“2030 itibariyle televizyon ölecek”

“2030 itibariyle televizyon ölecek”
Netflix’in CEO’su Reed Hastings yakın gelecek için sektörü uyarıyor

Amerikan dev dijital yayın platformu Netflix’in CEO’su Reed Hastings’ten geldi bu açıklama. Geçen yıl da benzer düşüncelerini dile getiren Hastings, en son geçen hafta Mexico’da şirketin Latin Amerika planlarını duyururken yine bu ifadesinin üzerinde durdu.

Aslında yeni medya araçlarının mantar gibi türemesiyle, teknolojinin bizi başka medyalara götüreceği haberleri akademi dünyasında uzun zamandır hep tartışılır... Ama konuşan kişi, bu konuda sektörü döndüren, eviren Netflix’den olunca dikkat çekiyor. Bu alana yatırım yapanlar zaten son yıllarda Netflix gibi “İçerik kraldır” düsturu doğrultusunda parasını yönlendiriyor. Özel içerikleri üretip satıyor; bunun ya televizyon, ya bir video platformu ya da kendi internet sitesinden satıldığı izleyici için çok da önemli olmuyor. 

Sunulan iyiyse, izleyici o platform etrafında “bir süreliğine” kendi florasını oluşturuveriyor. Küçük balıklar da hemen pazara toplanıyor, özel içerik neyse hemen onun yanına bir yorum-fan sitesi, hemen yanına bir blog, belki özel twitter hesapları; buradan yayınlanan özel reklamlar, pazarlamalar, vs…

İşte bu sürekliliği sağlayan dev balinanın bu zamana kadar televizyon olduğunu düşünürsek, CEO Reed Hastings “Artık devri bitiyor” diyor. Netflix’e göre televizyonlar yaşlandı, ağır aksak ilerliyor. Ama elimizde artık süper hızlı olan bir şey var: İnternet. 

Hulu ve Amazon Prime gibi “stream” konusunda Amerika’da Netflix’e rakip şirketler de eski uydu frekanslarıyla izlediğimiz geleneksel televizyonun izleyicisinin, paralı abone olup kablolu televizyon izleyenlere göre düşüşte olduğunu belirtiyorlardı. Bunun yanında, yine Amerikan yayıncılarından HBO, Showtime ve CBS de “isteğe bağlı ve aboneli” videolara (SVoD) uyanmış durumda. Örneğin yayıncı Starz, yeni bir OTT platformuna (Özel altyapı gerekmeksizin kamuya açık internet üzerine kurulan üstün tv platformuna) bu iş için 20 milyon dolar ödemeyi gözden çıkardı. 

Netflix’den başka yeni haberler de duyuyoruz. Şirket, internet televizyonculuğunda hala kapacak boş alanlar buluyor. Şirket, Avustralya ve Yeni Zelanda versiyonlarını başlatıyor ve 6 yeni Avrupa ülkesine de servisini götürüyor.

Reed Hastings’in dikkat uyandıran yorumlarına benzer bir açıklama da yine geçen ay, dünyanın en büyük TV içerik fuarı Mipcom’da, Netflix’in içerik direktörü Ted Sarandos'dan gelmişti. Tarandos, “Netflix eski usul, antika film dağıtma yöntemlerini hızlandırmak istiyor ve bunu yeni orijinal filmleriyle yapmaya başlayacak.” demişti. Dev stream şirketinin dünya genelinde 40’tan fazla ülkede 50 milyondan fazla kullanıcısı var. Ve yeni prodüksiyonu için son anlaştığı iki drama Marseilles ve The Crown ile bu sayıları yükseltecek gibi. 

CEO’nun nokta atışı yapar gibi 2030’a bir ok fırlatmasını şirketinin politikaları için anlayabiliriz, ama o zaman kadar daha çok var: Evimizdeki yarı akıllı TV’ler ile şimdilik idare edebiliriz. İzleyici olarak değişimi bizim de yana yıkıla isteyeceğimiz günler gelecek tabii. O da muhtemelen, TV-internet aboneliklerimizin yanına eklenen stream platformlarına üyeliklerimiz, satın aldığımız film, diziler ile kabaran faturalarımızı tek bir potada azaltarak eritmek isteyeceğimiz bir sistem olacak.

BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER