Umuda Kelepçe Vurulmaz: Hırs, acı..

Umuda Kelepçe Vurulmaz: Hırs, acı..
Onur sen nasıl birisin ki varlığın dert, yokluğun apayrı bir dert yaratıyor.  Perihan için hayat demek Onur demek.  Onur yoksa umut yoksa herkes yok olabilir. Güler’i bir nebze olsun anla isterdim. Oğlun kayboldu. Evet, Fırat ile Ceren denize atlamadı diye ihmalleri olduğunu düşünüyorsun.  Acılı bir anne olarak sinirlisin. Her ne kadar gençler ellerinden gelen her şeyi yapıp acelece polise haber verseler de yetmez sana. Ki Onur kesin arkadan bir yerden tekneye girip yaşamıştır da pislik olsun diye korkutmuştur herkesi.

Olmadı mı? Oldu. Perihan kılıçları çekti. Asım’daki tüm parayı geri aldı. Asım onca şeyden sonra açıkta kalsa da aksi durumda gelip Fırat’a o konuşmaları yapar mıydı bilemiyorum.  Güler’i evden attı. Umudunu kaybettiği an gecekonduyu kundakladı. Hırs, acı bu kadar mı acımasızlık verir bir insana? Acını yaşamak bu kadar dehşet verici olmak zorunda mı? Kin kime iyi gelmiş ki bu dünyada? Savaşlar işte bu içgüdülerle çıkıyordur herhalde.

Tüm desteği çekti Ceren’in ailesinden. Nasıl olsa Onur için Ceren’e katlanıyordu. Algılayamadığım Ceren’in annesi gidip Perihan’a yalvardığında aydınlanması gerekirdi. Perihan resmen maşa olarak kullandığını, dostluklarını olmadığını, kızlarını önemsemeyen insanları önemsemeyeceği belirtti. Hatırlatırım ki Ceren kaçırıldığında Onur’u dostluk adı altında ihbar etmemişlerdi. Şimdi bu cümlelerden kendilerine suç aramak yerine hala Ceren’i nasıl suçlayabiliyorlar? Anlamıyorum! Sadece Onur ile yakın olmadı, Fırat ile arkadaşlık etti diye koskoca iflası bu kızın omuzlarına nasıl yüklerler? Ah o kız sizin için ne sırlar saklıyor bir bilseniz. Hoş bilseniz de anlar mısın? Hayır. İdil desek sürekli Ceren’e öfkeli. Bu sefer amcasına da püskürdü. Meğer daha öncede iflas edilmiş ve İdil’in babasından kalan ekonomi ile düzeltilmiş durum.  İdil de yokluk göremezmiş. Her şey onun babasının parasıymış. Kavganın sonunda ise kayıp yaşandı. Ceren’in babası vefat etti. Adamın kalbi daha fazla bu kavgaları ve bilincinde olduğu sorumluluğu kaldıramadı. Başarısızlığın sonu asla bu olmamalı. Dizide Onur’un yaşadığına emin olduğum için Perihan’a gözyaşı dökemedim ama Ceren’e babasından dolayı yaşlarımı akıttım. Baba demek çınar demek. Arkanı yaslayacağın, şu hayatta güvenebileceğin koca bir çınar. O kız acısını yaşarken bile saygı göstermeyip onu suçlayan anne ve kuzenine neler yapmalı? Para hırsı mı, acı mı? Neler oluyor bu insanlığa?

Kimileri de kendini baba sıfatı altında güçlü sanıyor. Peri’nin başına gelenler daha doğrusu tahmin ettiklerim o kadar korkunç ki. Resmiyette baba olarak gözüken üvey baba kılıklı cani kızı hapishanede, okulda hatta sokakta rahat bırakmıyor. Küçük sırrımız diyor bir de. Amaçsız, dertsiz sadece fizikken daha güçlü olduğu için küçük bir kıza baskı kurmaya çalışan zihniyetinin hiçbir yerde açıklaması yok. Çocukken ne yaşadın bilmiyorum. Peri’nin bir desteğe ihtiyacı olduğu çok belli ama o üvey babanın ikiyüzlülükteki başarısı ile hem Oscar’a hem de desteklerin ve cezaların en büyüğüne ihtiyacı olduğu kesin.

*Şu hayatta zaten hep iyiler suçlar kendini. Fırat ve Ceren gibi. Kötülerse suçlayacak insan arar. Örnekleri yukarıda sıralıydı.

*Ceren’in avukatı poliste verilen ifadeyi okumak isteyip müvekkilini koruması çok dikkat edilmesi gereken bir noktaydı.  Hukuk öğrencisi olarak öğrendiğim müvekkilin haklarının herhangi bir ihlale uğramaması için polis tutanaklarının avukat tarafından okunup imzalanması gerek ki herhangi bir yanlış beyan olmasın.

Hırssız, kitapsız, acısız günlere…
BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER