 
               
                                  
                      
                     
                    
                        
                
                    
                    
                    Özel kanalların kurulmasıyla beraber devlet kanalı kanadında öncü işler yerini durgunluğa ve popüler kültüre hizmet eden yeni alacalı dünyaya bıraktı. Nasıl ki edebi uyarlamaların risk payı yüksekse yeşilçamın filmleştirdiği yapımları uyarlamanın riskleri ise çok daha fazla. Genellikle kıyıda köşede kalmış, az bilinen filmlerin adapte edilme girişimlerini gördüğümüzü söyleyemeyiz. Klasikleşmiş yeşilçam filmlerinin pek çok kez ekranlara yeni versiyonuyla sürüldüğüne şahitlik ettik. Çocukluğu, gençliği, hayatı o filmleri izlemekle geçmiş seyirci niçin benzerini de izlemek ister ki? Kabul edelim ki kültleşmiş yapımların "remake" dedikoduları haberini alır almaz gelen vahşi bir merak hissi var. Film ne kadar bilindikse linç için hazırda bekleyen sadık kitlesi de o kadar genişliyor. 
Unutulmaz Yeşilçam filmlerine yeni yorum getirme çabalarının en talihsiz olanı hiç kuşkusuz Al Yazmalım oldu. Barış Falay, Özge Özpirinçci ve Seçkin Özdemir herhangi bir yapımda buluşsalar onu uçurabilirlerdi ama Selvi Boylum Al Yazmalım filmini yeniden çekmek istiyorsanız bunun büyük bir kumar olduğunu size söyleyebiliriz.Türkan Şoray'ın hûlyalı gözlerinde can bulan Asya'nın çaresizliğini, Kadir İnanır'ın bir gülüşüyle titrettiği kalpler ile Atıf Yılmaz'nın rejisiyle varolan efsaneye yeni bir yorum getirme çalışması pek altından kalkabilecekleri bir iş değildi. Cengiz Aytmatov romanını baz almadıkları ilk tanıtım fragmanında filmin müziğini kullanmalarından açıkça belliydi. Bazı çok özel filmlerin dokunulmazlığı vardır, olmalıdır! Selvi Boylum Al Yazmalım da onlardan biriydi. Uyarlama yapılırken dikkat edilecek hususlar: Madde 1: Yanlış sularda yüzmekten vazgeçilmeli.