Bölüm çok eğlenceli ve
hızlı başladı. Fırsatçı Golcü Arda, kız tarafı ve erkek
tarafının tüm savunmalarına rağmen etkisini sürdürmeye devam
etti. İzdivaç yolundaki Şebnem Gürsoy'a çelme takmak
sanıldığından daha zor.
-Ürün yerleştirme-
Yazı
içine ürün yerleştirme yapacağım şimdi, Kaçak Gelinler'i
izlerken Reaksiyon'un fragmanını gördüm. Zeynep Günay Tan ile
Onur Tan'ın yönetmenliğini yaptığı dizileri aynı güne koymak
zorunda değildiniz sevgili kanallar. Bir kere daha yaptınız
sanırım bunu Öyle Bir Geçer Zaman Ki'nin karşısına Dila
Hanım'ı mı koymuştunuz ne?
-Ürün
yerleştirme bitti.-

Nermin kendi kurduğu
tuzağa kendi düşecek bence. Kainat'ın yanında para meselesini
Ege'ye çıtlatması çok iyi bir fikir değildi. Kainat'ın Ege'ye
daha sevecen yaklaşmasını sağladı. Üstelik Ege öyle sıkışık
bir durumda Güneş'e maddi yardım etmişken. Can'a da yapıştırdı
Kainat ''Sadece arkadaşız!''ı. Biz kadın milleti böyle miyiz
acaba ümit verip sonra tatlı tatlı arkadaş ayağına mı
yatıyoruz? Bilmiyorum bir düşünmem lazım.
Önder
ve Özgür çok tatlı bi' çift olmadılar mı? Almilla'yı o süslü
haliyle beğenmeyen bir ben olamam sanırım. Açelya Topaloğlu o
kadar doğal bir güzellik ki gözümde; o ağır elbiseyi, klas havayı
yakıştıramadım ona. Arda hemen oltaya gelmiş olsa da Önder ve
Özgür mahvetti her şeyi.

Almilla'nın hipnoz
konusunda beginner olması, gelinliğe şarap dökmek, damat adayının
kafasına küçük Şebnemler sokmak vs., hepsi müthiş planlardı ve
çok tatlı sahnelerdi. Şebnem hafızasını kaybetmiş olsa da bu
hatunun kafasına taktığını yapması ve hırsları her şeyin
önüne geçiyor. Arda'yı seviyor mu, tabii ki hayır. Hatta öyle
bir yansıtıyor ki kendini dışarıya, 'kimseyi kendinden fazla
sevemez, lüksleri olsun yeter' diye düşündürüyor insanları.
Ama biz onun o sevgi dolu kalbinin farkındayız. Neler yaşamış
geçmişinde bilmiyoruz. Fena duvarlar örmüş kendine.
İstediği şey olmayınca yere oturup ağlayan çocuklar gibi
davranıyor. Beş yaşından beri gelinlik giymenin hayalini kurduğunu
öğrendik. Sırf bu hayalini gerçekleştirmek için bile Arda ile
evlenmek istiyor olabilir. Deli kızımıza çok dramatik yaklaştım
bu bölüm çünkü Almilla ve Kainat müthiş planlarıyla gelinliğe
şarap dökünce Şebnem'in gözyaşlarına çok üzüldüm. Mantığa
uymasa da doğru ya da yanlış olduğunu önemsemeden Şebnem evlenmek istedi.
Anlayabildiğim bu.

Babalı-oğullu bulaştınız siz bu aileye, hayırdır?
Seniha
Sultan'ın Şebnem'e kendi gelinliğini vermesi de yaraya tuz basmak
gibi oldu ve belli ki ben 'Seniha Sultan-Müfit' hikayesinde fazla
hüzünleneceğim. Tamam, şimdi anlattı Müfit hikâyeyi ve hiç
hüzünlenmedim. Ya hiç bekler misiniz, Müfit'ten ''Ben sana layık
değilim.'' diyerek Seniha Sultan'ı terk etmesini? Zengin Kız-Fakir Oğlan durumu değildir umarım.
''Şebnem'e
neden gelinliğini verdin?
- Nasıl
hatırladın?
- Ben
seninle ilgili hiçbir şeyi unutmadım ki...''
40'lı
yaşlara geldiğimde böyle bir aşk istiyorum, evrene full enerjili
mesajımı yolladım, saygılar!

''Bizim kaderimiz bir yazıldı Şebnem.''
Final sahnesi ile ilgili
kelimeleri toparlayamıyorum şu an. Selim, Şebnem'i öyle bir
kendine çekti ki eğer öperse Şebnem hafızasının geri kalanını
da kaybedebilir. Yani ben kaybederdim. Kalbin hafızası olmaz,
Şebnem Selim'i unutmaz ulen!