"Crouching Tiger, Hidden Dragon: Sword of Destiny", 2000 yılında gösterime giren "Wo hu cang long/Crouching Tiger, Hidden Dragon"ın devam filmi. Ang Lee'nin yönettiği bu ilk film gösterime girdiğinde yıla damgasını vurmuş; görüntü yönetmenliği, müzik, sanat yönetmenliği ve yabancı film dallarında Oscar'a uzanabilmişti. On dalda Oscar'a aday olan, yıl boyunca yüzden fazla ödül alan film neresinden tutulsa etkileyen bir film. Lee filminde Çin'in muhafazakâr-geleneksel yüzünün kadınlar üzerindeki olumsuz etkisini göze sokmadan, etkileyici bir şekilde işlemişti. Sevdiği adama, Li Mu Bai'ye (Chow Yun-Fat) gelenekler yüzünden varamayan Yu Shu Lien'in (Michelle Yeoh) aşkı çarpıcı bir şekilde işlenirken ajitasyona da, melodrama da kaçılmıyordu.
Senaristler ve Lee karakterlerin gerek geçmişlerinin, gerek birbirleriyle ilişkilerinin ve çatışmalarının hakkını verebilmişlerdi. Shu Lien olsun, Mu Bai olsun, Zhang Ziyi'nin karakteri Jen Yu olsun, neredeyse bütün karakterler çok iyi bir şekilde yazılmış ve oynanmışlardı. Bilhassa aşkını kalbine gömen, çok yetenekli bir dövüşçü olsa da gelenekler yüzünden önplana çıkamayan, gene de kurallara uyan Shu Lien karakteri epey etkileyici idi. Onun tam zıttı konumundaki, geleneklere karşı çıkan Jen Yu da fazlasıyla etkileyici idi. Bu iki karakterin çatışması ise filmin en değerli taraflarındandı.
Ang Lee zaman zaman çizgisel anlatıyı durdurup karakterlerin geçmişlerini de irdeleyip karakterleri üç boyutlu hâle getirebilmişti. Lee dövüş sahnelerinde de mükemmele erişebilmişti. Teke tek dövüşlerde, kalabalık dövüşlerde ya da farklı mekânlardaki (yerde, bir evin çatısında ya da ağaçların üstündeki) dövüşlerde hep bir heyecan mevcut. Uzakdoğu'ya ait bir janr olan wuxia'nın hakkını verebilmiş filmlerden bu film. Müzikleri, sanat yönetmenliği, efektleri ve görüntü çalışmasıyla da övgüleri hak eden bir iş. Kısacası neresinden tutulsa etkileyici bir yapım. Lee'nin en iyi filmlerinden.
Gelelim devam filmine. Netflix için Yuen Woo-Ping tarafından çekilip 2015'te yayınlanan bu film ne yazık ki ilkinin kalitesinin yanına bile yaklaşamıyor. Senaristlik görevi çok yanlış bir kararla, bir Amerikalıya -John Fusco'ya- teslim edilmişti. Yanlış olmasının nedeni Fusco'nun Uzakdoğu'ya ve geleneklerine hakim olamaması. Fusco'nun doğuya dair eksikliği filmde fazlasıyla belli oluyor. İkinci filmin öyküsü belki bu yüzden, belki de Fusco'nun iyi bir senarist olamaması yüzünden de sığ kalmış ve klişelerden bolca nasiplenmiş.
İlk film dövüş filmi olmaktan öteydi. İkinci filmse en fazla "idare eder bir dövüş filmi" olabilmiş, ötesine geçememiş. Filmin kötü kahramanı, öykü gibi yüzeysel kalmış. Hitchcock sinemacılara kötü kahramanın iyi işlenmesi halinde filmin de iyi olacağını söyler. Fusco ise bu temel kuralı yerine getirememiş. Çinli kötü kahraman, Marvel filmlerindeki kötüler kadar sığ ve boş kalmış. Öte yandan geçmişten gelen (ilk filmde adını duyduğumuz, kendisini göremediğimiz) Sessiz Kurt'un (Donnie Yen) eşi Shu Lien ile ilişkisi de kötü işlenmiş. Halbuki bu ilişki, ilk filmdeki Mu Bai - Shu Lien ilişkisi kadar etkileyici işlenebilir, bu alandaki boşluğu rahatlıkla doldurabilirdi.
Fusco ve yönetmen, Yuen karakterlerinin de, karakterler arasındaki çatışmaların ve ilişkilerin de hakkını verememişler. Shu Lien gibi çarpıcı bir karakter bu devam filminde heba olup gitmiş, duygularına yeterince yer verilememiş, verilse bile klişelerden kaçınılamamış. Zhang Ziyi'nin boşluğu benzer bir karakteri canlandıran Natasha Bordizzo ile doldurulmaya çalışılmış ama bu karakterin de hakkı verilmeyince Ziyi'nin eksikliğini sürekli hissedilir olmuş. Donnie Yen'in Sessiz Kurt karakteri de iyi işlenemediğinden Chow Yun-Fat'in eksikliği de hissediliyor. İlk filmin metni derinken bu film yüzeysel kalmış. Diyaloglarda da kusura bakılmasın pespayelik mevcut. Sanki Çin'de değiliz de Amerika'nın Harlem'indeyiz. O yüzden Çinli bir senarist değil de Amerikalı bir senaristin, hem de kalitesiz bir senaristin senaryoyu yazması yanlış bir karar olmuş.
Diyaloglar en sakil Amerikan filmlerinden çıkarılıp konulmuş gibi duruyor. Çok yazık. Öte yandan... İlk film birçok mekânda geçerken bütçe yüzünden ikinci film iki üç mekâna hapsedilmiş. Bütçe yüzünden kalabalık dövüş sahnelerine de yer verilememiş. Haliyle ilk filmdeki etkileyici mekânları ve heyecanlı dövüşleri burada bulabilmek zor. Dövüş sahneleri fena değildi ama burada da ilk filme yaklaşılamamış. Müziklerde de geri adım olması zaten onca eksiklikten ve sorundan sonra şaşırtıcı olmadı. Kısacası her alanda (oyunculuk, yönetmenlik, senaristlik, müzik, sanat ve görüntü yönetmenlikleri) vasatlık mevcut. Yen, Yeoh gibi etkileyici oyunculardan iyi performanslar alınamamış ne yazık ki.
Filmin İngilizce çekilmesi ise belki de en büyük sorun. Çinli oyuncuların zorlana zorlana İngilizce konuşmaları beni filmden koparmadı desem yalan olur. Evet, "Crouching Tiger, Hidden Dragon: Sword of Destiny" Amerikan yapımı bir film. Amerikalı izleyiciler için çekilmiş. Amerikalı izleyicilerin altyazı okuyamadıklarını da biliyoruz. Gene de bu durum (İngilizce çekilmesi) filmin en büyük eksiği olarak karşımızda durmakta. Bu film, ilk film gibi Çin ve Mandarin dillerinde çekilmeliydi. Özetle; bu film, Netflix'in yaptığı en vasat ve özensiz filmdir. Netflix gibi çıtayı yüksek tutmaya çalışan, giderek büyüyen bir şirketten böyle bir film çıkması, ilk filmin özensiz bir şekilde devam ettirilmesi üzücü.