Yapımcılığını Rains Pictures ve Unik Film'in üstlendiği, yönetmen koltuğuna
Ömer Baykul ve Bülent Doğan'ın oturduğu Rüzgârlı Tepe, yeni yılın ilk gününde
seyircisiyle buluştu. Başrollerini Gökberk Yıldırım ve Cemre Arda'nın
paylaştığı proje, iki düşman ailenin çocukları olan Zeynep ve Halil'in
hikâyesini anlatıyor.
"Savrulmuş hayatların rüzgârında çiçek açar mı?" Mottosuyla yola çıkan Rüzgârlı Tepe, Aslanlı ailesinden
intikam almak için yola düşen Halil'in hiç beklenmedik bir şekilde Zeynep
Aslanlı ile yollarının kesişmesi ile hikâyeye giriş yaptı. Günlük dizi izleme
kotam dolu olsa da tanıtımlarında bana Meksika yapımı kasaba dizilerini
anımsatmasından olsa gerek ilk bölüm oturdum ekran barışına. Yanıltmadı da
beni. Bundan 15 sene önce izlediğimiz kasaba ağırlıklı pembe dizi tadında bir
girişle görsel bir şölen yaratmadı desem yalan olmaz. Halil’in son sürat
çamurları sıçrata sıçrata sürdüğü arabası, Zeynep’in ihtişamlı duruşuyla ağır
ağır kullandığı traktör; karşılıklı ufak atışmaları, Zeynep’in sakınmadığı
sözleri ve Halil’in bu durumdan haz alması ‘’Hadi!’’ dedirtti bana. Özlemişiz
verdiği tadı.
Dopdolu bir intikam hırsıyla doğduğu ve ailesini kaybettiği kasabaya geri
döndüğünde zıt bir çatışmayla karşı karşıya gelen Zeynep ve Halil’in, ardında
talihsiz bir kazayla tekrar yolları kesişti. Kim olduklarına dair bir fikirleri
olmadan birbirlerine istemsizce akmalarını izledik ilk bölümde. Halil’in,
Zeynep’i Aslanlı çitliğine getirdiğindeki yaşadığı hayal kırıklığı ile birlikte
Zeynep’in bir Aslanlı olduğunu öğrendiğindeki öfke karmaşası içinde
kaybolmasına şahit olduk. Zeynep henüz ne olduğunu anlamadan Halil onu alacağı
intikamın içine çoktan çekmişti bile; ablasının nişanında, oynadıkları Zeybek
oyunuyla birlikte. Zaman onları birçok yerde birçok duyguyla oradan oraya
savuracak hiç kuşkusuz ki. Bizler savruldukları o hayatın içinde birbirlerini
kanata kanata çiçek açmalarına şahit olacağız. Halil ve Zeynep’in girecekleri
bu aşk savaşının içinden eksilmeden çıkmak için ne kadar bedel ödeyecekler
izleyip göreceğiz. Bakalım, ilk kim yenilecek kalbine, ilk kim vazgeçecek
savaşından…
Kısmen ilk bölüm itibariyle derdini anlatmayı başardı hikâye, izleyiciye.
Kasabanın en zengin ailelerinden olan Aslanlı ailesi tarafından hırsız damgası
yiyerek apar topar tutuklanan babasının ardından savrulan ailesinin intikamıyla
büyüyen bir karakter, Halil. Henüz annesi ve babasını nasıl kaybettiğine dair
bir emare verilmese de savrulan hayatlarının tek sorumlusunun Aslanlı ailesi ve
en çok beni meraka sürükleyense Zeynep Aslanlı olduğunun bilincinde, Halil. Keza
ilk bölümde izlediğimiz Aslanlı ailesinin gözde kızı, kasabada örnek
gösterilen, herkes tarafından sevilen, işçileriyle çiftlikte birlikte çalışan
merhametli ve güçlü bir kişilik, Zeynep. V e fakat Halil’in geçmişe dair
hatırladığı kötü anılarının içinde annesini çiftlikten sürükleyerek dışarı atan
isimlerden de biri aynı zamanda Zeynep Aslanlı. O sahnede, Zeynep’in hikâyenin
neresinde yer aldığını şimdiden merak ettim. Diğer taraftan aşkı ve intikamı
arasında sıkışan Halil’i izlemek keyifli olacaktır. Öfke ve intikam çok büyük
bir duygudur ve fakat aşk ile karşı karşıya gelene kadar.
İlk bölüm itibari ile Zeynep
Serpil Bozkurt’un Tülay Aslanlı’yı ve Cemre Arda’nın Zeynep Aslanlı’yı
giyinişini sevdim. Halil karakterinin Gökberk Yıldırım’da tam anlamıyla
oturması için birkaç bölüme daha ihtiyacımız var diye düşünüyorum. Her zaman
savunduğum noktadır: Karakteri hikâye anlatıcıları yazar, yönetmen dünyasını
kurar ve yön verir, oyuncuysa onu zamanla giyinir. Ben Ömer hocanın dünyasını
seviyorum. Yanına Bülent Hoca da eklenince kısa bir sürede karakterler damak
tadımıza uygun olacaktır diye düşünüyorum. Şimdiden emeklerine sağlık.
Muhtemel olasılık Rüzgârlı
Tepe’nin daimî izleyicisi olacağım; ama gününde ekrandan ama ertesi gün
internetten… Kurulan dünyayı, yansıttığı o Meksika havasını ve Kasaba
hikâyesini sevdim. Aşk ve intikam birbiriyle harmanlanıp üzerine gurur
eklenince seyir keyfi güzel bir hikâye çıkacağından şüphem yok. Ve fakat bir
günlük diziyi daha kaleme alıp yorumlamam mümkün değil. Zaman sorunum baki...
Gökberk Yıldırım ve Cemre Arda
henüz yolun başında iki genç oyuncu. Özellikle Cemre Arda’nın ilk deneyimi diye
biliyorum. Yolları açık olsun…
Yazan, yöneten, kamera arkası ve
önü emeği gecen herkesin yüreğine sağlık.
Sevgiyle kalın.