim dedi. Gittik, aynı anda ikimize
filmi teklif etti. “Aklımda bir hikaye var, bunu çekeceğiz” dedi. Düşünmeden
hemen kabul ettik. Filmi izlerken biraz üzülebilirsiniz ama içiniz parçalanmayacak.
Bülent benim iç sesimi oynuyor. Biraz üzerken, güldüren bir film çektik.
Senaryo gerçekten orijinal.
BKM
oyuncularını bir arada görmeye aşinayız ancak Bülent Emrah Parlak ve Şahin
Irmak ismi sürekli yanyana anılmaya başlandı. “Git Başımdan” filmi de durumu
pekiştirdi. Zeki Alasya Metin Akpınar ikilisi durumuna doğru mu yol
alıyorsunuz?
Bülent
Emrah Parlak: Estağfurullah, keşke öyle bir şey olsa. Bunun hayalini kurarız
zaten ama dürüst olmak gerekirse 40 fırın ekmek yememiz lazım. Bu benzetme bize
gurur veriyor. Bunu duyduğumuz zaman da evet şu anda öyle olmadığımızı
biliyoruz ama insanların aklında böyle bir fikir mi oluşuyor, bu ne kadar güzel
bir şey, bizi oraya mu yakıştırıyorlar deyip bundan çok mutluluk duyuyoruz. Çok
mutluluk duyduğumuzu da çaktırmamaya çalışıyoruz.
Gündelik
hayatınızda da çok iyi anlaşan iki arkadaş mısınız? Sahnede o profosyonelliği
bizlere geçirebilmeniz için ikinizin gündelik hayatta da çok iyi anlaşıyor
olmanız gerekli midir?
Bülent
Emrah Parlak: Evet, hatta bir de komşuyuz. Kesinlikle gündelik hayatta da iyi
anlaşıyor olmak önemli bir etken.
Şahin
Irmak: Bence de evet. Atıyorum Ahmet’le (Kural) Murat (Cemcir) çok iyi
arkadaş olmasalardı o kadar iyi yansıtamazlardı. Aynı şeye gülmesek de, ortak
bir kafada olmamız gerekiyor. Ben onun ne yapacağını, huyunu, suyunu biliyorum.
Sahnede ne yapacağını, neye ne tepki vereceğini biliyorum. O da benimkini
biliyor. Biz birbirimizi biraz ezbere biliyoruz. Dün tanıştığın biriyle biraz
zor.
Çok
güzel şaka yaptığınızda kendinizi karizmatik hissediyor musunuz?
Şahin
Irmak: İyi hissediyorsun tabii ki. Ama kötü şaka yaptığımızda da
acımasızca birbirimize söyleyen insanlarız.
Çok
kız tavlamışlığınız var mı şaka yaparak?
Bülent
Emrah Parlak: Var. Hanımlar kendilerini güldüren erkekleri çok severler. Bu
klişedir ama çok doğrudur. Bir de zeki olursa, işte o zaman tadından yenmez.
Şahin
Irmak: Oluyordu. Erkek için de aynı şey geçerli, çok dünya güzeli bir
kadın ama içi boş bir kadını tercih etmem yani.
İstanbul’la
aranız nasıl?
Bülent
Emrah Parlak: Ben İstanbul’u şarkıcı Bergen’e benzetiyorum. Aslında güzeldir
ama yüzünün bir tarafını saçıyla kapatıyor çünkü yüzüne kezzap atılmıştır. İstanbul
beni her defasında hüzünlendiriyor. Dünyanın gerçekten en güzel şehri.
İnsanlara en kötü yerleri vermişler, pislik yerlerden nasıl güzel yerler
yapmışlar. Bize en güzel yer verilmiş, biz de elimizden geldiğince kötü
yapıyoruz. Her yerini hor kullanıyoruz. Adı üstünde Tarihi Yarımada’mız var ama
kıymet bilen yok.