Biraz endişe, biraz neşe...
Takıldığım ufak tefek yerler olsa da son zamanlarda izlediğim en iyi Adı Efsane bölümüydü. Güldüm, eğlendim ve en önemlisi izlediklerime inandım. Madem böyle bir bölüm izlemeye imkan vardı, neden 3 haftadır o garip sahnelere maruz kaldık onu merak ettim. Çünkü izlediğim şey, bana tanıtımlarla vaad edilen şeydi. Umut da vardı içinde, dostluk da, aşk da… Hatta birçok şey eskisi gibiydi. Güzeldi.

Tayfa, eskisi gibi bir arada hareket etmese de bir araya geldiklerinde de dostluğu öyle hissettirdiler ki ayrıldıklarını unuttum bile. Fiko’nun vurulma hadisesi benim açımdan birtakım sıkıntılar doğursa da sunulabilecek en soft biçimde sunulmuştu. Ali ve Sadık ise saçmalamadan güldürebildiler bu hafta.

Hakan’ın bir türlü konumlandırılamayan karakteri de yerini buldu bence. Hakan, artık evin ‘babası’ konumunda. Gencecik bir çocuğa bu kadar yüklenmenin doğru olmadığını düşünsem de bu yük omuzlarına baskı yapmıyor şu anda. Sanki normal bir şeymiş gibi devam ediyor hayatları. Hal böyle olunca eğreti de durmuyor. Babasıyla bağının koptuğu anı, çocukluk heyecanını da giyinerek Naz’a anlattığı an ise eski Hakan vardı karşımda. Yaralarını Melis’e gösteren, sırrını sevdiğiyle paylaşan Hakan. Hakan ve Naz’ın çok hızlı bir şekilde HakNaz olduğunu düşünsem de aralarındaki sıcaklığın kurulduğu sahneyi HakMel’in paralelliğine rağmen sevdim. Muhtemelen bilinçli bir tercihtir. Ki bence senaryo ekibi de en başından beri yepyeni bir ilişki kurmaktansa HakMel üzerinden yürümeyi seçiyordu. Nihayet ikili arasında ayakları yere basan sahneler izledik ki, ellerin birleşmesi de gayet olağan oldu böylece. Tabii Hakan’ın yatağında yatan bir Naz görmeyi beklemiyordum.

Hakan’ın annesi bu durum karşısında ne yapacak bakalım? Ne yapacaksa hemen yapsın, sahneyi gençlere bıraksın. Çünkü kendisine sinir oluyorum.

Hakan’ın işleri yavaş yavaş yoluna girdiğine göre Ozan’dan da bu noktada büyük bir hamle bekliyorum ki Hakan’ın başı derde girsin. Ozan’ın mafyatik tarafına elbet Hakan da geçecek ama ne zaman ve nasıl?

Ozan’ın yüzünden vurulan Fiko, Fiko vurulunca yakınlaşan FikBel, uzaklaşan FikÇil derken o taraf yine oldukça karışık. Görünen o ki, o üçgende tek bir ihtimal var; FikBel. Her ne kadar FikÇil desem de koşar adım yakınlaştırılan Fiko ve Çiler’den sonra bu ihtimalden de soğudum ne yalan söyleyeyim.

Ali ve Mercan’ın yan yana gelmesine ise çok çok çok sevindim! Bana AlMer verin, bol bol verin. Lütfen…

Gençler böyle… Orta yaş aşklarımızda ise sahneyi Naz’ın anne ve babası alıyor. Annemiz beni ne kadar itiyorsa, babamız o kadar çekiyor. Bu tarafta erkek tarafıyım yani.

Umarım bundan sonraki bölümlerde de aynı keyfi alırım. Emeği geçen herkesin emeklerine sağlık…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER