Bayağı sevmiş olacağım ki aylar sonra klavyenin başına oturttu
beni bu ikili. Bir an önce sizinle paylaşmak istiyorum düşüncelerimi.
Azcık heyecanlıyım paslanmış olabilirim. Bu projeyi ilk defa iki isimle birlikte öğrendim. İbrahim
Çelikkol ve Kerem Bürsin. İkisini de yakinen tanımam etmem. İşlerini izlemiş
değilim. Sadece hafiften Kerem Bürsin’i sempatik bulurum o kadar. Her neyse bu
ikili ile duyduğum proje açıkçası çok soğuk gelmişti. Bu dizi tutmaz bile
demişliğim vardır hatta.. Kadro şekillendikçe merakım
arttı tabii.
Zafer Algöz, Engin Şenkan, Özge Gürel, Öykü Karayel derken ilk
fragmanın da yayınlanmasıyla birlikte iş keyifli bir hal almaya başladı.
Bildiğiniz gibi -hatırlatmak istiyorum hala bilmeyenler var- iş, ünlü
sinema filmi Tango&Cash’ten uyarlama. İşin hem komedi, hem aksiyon, hem de
duygusal bir tarafı var anlayacağınız. Baya ihtiyacımız olan şeylerim bu üçünü bir
arada bulmak zor oluyor. Girizgâh bitmeden söyleyelim MUSTAFA KERİM CAN sana
çok fena düştük. Fragmanları izlediğimizden beri bu böyle.
Bölüm Allah’ın delisi Barca’nın ne kadar psikopat biri
olduğuyla başladı. Şık bir açılış oldu bence. Barca manyaksın anladık, Yüksel
Amir daha çok çıldıracaksın. Sevdim senin mizahını. MKC, normalde kıl olacağım
bir insanken nasıl bu kadar sempatik olabiliyorsun söylesene?Gördüğüm en
orijinal karakterlerden birisin. Kahramanın böyle sorunlu, kendini beğenmiş
olup iyi kalpli, yardımsever olmayanı ne güzel. Uyuz olunca da tadından
yenmiyor. Diğer karakterlerle karşılıklı sahnelerinde de çok keyif aldım
izlerken. Nilüfer’i MKC’nin kardeşi olarak izlemek çok güzel. Nilüfer’i sevdim
ben. Gözü kara, doğada bile olmayan bir renge sahip ateş pahası ayakkabıyı
isteyecek kadar da dişi bir karakter. Nilüfer, Özge Gürel’in oynadığı
karakterler içerisinde hem tarzının hem de ana hatlarının farklı olduğu bir
karakter. Bölümler ilerledikçe de Özge Gürel’i tanıyamayacağımızı düşünüyorum
at fava!
Yağmur, sana teessüfle başlayacağım kusura bakma. Aşırı beğendim seni
ama en az kocan kadar inatçısın. Bu, Öykü Karayel’in de oynadığı en sempatik
karakter bence. Nasıl ayrıldınız çok merak ediyorum. Küçük MKC’ye ne demeli. O
replikler şahaneydi. Çok güzel ayrıntı olmuş. Bir MKC yetmiyordu sanki.
Jenerik çok Avrupai’ydi. Çok beğendim. Efektleri niye öyle basit yaptınız hiçbir fikrim yok. Gerek görmediniz zaar. Neyse onu unutuyorum. Çok da
mühim değil benim için. Bölümü izlerken çokça güldüm, karakterleri hemencecik sevdim.
(Nilüfer’in arkadaşı çok mıymıysın gider misin sen?) Gerilmedim, sıkılmadım.
Sona doğru tempo artmıştı. Barca ve MKC’nin ikisinin birden tuzağa düşmesi beni
derinden yaraladı dostlar. Böyle şeylere dayanamam. O yüzden hemen güçlerinizi
birleştirmelisiniz.
Perşembe’ye bizi yine bol manyak bol aksiyonlu bir bölüm
bekliyor. Çok beğendiğim ikinci fragmanı da buraya bırakıyorum. İzlersiniz.
Görüşürüz yine, sağlıcakla..