Pazartesi akşamlarının vazgeçilmez dizilerinden Ömer. Daha önce de sizlere bahsettiğim dizinin başarılı olmasında 3 önemli unsur var fikrimce. İlki kuşkusuz esas çifte hayat veren Gökçe Bahadır ve Selahattin Paşalı ikilisinin uyumuydu. Öyle başarılı bir uyum yakalanmıştı ki son bölümlerde Ömer karakterinin ani ve kötüye evrilen değişimi bile izleyicileri Ömer-Gamze ikilisinden vazgeçiremiyor gibi görünüyor. Şüphesiz bir dizide esas çiftin uyumu başarıya giden yolda en önemli kriterlerden biriyken Ömer dizisi bu kriteri sağlamış durumda. Gerçekten de bir izleyici olarak Gökçe Bahadır-Selahattin Paşalı uyumunun çok iyi olduğunu düşünüyorum. İkinci önemli unsur oyunculuklar. Bütün oyuncular başarıyla rollerini yansıtmaya devam ediyor. Üçüncü önemli unsur ise yönetmen Cem Karcı’nın rejisinin kusursuzluğu. Bu açıdan tüm ekibi tebrik etmeliyim bir kez daha.
Bugün ki yazımda Gamze karakterine değineceğim. Zira bence dizinin en kilit karakteri. Burada bir parantez açmak istiyorum. Gökçe Bahadır kesinlikle harikalar yaratıyor.
Bir kadın düşünün. Boşanmış, kocasının borçlarıyla boğuşurken, ailesiyle arası hiç de iyi değilken, oğluyla kendisine yeni bir hayat kurmaktan başka gayesi olmayan bir kadın. Sonra bir gün bir adam giriyor hayatına. Israrcı tutumu ve kaderin de biraz etkisi ile sürekli karşılaştığı bu adam bir şekilde hayatına dahil oluyor. Aşkına inandırıyor kadını önce ve sonra kadın da daha önce tatmadığı derece de yaşadığı aşka bırakmak istiyor kendini ve o adama aşık oluyor. Ama aralarındaki yaş, boşanmış oluşu, bir çocuğu olması ve hayata farklı bakmaları ile aile baskıları sebebiyle aşkını kalbine gömüyor ve sırf o adam ileride pişman olmasın, üzülmesin diye aşkından vazgeçen, evlilik teklifine mecburen hayır diyen taraf oluyor. Sonra adamın ısrarcı tutumu devam edince, bir de adamın kendisine evlenme teklifi etmesinin sabahında başkasıyla evleneceğini öğrenip, üstelik bu tanıdıklarının bir kızı olduğundan sürekli bir araya gelmeleri nedeniyle yine aynı ortamda bulunmak durumunda kalıyor. Nisa’nın sözleriyle yeri geldiğinde Süreyya için bile endişelenip, sevdiği adam için kendini geri plana atan, zaman zaman aşka yenilip duygularını ifade etse de çoğunlukla Ömer’i reddeden taraf olan kadın sevdiği adamın kendisine şiddetle karşı olan ailesi yüzünden bir de zorla evlendirilmeye çalışılıyor. Zorla diyorum çünkü Gamze’nin annesinin tutumu malum. Aynı olaylar sırasında kendisine Ömer konusunda karşı olmasına rağmen Nisa’ya ailesinden çok değer verip, yardım eden, kendi hayatını hiçe sayıp, bir sürü haksız suçlamayla baş başa kalan yine Gamze oluyor. Hal böyle olunca dizinin en acı çeken karakteri olarak karşımıza çıkıyor. Kısaca aşkına inandırıp kendisine aşık eden Ömer’e aşık olmasının bedelini fazlasıyla ağır ödüyor.
Sürekli peşinde olan Ömer ve ailesinin açtığı sorunlarla Gamze’nin emin olduğu bir gerçek var. O da Ömer’e aşık olduğu gerçeği. Sonra hayatta en çok değer verdiği kişi oğlu Tuna, Ömer ile onu imkansız olarak görmediğinde Gamze hayal etmeye hakkı olduğunu düşünüyor. Umut ediyor. Aşkı…
Karşısında ise sanki aşkına inandırıp, kendisine defalarca hayır demesinin nedeninin kendi ailesi olduğunu bilmiyormuş gibi Gamze’yi suçlayan, ona evlenme teklifi ettiği akşamın sabahında başkasıyla nişanlanma kararı alan ve hala Gamze’nin etrafında olmaya devam eden, hayatına karışan o değilmiş gibi davranan bir adet Ömer var. Üstelik biz izleyiciler sebebini bilmeksizin özellikle son 3-4 bölümde bir anda değişen ama bildiğiniz kötüye evrilen bir Ömer karakteri ile karşılaşıyoruz. İlk 3 bölümdeki Ömer kısaca kayıplara karışmış durumda.
Gamze karakteri gittikçe daha da iyiye evrilirken tek bir kusuru olduğunu düşünüyorum bir izleyici olarak. O da Ömer ve ailesine hak ettiklerinden fazla değeri vermiş olması. Süreyya konusunda tek suçu Ömer ile olan geçmişini açıklamaması ama burada bence asıl konuşması gereken Ömer olduğundan onun gidip her şeyi anlatmasını beklemiyorum. Özellikle annesi gibi biriyle mücadele etmek zorunda kalacağını düşününce zor olduğunu biliyorum. Gerçi Süreyya Ömer’in kendisini sevmediğini bilerek bir yola girdi. Gamze ile ilgili durumları bilmiyordu ki artık biliyor bilmemezlikten geliyor. Yine de dediğim gibi Süreyya konusunda Gamze doğruyu söylemediği için yanlış yapıyor olsa da asıl suçlu Ömer olduğundan ona kızamıyorum. Hele yeri geldiğinde Gamze’nin Süreyya için üzülüp geri çekildiğini ama Süreyya’nın nişanlısına resti çekemeyip sürekli onu konuşuyor olduğunu gördükçe hele ki her şeyin farkında olmasına rağmen nişanlı kalıyor oluşuna tanık oldukça hiç kızamıyorum Gamze’ye. Üstelik Gamze bu hikayenin en çok yara alanı. Hayatı altüst olan taraf. O yüzden en büyük suçlu Ömer bu hikayede.
Sonuç olarak bir izleyici olarak hikaye Ömer karakterinin değişimini sorgulatsa da hala Ömer ve Gamze ikilisi için devam ediyorum izlemeye. Bir de özellikle Nisa yüzünden bir sürü haksız suçlamaya maruz kalan Gamze ile ilgili gerçekleri öğrendiğinde Ömer’in halini görmeyi çok istiyorum. Her şey bir yana dilerim Ömer yaptıklarından pişman olur ve Gamze bu sefer o kadar kolay affedici bir tavır takınmaz. Çünkü dediğim gibi hikayenin en fazla yara alanı Gamze. O yüzden Ömer yaptıklarının bedelini ödeyip öyle çıkmalı karşısına.
Yine de içimdeki romantik izleyici Ömer-Gamze ikilisine dair umudunu kaybetmiş değil. Gökçe Bahadır ve Selahattin Paşalı’nın muhteşem uyumu için hala umut etmeye devam ediyor. Ve ben bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum. Sevgiyle kalın.