Midnight Special / Festivale Çok Özel Bir Açılış

Midnight Special / Festivale Çok Özel Bir Açılış
"Işığa yolculuk"
Take Shelter (2011) ve Mud (2012) ile gönüllerimizi fetheden Amerikan bağımsız sinemasının en müstesna yeteneklerinden Jeff Nichols, son filmi Midnight Special ile 35. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nin konuğu. Tüm dünyada büyük merakla beklenen Midnight Special aynı zamanda festivalin açılış filmi oldu bu yıl. Gerek oyuncu kadrosuyla gerekse senaryosuyla bağımsız sinemadan ana akım sinemaya kaymış gibi görünen Nichols kimi eleştirmenler tarafından beğenilmese de yine ustaca bir yönetmenlik göstermiş ve estetik anlamda çok incelikli bir işe imza atmış.
 
“Çiftlik” adı verilen bir tarikat yerleşkesinde kendisini evlat edinen tarikat lideri ve tarikatın diğer üyeleriyle birlikte yaşayan 8 yaşındaki Alton kaçırılır. Bir takım özel güçlere sahip olan Alton tarikat tarafından kurtarıcı olarak görülmekte ve yaklaşan büyük bir felaketten korunmak için kullanılmak üzere özenle gözlerden uzak bu yerde saklanmaktadır. Film ilerledikçe Alton’ı kaçıran kişinin öz babası olduğunu öğreniriz. Alton’ın görüleri sayesinde belirlenen bir tarih ve koordinata sahip olan tarikat hazırlıklarını yapadursun, oğlu için kendini tehlikeye atmaktan kaçınmayan babası riskli bir yolculuğa çıkarak çocuğunun annesine ulaşmaya çalışır.


"Adam Driver bu kez ajan olarak karşımızda"
 
Filmin başından sonuna kadar yayılan umutla umutsuzluk karışımı tuhaf atmosfer yönetmenin kamera, ışık ve renk seçimleri sayesinde etkileyici bir görsel şölene dönüşüyor. Özel durumundan dolayı gündüzleri uyuyup geceleri yaşamak zorunda kalan Alton’ın ruh hali filmi de baştan başa mavi-gri arası renklere boyuyor adeta. Bir açıdan bakınca büyüme ve aileden kopma süreci sancılarının alegorisi sayılabilecek film, hep güneşi özleyen küçük bir çocuğun arafta kalıp sürekli alaca karanlığı yaşamasını resmediyor aslında.
 
Baba rolünde izlediğimiz Michael Shannon, üzüntüden öfkeye, sevgiden korkuya dönen bütün duyguları o kadar güzel aktarmış ki perdeye izlediğimizin bir film olduğunu unutup Shannon’ı Alton’ın gerçek babası sanmamız işten değil. Kirsten Dunst her zamanki ölçülü oyunculuğuyla anneyi gayet başarıyla canlandırıyor. Son yılların yükselen yıldızı Adam Driver “nerd” diye tabir ettiğimiz bilim uzmanı ajan rolünde seyirciyi gülümseten, filmi de ağır atmosferinden kurtarıp bir nebze hafifleten unsur olmuş. Bir yetişkinin bilgeliğine ve sakinliğine sahip Alton rolünde çocuk oyuncu Jaeden Lieberher harikalar yaratıyor.


"Aile bağları"
 
80’li yıllara göz kırpan atmosferiyle, inanç meselesinden aile bağlarına, büyümekten özgürlük kavramına bakışımıza kadar birçok konuyu sakin ve ağırbaşlı bir yaklaşımla ele alışına kadar birçok anlamda özel ve önemli bir filme imza atmış Jeff Nichols. Çocukluğunda E.T. izlemiş ve bilimkurguya gönül vermiş herkese canı gönülden tavsiye olunur. İyi seyirler. 


"80'lere selam çakan atmosfer"




BİZE YAZIN!
Ad
Soyad
e-mail
Mesajınız
GÖNDER