Kiralık Aşk: En başa, olmadığın zamanlara mı dönüyorum şimdi?
07 Temmuz 2016
Saklı kalamayacak kadar büyük bir yalandı ve nitekim ortaya çıktı. Beni sevindiren Defne’nin
ağzından ve Defne’nin çaresizliğini, pişmanlığını ömer’in böylesine hissedebileceği bir
duyguyla ortaya çıkmış olması. Anlatırken nefes almaktaki güçlüğünden ziyade ‘abimin
borcu vardı’ cümlesi çok yaraladı. Defne, Serdar’ın ipe sapa gelmez bir sebeple açtığı
borca karşılık hayatından vazgeçti. Tamam, belki asıl hayatını bu borç sayesinde
buldu ama bu süreçte Serdar'ın hiçbir şey yapmayışını da unutmayacağız... Defne bu
kadar büyük yükü taşıyacak bir kadın haline geldiyse elbet Ömer’in bunda payı çok büyük.
Defne sevgilisiyle birlikte olabilmek için kaç kez çoğalan yüküne ses etmeden devam ettiyse
yoluna, kusura bakmasınlar da ailesi de bir o kadar yalnız bıraktı Defne’yi. Oynadığı oyun
yetmezmiş gibi bir de Ömer onlar için evi satın aldı Defne’nin hanesine bir borç daha eklendi.
Yük gittikçe ağırlaştı.
Bir genç kıza sorsak hayalindeki düğününü de damadını da tam da bu bölümdeki gibi anlatır.
Bir farkla tabii.. Ortada büyüyüp giden o yalan dışında. İlk gelinlik de dahil bence herşey bir
masaldan çıkmış gibiydi. Limonata canım limonataaa... Eğer dökülmeseydi ıslak kedi yavrusu
haline gelen gelinin elini aşkla tutan damadı nasıl görecektik, gelinin o çocuk edasına nasıl
‘hasta' olacaktık? Limonatanın döküldüğü anda Defne'nin canının yandığı hissi nasıl gectiyse
bana "ayyy" diye bir çığlık attığımı fark ettim. Ömer’in elbette kurtarıcı bir planı olacaktı çünkü o
bir Ömer İplikci’ydi. Onlar bir zat-ı şahane tarafından tasarlandığı için her iki gelinliğe hatta geceliktir
pijamadır her şeye yakışır tarzda ve tavırdaydı. Merdivenin başında Ömer’in söylediği sihirli
sözler hepimize bi iç geçirtti ama Defne’yi bu denli etkilemesi düşündürür. Çünkü ‘sana
güvenmiyorum’ cümlesi oyunu anlatmasına daha büyük bir nedendi bence.
Gelelim Ömer’in o buz, taş, duvar gibi sıralayabilecegimiz sıfır duyguyla vermediği
karşılığa... İlk günden beri düşüncem otelde sarhoş olan Defne’nin her şeyi Ömer’e anlattığı
ve Buzlar Prensi'nin durum değerlendirmesiyle bugüne dek susmasıydı. Defne'nin çırpınışlarını
gördü Ömer. Yalanla yaşayamayışını, tamamen Ömer’in olamayışını... Belki de
beklemesindeki sebep buydu. Sonuçta oyun düğün olana dek tasarlanmıştı sayın Neriman
Hanım tarafından. Defne anlatmasaydı düğün sabahı Defne'yi uyandığında bir mektup
bekliyor olabilirdi ya da hesap soran bir Ömer...
Ama şimdi Ömer Defne'yi neden sevdiğini biliyor, onsuz olamayacağını da... Düğün
gerçekleşecek diyenlerdenim. Ömer buz halini korur düğün bitiminde patlar ki isteme
günü sabrını, insanlara saygısını gördük ya da "biliyorum sevgili karıcığım ve bu yalanı
evliligimize dahil etmediğin için teşekkür ederim" der ama ailesinden bunun hesabını
sorar. (çok hayalperest gördüm kendimi) İki şıkta da hikayenin devamlılığı sağlanabilir zira bu
sezon hiçbir şey anlatmayan bölümler de izledik.
Defne'nin annesinin gelişi malum gözümüze sokuldu, dedesiyle barıştı ama
amca, yenge, kuzen vb yalana dahil olmuş kişilere sorulacak hesaplar yeni küslükler... Bunlar
yazılabilecek senaryolar biz izler miyiz ? İzleriz. Ancak yeni sezona daha ayağı yere basan
hikayeler gerek ki yeni işlere yetişebilelim. Hiçbirimiz bu şahane ikiliden mahrum kalmak
istemiyoruz çünkü. Esmer ten, kızıl saç uyumu bir daha bulunmaz.
Koca bir yaz biz onları özlerken onlar hikayenin tadından yenmez
boyutuna gecebilirler inşallah. Biz de son gelen gelin-damat fotolarıyla Elçin-Barış
selfieleriyle yazı özlemle geçirip "bombelere gel!" yeni sezon fragmanlarını bekleriz.